İHANET NE KADAR DA ACI İMİŞ

      Sayfanızı sıklıkla okuyorum ve ne kadar çok aldatılan kadın varmış diye hep üzülürdüm. Şimdi ise kendime ve bin bir emek ile oluşturduğum yuvama üzülüyorum. İki oğlum var. İyi bir işim var. Eşim ile çok güzel bir bağımız, birbirimize düşkünlüğümüz, uyumumuz var. Ya da ben var zannediyordum. Ben daha ne isteyim derken, iş için sürekli yurt dışına giden eşimin evdeki bilgisayarımızın çöp kutusunda bir kadınla olan yazışmalarını gördüm. Masum görünen aşk dolu yazışmalar ama bir kadın ile yapılmış. İş yerinde çalışan biri olabilir. Emin değilim. Ancak sanırım bazı iş gezilerinde o kadın da var. Bunları öğreneli çok olmadı. Eşim şu anda, görevden yeni geldi. Ben henüz onunla konuşmadım. O sıkça soruyor bana, neyim var diye. Ben bir şey yok diyorum. Ama patlamak üzereyim. Patlamak istemiyorum. Öyle güzel iki oğlum var ki. Onlara kıyamam. Eşime gelince beni aldattığı ortada ama inanamıyorum. Öyle güzel bir ilişkimiz vardı ki. Bunu kaybetmek bana çok ağır geliyor.

       Bence aldatmanın cinsiyeti yok. Yani her erkek aldatır palavrasına asla inanmadım. Hata mı yaptım? Sanmıyorum. Uyudum mu, sanmıyorum. Onu hep sevdim, çok sevdim ve ona gerçekten çok iyi baktım.

      Kaç gece bin tane senaryo kurdum. Bazılarında bağırdım, hakaret ettim. Evden kovdum. Bazılarında çocuklarımı alıp gittim. Bazılarında ise sadece ağladım. Gerçekten bu konuda ne yapacağımı bilemiyorum. Ona bu konuyu nasıl açacağımı bilemiyorum. Onu keşke umursamasam ve bitiriversem. Ama o kadar güzel bir hayatımız oldu ki. Yani beni anlayan sizin gibi birine ihtiyacım var. Bu nedenle yazıyorum.

      Gencim. Güzelim ve varlıklı bir kadınım. Ben bağımlı biri değilim. Ayaklarımın üstünde durabilirim. Bu ihanet belli ki gerçekten olmuş ve yapmam gereken sevdiğim adamı terk etmeyi başarmak. Peki neden bunu yapamıyorum? Her şeyi bir yana bırakın, konuyu açmaya bile cesaretim yok. İhanet ne kadar da acı imiş. Hasta gibiyim ve ne yapacağımı bilmiyorum.

Rumuz: HİÇ İYİ DEĞİLİM

      İhanete uğramak kolay bir durum değildir. Beklenmedik darbeler çok sevdiklerimizden geldiğinde bizi paramparça eder. Lütfen en önce kendinizden çok şey beklemeyin. Sakin olun ve sizin için en doğru nedir, onu düşünün. Şu anda çocukların veya ailenizin iyiliğini düşünmeden önce siz iyi olmaya çalışmalısınız.

      İlişkiniz çok iyi giderken de beklenmedik yaralar alabilirsiniz. Bunun sorumluluğunu taşıyarak kendinizi suçlamayı sakın düşünmeyin. Önceliğiniz, sizi yıkan bu ihaneti eşiniz ile paylaşmanızdır. Çok konuşmayın, bırakın bakalım neler anlatacak. Elbette güçlüsünüz. Ama şu anda incindiniz. Ve sakın unutmayın size yaramayan bir karar; çocuklarınıza da yaramaz. Bu eşiniz ve sizin aranızda bir konudur. Ve ikiniz konuşarak karar verebilirsiniz.

