KENDİMİ SAVUNAMIYORUM

      Sevgili Ayla Hanım, ben neredeyse kırkıma merdiven dayadım ama kendimi savunma konusunda çok başarısızım. Haklı olduğum her hangi bir konuda, kendimi savunamam. Hiç suçlu olmadığım bir konuda, üstüme geldiklerinde dut yemiş bülbül misali sus pus olurum. Baba evimde de böyleydi ve ne yazık ki kendi evimde de sürekli başıma vurduklarını söyleyebilirim.

     Eskiden beri böyleyim. Anam, babam, abilerim sonra da eşim ne zaman bana haksızlık yapsalar, hiç ses çıkaramadım. İçime kapandım. 20 yaşından beri ülser hastasıyım. Nedeni bu sanırım. Kendimi rahatlatmak için günlük tutardım baktım ki işe yaramıyor bıtaktım. Şiir yazarım, küçük kompozisyon gibi içimi rahatlatacak bir şeyler karalarım. Ama artık bunlar da derdime çare değildir.

     Ben bu huyumdan vazgeçmeyi çok isterim. İki çocuğum var lise öğrencisidirler. Şimdi onlar da bana yüklenmeye başladılar. Benimle ilgisi olmayan her şeyden beni sorumlu tutarlar.   Matematikten istediği notu alamadı mı, ben suçluyum. Daha iyi bir hayat yaşayamıyor muyuz, çünkü ben evde boş boş oturuyorum ve hazırdan yiyorum.

      Evet, ev hanımıyım ama üretiyorum. Doğal gıdalar hazırlarım ve satarım. Aklınıza ne gelirse yapabilirim. Köyde payıma düşen zeytin ağaçlarını ben toplarım. Zeytinyağı çıkartır ve fazlasını satarım.  Geleneksel hamur işlerimizi de satarım. Birkaç markete veririm ve sonuçta hem aileme bakarım hem de bütçemize destek olurum. Yıllar önce çocuklarım küçükken bankacılık okudum. İki yıllık. Ama işe giremedim. Ailede kimse de bu konuda bana yardım etmedi. “Beceremezsin” dediler.

      Bu sabah kızım bana “sen eziksin” dedi. Daha bir sürü laf söyledi ama bu iki sözcük beni çok kırdı. Ve size yazmaya karar verdim.

      Ben gerçekten bunları hak etmedim. Ama suçlusu benim. Çünkü ben kendimi bildim bileli asla karşı cevap veremem. İlkokulda bile donup kalırdım, biri bana bağırdığında veya suçladığında alık alık bakardım. Öğretmen bir şey sorsa, heyecandan kalbim duracak gibi olur, aklımdakileri unuturdum. Bu nedenle çok içine kapanık büyüdüm. Evlenince de bu durum devam etti. Kocam başlarda çok anlayışlı, hoş bir adamdı. Zamanla onun bağırarak rahatladığı bir duvar haline geldim.

      Ben kızımın bu sabahki tavrından sonra taştım. Taştım da ne oldu sanki. Bahçeye kaçıp hüngür hüngür ağladım. Sonra yüzümü yıkayarak, size mesaj yazmaya karar verdim.

     Sizce benim için yapılacak bir şey var mı, yoksa böyle geldim böyle ölecek miyim?

     Rumuz: SAVUNMASIZ

     Bir yapı ile doğarız. Örneğin bazılarımız, daha naif, içine kapanık, sessiz, sakin kişilikler olarak bu yaşama konuk oluruz. Bu görüntümüz, dışa dönük veya saldırgan kişileri coşturabilir ve bize saldırabilirler. Veya aile ilişkilerinizde olduğu gibi herkesin ağlama duvarı oluverirsiniz. Ne hissedeceğinizi çok da düşünmezler ve rahatlamak amacı ile size yüklenmeye alışırlar.

     Çevrenizdeki kişilerin buna göz yummasını onaylamıyorum. Sosyal yaşama karıştığınız okul çağınızdan beri, bu durumu artıracak hamleler yapan veya sizden sorumlu olduğu halde bu tarz bir şiddete uğramanıza göz yuman herkesi kınıyorum. Bu sert yorumumu hoş görün. Hem anne, hem kadınım. Hem eğitimci hem de bir psikoloğum. Etrafınızdaki kişilerin size yönelik özgürce kullandıkları bir istismar var ve elbette “dur” demeyi başaracaksınız.

