DOMATESE DEDİM Kİ

         Domatese dedim ki, “Hey ahbap, sensiz yaşayabilirim. Ben sigarayı bile bırakmış adamım. Otuz yıllık arkadaşım sigarayı bir çırpıda bıraktım. Ben, seni mi bırakamayacağım? Yüz beş lira oldun,

ha! Yanıma yaklaşma, tabağıma gölgeni düşürme. Şımarık şey. İstemiyorum seni.

      Leyla da böyle yapmıştı bana. Önce tatlı tatlı yaklaşmış, hoş sohbetiyle yüreğimi kazanmıştı. Düşün, onunla buluşacağım diye ne maçı ne de o çok sevdiğim av günlerini umursuyordum ben.

Yeter ki o sürmeli gözlerine bakayım, o tatlı dilinin şakımasını duyayım.

      Hayatımdaki en muhteşem lezzetti be. Daha ne diyeyim.

      Onunla yatar onunla kalkardım. Büyülenmiş gibiydim anlayacağın.

      Ben tekrar evlenmeye tövbe etmiştim, biliyor musun? Leyla hayatıma girdi, bütün hayatıma anlıyor musun? Onunla kırk defa evlenmeye razıydım ben.

      Sonra ne oldu? Şımardı. Bana çalım atmaya başladı. Kaprisler falan. Yok, doğada yürüyüş yapalım, yok hayvanları koruyalım, yok…

      Aşktan gözüm dönmüş, fark etmedim önce. Sonra bir baktım, Leyla, bana pahalıya patlıyor. Onun hayatıma vereceği keyif, mutluluk için ödeme yapmaktan iflas bayrağını çekmişim. Arkadaşlarımdan uzaklaşmışım, maçlara gitmez olmuşum.

      Hele av mevsimi gelmiş, geçmiş ben fark etmemişim bile.

      ‘Olmaz,’ dedim kendime. ‘Böyle olmaz. Seviyorsun ama bu aşk pahalıya patlıyor sana.’

      Bağrıma taş bastım ve bu muhteşem kadından ayrıldım.

      Anlıyor musun domates?

      Leyla’yı bırakan ben, seni mi bırakamayacağım?”