      Farz edin ki, ihanetin içeriğinde, size sunduğu aidiyet duygusunu verdiği başka biri var. Her şey sadece cinsellikle ölçülmez. Bunun dışında ilişkilerin duygusal dinamikleri önem taşır. Bu adam bir ilişki yaşıyor mu? Size ait olan neleri başka bir kadına verdi? Ve bu konuda ne düşünüyor? Suçu ortaya çıkana kadar gayet güvenli, gerçekler ortaya çıktığında ise pişman mı? En önemlisi neden kaçak bir ilişkiye gerek görmüş?

      Sizi suçlamaya kalkışırsa, bu adamın yanlış bir duygusal yatırım olduğunu düşünmeye başlayabilirsiniz. Eş ve baba olarak ona ne kadar güvenebilirsiniz, bu noktada çok önemli. Aldatmayı alışkanlık haline getiren bir adam, eşini veya yasak aşkını suçlayabilir, kendini acındırabilir.

      Ancak bir de şu var. Kadın veya erkek; -çoğu zaman-evinden eşini aldatma maksadı ile çıkmaz. Bazen çok farklı, düşünemediğimiz nedenlerle kişiler kendilerini yasak ilişkilerde bulabilirler. Bunu da dikkate alın. Çok iyi bir ilişkiniz varsa bu doğrudur. Ama bir yerde bir kırılma yaşanmış. İlişkinizin ne zaman sarsılmaya başladığı ve eşinizin yedek ilişkilere yöneldiği de önemli bir konudur. Bunu yapana kadar, akıllıca ve duyarlılıkla davranabilir; ilişkisini ve ailesini koruyacak önlemleri -yasak aşka kaçmadan- alabilirdi. Bunu neden yapmamış?

      Bu noktaya kadar önerim, soğukkanlı olmaya çalışarak, eşinizi konuşturun.

      Tekrar başlamak, affetmek, bir şey olmamış gibi davranmak; ince eleyip sık dokunarak verilecek ortak kararlardır. Ve en başta yazdığım gibi, bu ihanetin içeriği de çok önemlidir.

      Farz edin ki kocanız anlattı, hatta bilmediğiniz detayları da anlattı ve yardım istedi. İkinizin geçmişi ve ortak duygularınız sizi ilişkiye bir şans vermeye mi yoksa bitirmeye mi yakın tutuyor? Bunu hassasiyetle yapmalısınız ki tekrar başlayabilesiniz. Çünkü ihanetler çok acıdır ve affetmek de çok zordur. Ama zor olsa da mümkündür ve çift başlayabilir. Eskisinden daha güçlü olarak hem de.

      Neden zordur, bilir misiniz? İlişkilerin devamını sağlayan en güçlü faktör güvendir. İnsan çok çabuk sevebilir ama güven hiçbir zaman anında inşa edilemez. Zaman ve emek ister. Buna rağmen çok kolay yıkılır. İşte tekrar başlamak mümkün ama zor derken, bunu kastediyorum.

      Eşinizin ilişkinize nasıl bir yanlış yaptığını ve bunun sizin duygusal bütünlüğünüzü, ona duyduğunuz güveni nasıl tahrip ettiğini anlaması gerekmektedir. Sizi ister, ilişkisini bitirir falan…yeterli değildir. Yuvasını bu hale getiren odur ve bu konuda düşünmeli ve gerekli önlemleri almayı başarmalıdır. Yani “nasıl olsa karım beni affetti. Bir daha yapmam” deyip güzel hayatına devam ederken siz depresif çöküntülerle parçalanırsanız, onu affetmeniz sadece onun işine yarar. Ve herhangi bir sorumluluk almadan devam eder. Ve en acısı, affetmeniz lafta kalır. Sizin gibi bir kadın için bu ağır ve gereksiz bir bedel ödemektir. Bu nedenle eşinizin yarattığı depremi görmesi ve aklı başında, duyarlı önlemler alması ve size sabır göstermesi gerekmektedir ki ilişkinizi yeniden kurabilesiniz.