      İşin ilginç noktası ne biliyor musunuz? Farz edin ki, gerçekten bir şeyler yaptınız ve böyle tepkiler verdiler. Bu dahi kabul edilemez. İnsanın insana zulmüne seyirci kalamayız ve izin veremeyiz.

      Son cümlenizin son yarısını unutun. Hatta yazmamış olun. Pek çok şey bir şekilde gelir ama değişerek gider. Bizlerin kalıp kaderlerimiz yoktur. Sadece yapısal özelliklerinizden kaynaklanan bir durumunuz var ve dikkatli bir gözlemci bu sorunu çok uzun zaman önce sizin lehinize çözmeniz için yanınızda olabilirdi.

      Aile insanın en çok güvendiği ve sırtını dayadığı kurumdur. Bu nedenle yaralarınız çok acıtıyor. Ama elbette böyle gitmez.

      Ne kadar akıllı ve sorun çözücü bir genç kadın olduğunuzu anlattınız bize. Siz fark etmeden bunu yaptınız. Sevdiklerinizin günah keçisi olmaktan kendinizde var olan insani değeri yüksek özelliklerinizin bile farkında olamadınız. Dediğim gibi, bazılarımız daha içe dönük kişileriz. Siz de öyle. Ama bu bir kusur değildir ve sadece doğal bir yapıdır.

      Sevginin sizi engellemesine izin vermeden, kendi bütünlüğünüzü onlara tanıtmayı başarmanızı öneriyorum. Sizi gerçekten tanıdıklarını düşünmüyorum. Savunma duvarlarınız yok gibi bir şey ve beklenmedik saldırılara karşı yenik düşüyorsunuz. Ama sorun çözme beceriniz oldukça yüksek. Bankacılık okumuşsunuz, hem de iki çocukla. Evi, aileyi yönetiyor, bakıyor, yedirip içirip temizliyorsunuz; üstüne eve bir de para getiriyorsunuz. Ve bunlar görülmüyor veya doğal karşılanıyor.

      Peki, ne yapmalı? En iyi savunma saldırı mıdır? Öyle bile olsa bu sizin yapınıza uyar mı? Çevrenizdekiler bu taktiği kullanıyor olabilir belki de. Size karşı kendilerini zayıf hissettiklerinden saldırıyor olabilirler. Ama bu yaşadıklarınızın mazereti olamaz ve çok yıkıcı bir yaklaşım olduğu da bellidir.

      Öncelikle, içinizdeki çekingen genç kadını cesaretlendirmeniz gerek. Savunmaya geçmeden kendinizi anlatmanın mümkün olduğu durumlar vardır, elbette. Bir olay veya yıkıcı darbe gelmeden, ev halkı ve yakınlarınız, sesinizi duysunlar. Yükseltin sesinizi. Uyum göstermek yerine, tepkileri ne olursa olsun, düşündüklerinizi dillendirin. Bu zordur ama mümkündür. Kısa ve vurucu sözcüklerle başlayın. Tıkandığınızda sırtınızı dönün. Sessizliğinizi davranışla dillendirin. En basiti, “kırıldım, hak etmedim, saldırını reddediyorum” gibi kısa ve vurucu sözlerle yanıt verin. Size bir davranışsal veya sözel saldırı yaptıklarında karşılığını alacaklarını bilmeleri gerek. Keşke bir psikologla birkaç seans yapma şansınız olsa. Aslında yapısal içe dönüklüğünüzün kötüye kullanıldığı bir durum ile baş edebilmek dışında bir sorununuz yoktur çünkü.

      Bunun yanında, evde iş bölümü yapın. Evin annesi, eşi ve yöneticisi sizsiniz. Sizin özel zaman ve uğraşılarınız olduğunu gösterin. Anlatın demiyorum. Sözcük değil davranış odaklı davranın. Savunma sadece sözle olmaz. Öncül davranışlar edinin. Görevlerinizi tekrar gözden geçirin ve devredebileceklerinizden kurtulun. Sizi kıran kişi kırıldığınızı bilmelidir. Bunu sağlayın. Konuşmayın veya siz de bağırıp çağırın içinizden geliyorsa.

      Sanırım içinizdeki küçük kız, özgürce yaşamak, düşünmek, davranmak ve konuşmak istiyor. Bunu anlamalarını sağlayın ve kendinize davranmak için izin verin.