Devlet olarak birçok alanda aynı yerde sayıp nerede ise kırk yıllık sorunları çözemeyişimizin veya çözmeyişimiz sanıyorum temel sebebi proaktif yönetim anlayışından uzak oluşumuzdur. Aksine sorunların ortaya çıkmasından sonra harekete geçme anlamına gelen reaktif yönetim yaklaşımını dahi layıkıyla sergileyemiyoruz. Zira, toplumda infial veya huzursuzluk yaratan sorunlara ilgimiz gündem değişene kadar devam ediyor, hemen akabinde ise sorun çözülmeden rafa kaldırılıyor.
Gündem değişene kadar ilgilenir gibi gözüküp hemen sonrasında tekrar üç maymunu oynamaya devam ettiğimiz konuların başında hiç kuşkusuz KKTC Gece Kulüplerinde konsomatris adı altında seks kölesi olarak çalıştırılan yabancı uyruklu kadınların fecaati gelmektedir.
Bilindiği gibi; 4 Mart 2025 tarihinde bir gece kulübünde bir kadının ölümü sonrası gece kulüpleri ile ilgili bilinen gerçek yine gündem oldu. Bunun üzerine yine gündem değişene kadar popülist söylemler başladı. Bunlardan bazıları ise aşağıdaki gibidir.
Eski Ombudsman Emine Dizdarlı, Prenses Gece Kulübü’nde yaşamını sonlandıran 25 yaşındaki Anastasia Melega’nın ölümüne işaret ederek, devletin gece kulüplerinde olan bitene göz yumduğunu ve yasaları çiğnediğini söyledi.
Öte yandan, halen görevde olan Ombudsman ise belki de eski Ombudsmanın açıklamasından esinlenerek gece kulüpleri ve bunun paralelinde ortaya çıkan birçok sorunun varlığına ilişkin kamuoyunda ciddi bir huzursuzluk oluştuğuna işaret ederek kadın istismarının merkezi gece kulüpleriyle ilgili resen soruşturma başlattığını açıkladı.
İşin aslı, ülkemizde Gece Kulüpleri ile ilgili bilinmeyen herhangi bir durum yoktur ve amiyane tabirle kral çıplaktır. Zira tüm gerçekler devlet nezdinde gerçekleşen çalıştayda kayıt altına alınmıştır. Şöyle ki, 18 Nisan 2018 tarihinde o dönemin yetkilileri olan KKTC İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler ve KKTC Sağlık Bakanı Filiz Besim’in aktif katılımıyla düzenlenen çalıştayın İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan sonuç bildirgesinde şu gerçek idrak ve ikrar edilmiştir: “Gece Kulüpleri ve Benzeri Eğlence Yerleri Yasası kapsamında ülkemize getirilen kadınlar, yasada belirtilen konsomatris tanımı dışında, kulübe gelen müşterilerle para karşılığı cinsel ilişkiye girmekte, çalışma ve barınma yerleri aynı olup her hafta devlet hastanesinde zorunlu muayene olmakta ve kısacası seks işçiliği yapmaktadırlar”
7/2000 sayılı Gece Kulüpleri ve Benzeri Eğlence Yerleri Yasası’nda seks işçiliği yerine iş akdiyle konsomatris çalıştırıldığı ifade edilse de aynı yasa içerisinde Konsomatrislerin düzenli olarak devlet hastanesinde sağlık kontrollerini yapma zorunluluğu yasanın ruhunda zımni olarak seks işçiliğinin yer aldığını tüm ilgili ve yetkililer maalesef kabul ederek hareket etmektedirler.
‘KKTC Gece Kulüpleri Çalıştayı Sonuç Raporu’ 18 Haziran 2018’de kamuoyuyla paylaşılmasına rağmen ne o çalıştayı düzenleyen başta İçişleri Bakanlığı olmak üzere görev süresi 2019 Mayıs’ında sona eren dörtlü koalisyon ne de o dönemin muhalefeti olan bugünün iktidarı Gece Kulüpleri hakkında somut bir politika ortaya koyma cesareti, basireti ve dirayeti göstermemiştir. Dolayısıyla, gündemde kalma süresiyle sınırlı kalacak şekilde gerek muhalefet gerek iktidar gerekse denetim kurumlarından gece kulüplerine yönelik üst perdeden yapılan açıklamalar ve racon kesmeler samimiyetten uzak ucuz cesurluktan ibarettir.
Belki de zaman zaman gece kulübü ve casino patronlarının yaptığı açıklamalardan da anlaşılacağı gibi; ülkemizde siyasetin gerek münferitten gerekse kollektif finansmanında bahse konu işletmelerin cankurtaran vazifesi yapma iddiası gece kulüplerindeki fecaat karşısında siyaset kurumunun kerhen de olsa ketum davranmasına veya üç maymunu oynamasına yol açmaktadır.