Devlet olma iddiası olan bir ülke olarak yaptığımız tuhaf ve hatta saçma örneklerden birine geçtiğimiz haftalarda yine rastladık.
Devlet bir nevi acizliğinden ötürü kendi yükümlülüğünü imzaladığı protokol vasıtasıyla ekonomik örgütlerin omuzlarına atmıştır.
Başbakanlık ile Ekonomik Örgütler Platformu (EÖP) arasında “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) kara sınır kapılarındaki hizmetlerin iyileştirilmesine” yönelik Haziran 2022’de protokol imzalanmıştı.
Başbakanlık ile Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği ve Kıbrıs Türk Otelciler Birliği tarafından oluşturulan Ekonomik Örgütler Platformu (EÖP) arasında imzalanan protokol kara sınır kapılarındaki hizmetlerin çağdaş ölçülere uygun olarak yönetilmesini ve sürdürülmesini amaçlamaktaydı. Ayrıca, bu protokol sayesinde kara sınır kapılarındaki geçişleri rahatlatmanın iç piyasaya katkı sağlayacağına ve devlet özel sektör dayanışmasının gelecek dönemde yeni projelere vesile olacağına dair inanç belirtilmişti
İmzalanan protokol, platform üyeleri arasındaki “uyumsuzluk” nedeniyle yaklaşık on bir ay sonra geçtiğimiz haftalarda feshedildi. Dört platform üyesinden biri olan Kıbrıs Türk Ticaret Odası protokolden çıkarılarak yerine Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası alınarak yeniden imzalandı.
Protokolden çıkarılarak bir nevi suçlu gösterilen Ticaret Odası’ndan konu ile ilgili açıklama gecikmeden yapıldı.
“Planlı yapılmayan, fizibilitesi yapılmayan bir işe Ticaret Odası olarak elimize, kazma kürek alıp yapamayacağız” diyen Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz, Ticaret Odası olarak sınır kapılarındaki geçişlerin hızlandırılması, çevre düzenlemelerinin yapılması, kabinlerin düzenlenmesi gerektiğini ifade etti.
Devlet yetkileri ve yatırım projeleri hakkında nosyon sahibi olanlar Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz’in haklılığını gecikmeden teslim ederler.
Yapılması planlanan yatırımların istenilen sonuçları doğurabilmesi ve başarılı olabilmesi için çeşitli amaçların gerçekleşmesi gerekir. Amaca ulaşabilmek ve istenilen başarıyı yakalayabilmek için proje aşamasında karşılaşılabilecek tüm olumsuzluklar önceden öngörülebilmelidir. Fizibilite raporunun önemi burada ortaya çıkmaktadır. Tüm girişimciler, hazırlanan proje uygulamaya geçmeden önce çeşitli fizibilite raporlarına ihtiyaç duyarlar. Fizibilite raporunun önemi sorunların fark edilmesini ve fark edilen sorunlara uygun çözümlerin bulunmasını sağlayacaktır (https://www.adendegerleme.com/fizibilite-raporu-nedir/)
Fizibilite raporu sayesinde bir projenin ekonomik, teknik, finansal ve çevresel açıdan yapılabilirliği araştırılır. Bu çerçevede, kara sınır kapılarındaki hizmetlerin çağdaş ölçülere uygun olarak yönetilmesi ve sürdürülmesi yanında geçişlerin rahatlatılması amaçlarının başarıya ulaşması için hazırlanması gereken yatırım projesi fizibilite etüdü aşağıdaki başlıca sorulara mutlaka yanıtlar içermelidir:
· Geçişlerde dijital tanıma ve kodlama sistemi kullanılarak mı rahatlama ve hızlandırma sağlanacak?
· Geçişleri için yeni kabinlerin ve alternatif yolların temini mi düşünülüyor?
· Geçişler için ilave personel alımı gerekiyor mu?
· Geçiş kapılarında verilmesi planlanan alternatif hizmetler nelerdir?
· Geçişlerin hızlandırılması, rahatlatılması ve ilave hizmetler için inşaat gereksinimi ve maliyeti ne olacak?
· Yapılacak yol genişletme ve yeni yapıların inşası için önceden gerekli proje, vize ve onaylar şimdiden öngörülüyor mu? Proje yürütülürken çevre, turizm, bayındırlık ve ulaştırma, güvenlik ve istihdam gibi alanlarda farklı devlet ve hükümet mercilerinde olan onay yetkisi için şimdiden geniş bir mutabakata varıldı mı?
· Geçişlerin hızlandırılması, rahatlatılması ve ilave hizmetler için gerekli inşaatın maliyetine adil olarak ortak olmak için platform üyeleri mutabakata vardı mı?
Planlamanın önemi açısından aşağıdaki iki atasözünü sizlere hatırlatmak istiyorum:
· Plan yapamayan, başarısızlığı planlar. - İtalyan Atasözü
· İyi şeyler yalnızca planlanırsa olur, Kötü şeyler kendiliğinden olur. Crosby
