Başta Kıbrıs meselesi olmak üzere hiçbir konuda tek bir yumruk halinde hareket edemeyen Kıbrıs Türkünün tarihinde ender görünecek şekilde ISIAS davasında nerede ise tüm kesimler gür bir sesle haykırma erdemini gösterebildi.
Adıyaman'da, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerde yıkılan, 35’i Kıbrıslı Türk sporcu ve öğretmenlerden oluşan kafilenin yanı sıra toplam 72 kişiye mezar olan İsias Otel’in 11 sanığının yargılanmaya başladığı davada başta aileler olmak üzere, hükümet, muhalefet, birlik ve oda temsilcileri hep beraber büyük bir dayanışma ve birliktelik örneği sergilediler.
Elbette iktidar ve muhalefet zaman zaman hem fikir olup kendi çıkarlarına olacak şekilde ortak karar aldıkları vakalara rastlanabilir. Örneğin geçtiğimiz aylarda iktidar ve ana muhalefet Sayıştay ve Yüksek İdare Mahkemesi’nin denetiminden muaf tutulmaları için Cumhuriyet Meclisi’nde birlikte yasal değişikliğe gittiler.
Ancak, iktidarı ile, muhalefeti ile, meslek odaları ve sivil toplumu ile top yekûn tek ses verdiğimiz bir örneğe Kıbrıs Türk tarihinde rastlamak pek mümkün olmamıştır. İşte ISİAS davasının vesile olduğu bu toplumsal dayanışmanın milat ve bundan sonrası için de daim olmasını canı gönülden diliyorum.
Farklı saikler ve beklentiler ile objektiflikten ve nesnellikten uzaklaşmadan Kıbrıs Türk toplumunun ortak çıkarları noktasında tek bir yürek olabilsek ve içte ve dışta gür bir sesle aynı dili konuşabilsek sanırım toplum ve devlet olarak bizleri kemiren ve çürüten aşağıdaki başlıca kronikleşen sorunlarımıza da çözüm bulabiliriz:
· Devlet kurumlarını vatandaşa ezgi eden değil hizmetkârı olan bir dönüşüm içerisine sokabilmek,
· Kıbrıs Türk Hava Yolları örneğini bir kez daha yaşamamak için başta DAÜ ve KIB-TEK olmak üzere çağdaş dünyada olduğu gibi kurumsal yönetişim ilkelerini tatbik ederek kamu kurum ve kuruluşlarını sürdürülebilir bir hale getirmek,
· Ekonomik, idari, yasal, kurumsal ve diğer önlemleri alarak kayıt dışılığı ve yolsuzluk algısını tolere edilebilir seviyeye düşürmek,
· Verimliliği ve etkinliği bertaraf etmesi yanında amaç-çıktı ilişkisi kurulmayan mevcut teşvik ve korumacılık sitemini yeni baştan kurgulamak,
· Özellikle yabancı yatırımcı için hayati olan yatırım iklimini Kıbrıs Türk Ticaret Odası Rekabet Edebilirlik raporlarını da dikkate alarak iyileştirmek,
· Suistimallere, şaibelere ve istismarlara açık mevcut vatandaşlık yasasını kesin ve net kriterlerin/kıstasların yer alacağı ve siyasi iradenin yetkisinin minimize edileceği şekilde değiştirmek,
· Geniş kapsamlı, çağdaş ve yeşil ekonomiyi gözeten adil bir vergi reformu gerçekleştirmek,
· Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (SAV) dediği gibi işi ehline vermek için liyakat sistemini kurumsallaştırmak,
· Gerek federalist gerekse konfederalist birbirimizi ötekileştirmeden Kıbrıs Türk Toplumunun faydasına olabilecek ortak argümanlar geliştirebilmek,
· Mahkeme kapılarında incir ipi gibi uzayıp giden ve geciken adalete yasal, teknik, lojistik ve idari önlemlerle çözüm üretebilmek.
Yukarıdaki liste daha da uzatılabilir. Önemli olan Kıbrıs Türkünün faydasına olabilecek konularda toplumsal dayanışmayı gösterebilmektir. Ancak, bu dayanışma sadece belirli felaketlerin gerçekleşmesi sonrası tepkisel (reaktif) olmaktan ziyade felaketler gerçekleşmeden önleyici (proaktif) tarzda olması halinde KKTC için arzuladığımız çağdaş ve kalkınmış bir ülkenin temel göstergelerinden birini teşkil edebilecektir.