Ülkemizde özünde kurumların ve devletin otoritesini hiçe sayma ve ben yaptım oldu şeklinde ortaya çıkan usulsüzlüklere maalesef bir yenisinin daha eklendiği dillendiriliyor.
Kamu Hizmeti Komisyonu son dönemde fevkalade doğru bir iş yaparak atama için başvuran adayların diplomalarının tanınırlığı için YÖDAK’tan teyit istemeye başladı. Bunun sonucunda ise izinli programlardan alınan diplomalar sahte ise illegal ve denetim dışı programlardan mezun olanların diplomalarına ne ad verilecek merak ediliyor…Kısaca KKTC otoritelerinden izinsiz açılan programlardan mezun edilenlerin durumu ciddiyetini koruyor. 
Kamu Hizmeti Komisyonu’na atama için başvuran adayların mezun olduğu bazı programların YÖDAK’tan öğretime başlama izni almadan açıldığı ve hatta mezun verdiği maalesef ortaya çıktı. Doğal olarak geçersiz ve hatta yasaya aykırı diploma verilen öğrenciler mağdur olmuş oldular. 
Sahte Programlardan mezun vermiş ve mağduriyet yaratan ilgili üniversite veya üniversite Rektörlerinin can havliyle YÖDAK’a koşarak sahte programların legalize edilmesi ve hapislik dahi gerektiren bu sahteliğin örtbas edilmesini talep ettikleri iddia ediliyor. Bu noktada tutuklanan diploma mağdurlarına atfedilen sahte iddiası da sorgulanmaya başlandığını görüyoruz.  
Hatırlanacağı gibi;  YÖDAK’tan öğretime başlama izni almadan başlattığı bir program için DAÜ eski Rektörlerinden Prof. Dr. Necdet Osman’ın istifasına kadar giden bir süreç yaşanmıştı.
Sahte program yasa koyucu tarafından o kadar önemsenmektedir ki;  65/2005 Sayılı  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Yüksek Öğretim Yasası ceza yasasının bir nevi alanına girerek sahte program diyebileceğimiz tek bir hususta para ve hapislik cezası öngörmüştür. Şöyle ki, bahse konu yasanın aşağıdaki 43(5) ve 43(6) maddeleri izin almadan açılan programlar için para ve/veya 7  yıla kadar hapislik öngörmektedir:
43(5) İzinsiz yükseköğretim kurumu açanlar ve/veya öğretime başlayanlar veya Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Milli Eğitim Yasasının, Kıbrıs Türk Milli Eğitiminin genel amaçları ile ilgili maddesinde yer alan Milli Eğitimin genel amaçlarına aykırı olarak eğitim-öğretim faaliyetlerinde bulunanlar veya izni iptal edildiği halde eğitim-öğretim faaliyetinde bulunanlar bir suç işlemiş olurlar ve mahkumiyetleri halinde yürürlükte bulunan aylık brüt asgari ücretin 5000 (beş bin) katına kadar para cezasına veya 7 (yedi) yıla kadar hapis cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabilirler ve mahkeme tarafından faaliyetten men edilirler. 
43(6) Yukarıdaki (5)’nci fıkrada belirtilen suçların tüzel kişi tarafından işlenmesi halinde hapislik cezası, tüzel kişinin direktörleri ve/veya yetkilileri aleyhine uygulanır.
Bizlere ulaşan haber kaynaklarına göre; YÖDAK Başkanı Prof. Dr. Aykut Hocanın ve bazı üyeler hukuk dışına çıkmama ve sahte program vakalarını örtbas etmemeye kesin kararlıdırlar.  Dolaysıyla, patronaj sisteminin esareti altındaki KKTC’de fincancı katırları ve taşeronlarının YÖDAK’ı kuşatmalarına fırsat vermemek için YÖDAK Başkanı Prof. Dr. Aykut Hocanın’ın behemehal konu hakkında ayrıntılı açıklama yapması ve yetkili mercileri harekete geçirmesi gerekmektedir.
YÖDAK’ın bir nevi sınavı olacak sahte programlar konusundaki tavrına ilaveten Güzelyurt’taki üniversite söz konusu olduğu zaman hak adalet adına mangalda kül bırakmayanların duygusal olarak tabi oldukları kurumların sahte program vakaları karşısında üç maymunu oynayıp oynamayacakları merak konusudur.