Kısa adı Kıb-Tek olan Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu, 1974 sonrasında başlayan kamu sektörü eliyle ekonomiyi yürütme politikasının enerji sektöründeki temsilcisidir.
Asli görevi, elektrik enerjisi üretim, iletim ve dağıtımını sağlamaktır.
Bilindiği gibi, 20 Temmuz 1974 sonrasında Kıbrıs Türk halkının sahip olduğu devasa kaynakların yönetimi, hem o günün koşullarında bunları yönetecek özel sermaye birikiminin olmaması, hem de dünyada ve özellikle Türkiye’de hakim ekonomi anlayışı nedeniyle kamu sektörü eliyle yürütülmeye başlandı.
Örneğin, sanayi sektörü Sanayi Holding, turizm sektörü Kıbrıs Türk Turizm İşletmeleri, tarım sektörü Toprak Ürünleri Kurumu, Cypfruvex, Süt Endüstrisi Kurumu, hava ulaşımı Kıbrıs Türk Hava Yolları gibi onlarca kamu işletmesiyle yönetilmeye çalışıldı.
Süreç içinde Sanayi Holding, Kıbrıs Türk Turizm İşletmeleri gibi bazı kamu işletmeleri tasfiye oldu. Kıbrıs Türk Hava Yolları iflas etti. Bazıları da küçülse de (Cypfruvex gibi) yaşamlarını hala sürdürmeye çalışıyor.
Aslında, bir kamu işletmesinin kaderi, işin özünde, kamunun nasıl yönetildiğine doğrudan bağlıdır.
Daha doğrusu, kamuyu yöneten siyasal iradenin vizyonuna, kalitesine, yönetim anlayışına doğrudan bağlıdır.
Eğer siyaset anlayışı liyakat yerine yandaşı bu kamu kurumlarının yönetimine atamak üzerine kuruluysa o kamu kurumunun iyi yönetilmesi mümkün olmaz.
Nitekim KKTC’de olan tam da budur. Siyasetçiler, kamuyu, konuyu bilen, yönetim becerisi yüksek, kamusal çıkarı partisel ya da kişisel çıkarın üstünde tutan kadrolarca yönetmedikleri için kamu işletmeleri birer birer çöktü. Çökmeyenler de siyasetçinin rant kaynağını dönüşerek, halkın sırtında yük haline geldi.
Kıb-Tek'te son yaşananlar bu 50 yıllık trajedinin güncel bir örneğinden başka bir şey değildir. Bu son örnekte bir yenilik yoktur ama ille de bir yenilik aranacak olursa, 48 saati bile bulmayan yönetim kurulu başkanlığı atamasının kamuoyunda yarattığı derin bir şaşkınlıkta bulunabilir.
Öyle ki şaşkınlık 50 yıllık trajediyi traji-komik bir vaka haline getirmiştir.
İşin komik boyutu bir yana, trajedinin son bulması üzerine düşünmek gerek.
Kıb-Tek insanımıza ucuz, temiz ve kesintisiz enerji sağlamakla ödevlidir.
Bu da ancak liyakati esas olan bir yönetim anlayışı ile mümkün olabilir.
Tabii, bunun da yolu, 50 yıllık, ülkedeki tüm partilere hakim siyaset anlayışının son bulmasından geçer.
Gerisi patinajdan ibarettir.