Geçen haftaki köşemde, sektörel asgari ücretle neyi murat ediyorsunuz? diye bir soru yöneltmiştim. Bilahare yapılan açıklamada, niyetlenenin aslında ırkçılığa dayalı asgari ücret sistemi olduğuna dair baklayı ağızlarından çıkardılar.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, ipuçlarını verdiği sözde sektörel asgari ücrete göre T.C. ve KKTC vatandaşları bu sisteme dahil olmayacak, bu düzenleme sadece üçüncü dünya ülkesi vatandaşları için geçerli olacaktır. Gerekçe olarak ise ülkemize çalışmaya gelen üçüncü dünya ülkesi vatandaşlarının yüzde 90’ının lojman, yemek ve ulaşımını işveren karşıladığını, bu hizmetler karşılığında ise asgari ücretin yüzde 30 düşük belirleneceği vurgulandı.
Sayın Bakan’ın sözde sektörel asgari ücret diye açıkladığı yeni düzenleme, kendi içinde tutarsız ve kavram yoksunu olmakla beraber açık ve net olarak ILO normları ve insan hakları ihlalinin dellalıdır.
Ne tesadüftür ki; geçtiğimiz yıl ocak ayı içerisinde Deniz Gürgöze tarafından kaleme alınan “Anılarıyla Ertuğrul Hasipoğlu” başlığı altındaki yaşam öyküsünün Kitap tanıtımında Sayın Gardiyanoğlu ile karşılaşmıştık. Yine bu konuda yapılan spekülasyonlara atıf yaparak kesinlikle öngörülen düzenlemenin yerli ve yabancı çalışan ayrımı üzerine yapılmaması gerektiği, zira ILO normlarına ve insan haklarına aykırı olacağı yönünde Bakanı uyarmıştım. Bakan ise beni şaşırtmayacak şekilde ‘Ben yaparım o yönüne takmam’ mealinde yanıt vermişti.
Bakanın yanıtı beni hiç şaşırtmamıştı. Çünkü benzer zihniyetteki zat-ı muhteremler bakan koltuğuna oturur oturmaz sanki de o koltuktaki yapay zekâ programı zihinlerine yüklenmekte ve cerrah olan bakan aniden maliye uzmanı, mimar olan ise çalışma ekonomisi uzmanı haline gelmektedir.
Gelelim tekrar Bakanın sözde sektörel asgari ücret düzenlemesine……ülkemizde çalışmaya gelen veya getirilen üçüncü dünya ülkesi yabancıların lojman, yemek ve ulaşım ihtiyacını işveren karşıladığından bu hizmetler karşılığında asgari ücretin yüzde 30 düşük belirleneceği ifadesi bugün olduğu gibi ülke çapında geçerli bir asgari ücret olacağını ima etmektedir. Yani hükümet yapacağı düzenleme ile işverenlere getirdiği yabancı işçiler için ülkede geçerli asgari ücretten %30 düşük ücret verme imtiyazı sağlamaktadır. Durum böyle iken, sektörel asgari ücret için 14 sektör belirlenmesinin amacı bu sektörlerin hepsinde üçüncü dünya ülkesinden işçi çalıştırılması mıdır?
Paternalistik bir şekilde ülkeye getirilen her yabancı çalışan için inanca yaşama kıstaslarına bakmadan verildiği iddia edilen lojman, yemek ve ulaşım kalitesini denetlemeden otomatik %30 düşük asgari ücret tartışmasız ILO normlarına ve temel insan haklarına aykırıdır.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün C111 - Ayrımcılık (İstihdam ve Meslek) Sözleşmesi, 1958 (No. 111) irdelendiğinde; hak ve hukuk aramaktan uzak metazori şartları yabancı çalışanları kabule mahkum eden KKTC’deki yeni ucube düzenleme apaçık insan haklarına aykırı ırkçı ve ayrımcıdır. İşbu Sözleşmenin amacı bakımından ayrımcılık terimi şunları içerir: (a) ırk, renk, cinsiyet, din, siyasi görüş, ulusal köken veya sosyal köken temelinde yapılan ve istihdam veya meslekte fırsat veya muamele eşitliğini ortadan kaldıran veya bozan herhangi bir ayrım, dışlama veya tercih; (b) ilgili Üyenin, varsa temsilci işveren ve işçi örgütleriyle ve diğer ilgili kuruluşlarla istişare ettikten sonra belirleyeceği, istihdam veya meslekte fırsat veya muamele eşitliğini ortadan kaldıran veya bozan başka bir ayrım, dışlama veya tercih.
Yabancı çalışanlar açısından temel çalışma haklarını ve insan haklarını apaçık ihlal eden ucube bir asgari ücret düzenlemesi yerine ne yapılabilir?
Bu sorunun yanıtı açık ve nettir. Şöyle ki, ülkeye getirilen çalışanlara köle muamelesi yapmadan ve onların hak ve hukuklarını koruyarak tercih edenlere niteliği ve niceliği belirtilen lojman, yeme ve ulaşım hizmetlerine karşılık asgari ücretten belirli bir miktarın düşürülmesine yönelik bağlayıcı sözleşme yapılmalı ve herhangi bir uyuşmazlık halinde yabancı çalışanların da bağımsız KKTC mahkemelerinde hak ve hukuklarını arama imkânı sağlanmalıdır. Dolayısıyla, sektörel asgari ücret adı altında ucube bir sisteme gerek kalmayacaktır.
Sonuç olarak; evrensel insan hakları ve çalışma haklarını ihlal ederek yabancı çalışanları ucube bir düzenleme ile tahakküm altına almak ‘uluslararası eşit statü’ ve ‘egemen eşitlik’ talep eden KKTC devletine yakışmamaktadır.