Sözcükler iletişim araçlarımızın en kıymetli malzemeleridir, kuşkusuz. Oldukça uzun zamandır, “küfür” diye adlandırdığımız sözcükler, olur olmaz yerde kulağımıza dokunuyor. Üstelik bazen övgü, bazen yergi bazen ise densizlik diyebileceğiniz kadar aykırı ortamlarda kişilerin ağzını kirletiyor. “Ya gün gelir de iletişimi sadece küfürlerle kurarsak” diye bir korku yayılıyor düşünceme.

      Engellemenin yarattığı öfke ve hayal kırıklığının; küfürlerle dışa vurulmasının artık doğal karşılanmaya başlandığı bir dünyada yaşıyoruz. Bununla da kalmıyor; küfrün gençler arasında sevgi, şefkat ve iltifatın dili olarak da epeyce yol aldığına tanık oluyoruz. Böyle bir durumda, çocukların neden küfrettiklerini sormak tuhaf karşılanabilir. Neredeyse her okulda, her sınıfta küfürbazlığı ile tanınan bir çocuk var. Bu çocuklar; iletişim kurmada, grup üyesi olmada yeterince başarılı olamayan çocuklar. Çok çabuk sinirlenen, zorbalık yapmaya eğilimli çocuklar. Sadece küfrettikleri için bazen, yalnız bırakılan, istenmeyen çocuklar. Mutsuz ve sorunlu olmaya aday çocuklar.

      Çocuk küfretmeyi öğrenir. En fazla model alarak öğrenir. Çocuk ilgisini çeken, ihtiyaç duyduğu her şeyi model alır. Öncelikle ailesi ve okul çevresi ama modern dünyanın bütün tilkileri çocuğa öğretmek için hazırdır. Televizyonu ile bilgisayar oyunu ile hatta şarkıları ile.      Bazı kültürel ortamlarda aile yakınları çocuğun küfretmesini ödüllendirici yaklaşımda bulunurlar. Küfrettiği için sosyal onay alan ve kendini başarılı hisseden çocuk; küfretmeyi davranış dağarcığına iyice yerleştirir. Okul sosyal ortamında küfür ayıplandığı hatta cezalandırıldığı zaman bile bu davranışı düzeltmekte zorlanır. Cezalar arttıkça çocuğun okuldaki konumu da buna uygun değişir.

       Çocuğun neden küfrettiğini bulduğunuzda çözümü üretmeye başlarsınız. Ailedeki kültürel yapı içinde, küçüklüğünde ödüllendirildiği ve kazandığı bir davranış olabilir. Sosyal uyumu gerçekleştirme sürecinde, koşullar onu böyle bir role itmiş olabilir. Çocuk küfrü kabul görmek için kullanıyor olabilir. Çocuklar için kabul görmek demek; bazen sadece fark edilmek demektir. Bazen de günlük yaşamdaki sorunlarını çözmek için kullanmayı öğrenebilir. Küfrü bir şiddet aracı olarak kullanıyor olabilir ve zamanla küfür söylemeye eşlik edecek, şiddete yönelik başka davranışlar da geliştirebilir.

       Peki, küfür olarak bilinen bir sözcüğü söylediğinde ne yapacağız, nasıl tepki vereceğiz?

      Çocuk okul öncesi çağda ise, büyük ihtimalle söylediğinin anlamını bilmiyordur. Önemsediğiniz takdirde, mesela güldüğünüzde ya da kızdığınızda sözcüğü tekrarlama olasılığı yüksektir. Doğru davranış; söyleneni önemsememek, duymazlıktan gelmektir. Çocuğun dikkatini bir başka konuya kaydırmak da iyi bir taktiktir. Çocuk duyduğu ve ilgisini çeken her hareketi taklit etme yeteneğine sahiptir. Anne babalar kalıcı olmasını istedikleri davranışların üstünde durmalı ve bunları ödüllendirmelidirler.

      Okul çağı çocukları ve ergenlerde, küfür alışkanlık halini almış olabilir. Sosyal yaşamın ön planda etkisinin olduğu bu dönemde, çocuk arkadaş grubu tarafından destekleniyorsa; davranışı icra etmeye devam edecektir. Ergen dünyasında küfrün anlamı değişiktir. Büyüdüğünü ispat etmek amacı ile “büyükler gibi” küfredebilir. Okul çağındaki çocuk ve ergenler küfrettikleri zaman kesinlikle tepkisiz kalınmamalıdır. Doğru mesaj ve davranışlarla küfrün hoş görülmediği iletilmelidir.

      Çocuğa doğru mesajlar önce evinde verilir. Aile üyelerinin gündelik yaşamı paylaşma becerisi ve kalitesi bunun göstergelerinden biridir. Sadece çocuğa değil; anne babanın birbirlerine ve diğer çocukları ile aile yakınlarına hatta arkadaşlarına yönelik bütün icraları çocuk için model olacak davranışları barındırır. Çocuğunuza okuduğunuz masallar, seyretmesine izin verdiğiniz filimler, oynadığı oyunlar onun bu alışkanlığı edinmesini sağlayabilecek malzemelerdir. Çocuklar yanlış yaparlar, yanlış sözcükler de kullanırlar. Hiç beklemediğiniz anda sizi mahcup da edebilirler. Yaklaşımınız kırmak, bağırmak, ağzına biber sürmek, dövmek ya da cezalandırmak olduğunda belki o anda durumu kurtarırsınız ama en etkili yöntem; onun ağzından çıkan “beklenmedik” sözcüklerin sizde yarattığı şoku ve üzüntüyü bu yollara başvurmadan gösterebilmektir. Olayı fazla abartıp söze dökmeden, yalnızca bakışınızla, duruşunuzla, sessizliğinizle de yapabilirsiniz bunu.

Bütün bunların yanında çocuklar kullandıkları kelimelerin gerçek anlamını bilmeyebilirler. Onlara sorun ve bilmiyorlarsa doğru anlamı söyleyin. İletmek istediği mesaja uygun sözcükleri beraber bulun ve kullanmasını destekleyin.

      Çocuk küfretmeye devam ediyorsa; ortamdan gelen destek var demektir. Evde doğal olarak kullanılan sözcükleri gözden geçirin. Bir şeye kızdığınızda ne yapıyorsunuz? Çocuğunuzu severken neler söylüyorsunuz? Kızdığınızda nasıl davranıyorsunuz ve hangi sözcükleri kullanıyorsunuz? Aslında başkalarının yanında kullanmadığınız ve yapmadığınız ama evinizde yapmaktan ve söylemekten çekinmediğiniz neler var? Bunlar çocukların bu davranışı devam ettirmesini sağlayan önemli birer pekiştireçtirler.

     Anne babalar çocuklarının sürekli eğitimcisidirler ve özellikle sosyal ve ahlaki gelişimlerinden sorumludurlar. Sorgulanması gerekmeyen sevgimiz, doğru bir disiplin yaklaşımı ile başarılı anne babalar yaratabilir.