Şairini çoğumuz bilmese de merhum Ahmet kaya ve Selda Bağcan’ın seslendirmesi ile hayat bulan “Öyle Bir Yerdeyim ki” adlı eseri çok yakından tanırız. İşte bu eserin insan gönlüne hitap eden ve adalet duygusu uyandıran dizeleri şair Hasan Hüseyin Korkmazgil’e aittir.

Bahse konu şiirdeki “Bu ne çıldırtan denge Yaprak döker bir yanımız Bir yanımız bahar bahçe” şeklinde ifade edilen dize başta siyasi olmak üzere birçok kesim tarafından gelir dağılımımdaki eşitsizliği vurgulamak için kullanılır.

Bir tarafta geçim zorluğu çekenler sadece tavukla geçinip ayda bir dahi et yiyemeyenler, öte tarafta meyhanelerden ve lüks restoranlardan çıkmayanlar;  bir taratan ülke içinde dahi tatil yapamayanlar öte taraftan yurt dışındaki otellerde şov yapanlar;  bir tarafta devlet okullarında dahi çocuklarını okutamayanlar, diğer taraftan özel okullarda çocuklarını okutmak için yarışanlar ve bunu ussallaştırma için devlet okulları kalitesiz argümanını kullananlar;  ve bir taraftan kıt kanaat geçinenler öbür taraftan görünen kazancıyla karşılanması imkansız lüks yaşantı sergileyenler şeklinde sıralanan örnekler somut olarak gözlemlediğimiz inkar edilemez gelir dağılımındaki bariz eşitsizliklerdir.

Yukarıda ifade edilen örnekler şairin dizelerinde haksızlığa isyan edercesine “Bu ne çıldırtan denge Yaprak döker bir yanımız Bir yanımız bahar bahçe” şeklinde terennüm edilmektedir.

Mevcut gelir dağılımındaki eşitsizlikten daha vahim olan olgu maalesef dünyadaki küreselleşmeye paralel gelir dağılımındaki eşitsizliğin ülkemizde de daha da derinleşerek depreşmesi ve zenginin daha zengin fakirin de daha fakir olmasıdır. Bu olgu iddiadan öte KKTC İstatistik Kurumu’nun açıkladığı verilerle de örtüşmektedir.

Gelir eşitsizliği; belirli bir orandaki nüfus diliminin milli gelirden aldığı pay ile aynı orandaki bir başka nüfus diliminin milli gelirden aldığı pay arasındaki farklılığı ifade etmektedir. Gelir eşitsizliklerinin ölçülmesinde, “yüzde paylar analizi”, Lorenz Eğrisi, Gini Katsayısı, Atkinson Katsayısı, Pareto Katsayısı ve Kuznets Katsayısı  gibi ölçütler kullanılmaktadır (https://www.bingol.edu.tr/documents/Academic/Ders%20Notu%2012.pdf).

KKTC Yüzde Paylar Analizi

2021-2022 Gelir Dağılımı Sonuçları çerçevesinde yüzde paylar analizine göre, beşinci yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay, birinci yüzde 20’lik gruba göre 6,7 kattır. 2021-2022 Hanehalkı Bütçe Araştırması (HBA ) sonuçlarına göre, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelirine göre oluşturulan yüzde 20’lik hanehalkı gruplarından en yüksek gelire sahip beşinci gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay % 43,6 iken, en düşük gelire sahip birinci gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay % 6,5’dır. Buna göre, beşinci yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı payın birinci yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı paya oranını veren P80/P20 eşitsizlik ölçüsü 6,7 kattır (https://istatistik.gov.ct.tr/Portals/39/Gelir_bulteni_1.pdf).

KKTC Gini Katsayısı

2014-2015 HBA ile 2021-2022 HBA sonuçları karşılaştırıldığında, 2014-2015 yıllarında Gelir dağılımı eşitsizlik ölçütlerinden gini katsayısı, KKTC için 0,34, kentsel yerleşim yerleri için 0,35, kırsal yerleşim yerleri için ise 0,33 olarak hesaplanmışken, 2021-2022 anketinde bu rakam KKTC için 0,37, kentsel yerleşim yerleri için 0,35, kırsal yerleşim yerleri için ise 0,37 olarak hesaplanmıştır. Gini katsayısı, sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, 1’e yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı ifade etmektedir (https://istatistik.gov.ct.tr/Portals/39/Gelir_bulteni_1.pdf). Bu değerler zaman geçtikçe KKTC’deki gelir dağılımındaki eşitsizliğin daha da kötüleştiğini göstermektedir.

2021-2022 KKTC Gelir Dağılımı Sonuçları arasında Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelirlerine göre nüfusun % 14,4’ünün yoksulluk sınırının altında olması dikkat çekmektedir (https://istatistik.gov.ct.tr/Portals/39/Gelir_bulteni_1.pdf).

Sonuç olarak; KKTC resmi makamlarınca da yayınlanan ülkedeki gelir dağılımdaki eşitsizliğin idrak edilerek bu eşitsizliğin kabul edilebilir seviyeye çekilmesi için devlet politikası oluşturulması gerekmektedir. Bu maksat için öncelikle sosyal devlet olgusunun güçlendirilmesi, ülkede herkesin adil olarak vergilendirilmesi, vergi aflarından ve iltimaslarından vazgeçerek zenginden alınan vergilerin İskandinav ülkeleri gibi yoksul ve dezavantajı kesimlere aktarılması yanında düşük gelirli ve yoksul kesimlerin istihdamı ve üretimde daha aktif yer almaları için desteklenmeleri mutlaka sağlanmalıdır.

Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD), gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiler için eşitsizlik ve yoksulluk eğilimlerini analiz etmektedir. Buna göre, küreselleşme, beceriye dayalı teknolojik değişim ve ülkelerin politika yaklaşımlarındaki değişiklikler gibi faktörlerin artan eşitsizlikler üzerindeki etkileri incelenmekte ve yoksullukla mücadelede ve daha kapsayıcı büyümeyi teşvik etmede eğitim, işgücü piyasası ve sosyal politikalar da dahil olmak üzere çok çeşitli politikaların etkinliği ve verimliliği değerlendirilmektedir (https://www.oecd.org/social/inequality.htm/).