PRP, kişinin kendi kanından elde edilen sıvının vücudun çeşitli bölgelerine tekrardan enjekte edilmesi işlemidir. Rejenerasyon (yenileme) özelliğinden ötürü kozmetik dermatoloji dahil olmak üzere tıbbın birçok alanında kullanımı yaygınlaşmıştır.
Peki PRP nedir? PRP yani “Platelet Rich Plasma” (Trombositten Zengin Plazma), kişiden alınan kanın santrifüj cihazı ile işlem görmesiyle elde edilir. Santrifüj cihazı ile kişinin kan hücreleri yoğunluklarına göre birbirinden ayrıştırılır ve platelet/trombosit adı verilen hücre parçacıklarından zengin bir sıvı (plazma) elde edilir. Plateletlerin, hem kanın pıhtılaşmasında hem de yara iyileşmesinde önemli rolleri vardır. Ek olarak, içerdikleri büyüme faktörleri (VEGF, platelet-derived growth factor, TGF, IGF) aracılığıyla kolajen üreten hücreleri (fibroblast) uyararak, cildin yapı taşları olan kolajen ve elastin üretimini sağlar.
PRP’nin kullanım alanları nelerdir? PRP enjeksiyonları, cilt gençleştirmede, saç dökülmelerinde, ciltteki çatlakların, skarların ve lekelerin giderilmesinde kullanılabilir.
Yapılan çalışmalarda, düzenli aralıklarla yapılan PRP enjeksiyonları sonrası, ince kırışıklıklarda azalma, cilt kalitesinde artış ve renk tonu eşitsizliğinde azalma gibi olumlu sonuçlar bildirilmiştir.
Gebelikte gövdede oluşan çatlakların giderilmesinde tek başına PRP yüz güldürücü olmasa da iğneli radyofrekans cihazı ile kombine uygulandığında çok daha iyi sonuçlar elde edilmiştir. Ayrıca, sivilce sonrası oluşan akne skarları için de PRP enjeksiyonları cilt yenileyici lazer tedavileri ile kombine edilebilir ve iyi sonuçlar alınabilir.
Halk arasında “gebelik maskesi” olarak bilinen, gebeliğe ek olarak doğum kontrol hapları, güneş maruziyeti ve çeşitli ilaç kullanımı ile ortaya çıkan “melazma” için de PRP tedavisi güzel bir seçenektir.
PRP, sadece yüze değil saçlı deriye de uygulanabilir. Saç dökülmelerinde (telojen effluvium, androgenetik alopesi, alopesi areata) ve saç ekimi sonrası saç foliküllerini desteklemek amacıyla uygulanabilir. PRP’de bulunan büyüme faktörleri, saç foliküllerindeki kök hücreleri uyararak ve saçların büyüme evresini (anajen faz) uzatarak etki gösterir.
PRP’nin yan etkileri nelerdir? PRP, kişinin kendi kanından elde edildiği için yan etkileri yok denecek kadar azdır. Çok nadiren de olsa PRP sonrası alerjik reaksiyonlar bildirilmiştir. En sık görülen yan etkiler arasında, uygulama esnasında ve sonrasında enjeksiyona bağlı olarak ağrı, morarma, ödem ve kızarıklık sayılabilir.
Peki PRP ne kadar sıklıkla yapılmalıdır? PRP sıklığı kişinin problemine göre farklılık göstermektedir. Ortalama 2-4 hafta arayla 3-4 seans yapılması önerilmektedir. Daha sonra idame tedavi olarak etkinin devam etmesi için her yıl 1-2 seans uygulanması önerilmektedir.
PRP herkese yapılabilir mi? Kan sulandırıcı ilaç kullananlar, hematolojik hastalığı olanlar, kanser hastası olanlar ve sistemik enfeksiyon geçirenler PRP tedavisi için uygun değildir.
Bir sonraki Cilt Sağlığı Rehberinde görüşmek dileğiyle…