Bilindiği gibi; günümüzdeki en şiddetli gündem maddesi Güzelyurt’taki bir üniversitede ortaya çıkan sahte diploma skandalı ve buna bağlı olarak gerçekleşen tutuklamalardır.

Yaklaşık iki yıldır YÖDAK başkanının diplomasına YÖDAK’ın denklik veremeyeceği kararı ile alevlenen ve mahkemeye düşen diplomasının sahte olup olmadığı konusunu ele almayan veya tembihli olarak yazamayan basın mensupları dahi sahte diploma skandalını köşelerine taşımaya başladılar.

2023 Kasımına kadar YÖDAK üyesi olduğumu bilen veya öğrenen bazı basın mensubu arkadaşlar söz konusu diploma skandalı nedir? ve bu skandallar bahsedildiği şekilde yaşanıyorsa YÖDAK ne işe yarar? babında sorular yönelttiler.

Bu soru karşısında; YÖDAK’ın kuruluş felsefesine dönersek, üniversite olarak kurulan kurumların mevzuata aykırı davranıp sahte diploma gibi vukuatlarını önlemek için YÖDAK kurulmuştur. Yani YÖDAK esasen üniversiteleri denetlemek için kurulmuştur. Mevzuata atıf yapacak olursak; 65/2005 Sayılı ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Yüksek Öğretim Yasası’nın aşağıdaki 11(2) B maddesi üniversiteleri denetleyip ona göre yaptırım uygulayacak şekilde karar alma yetkisini YÖDAK’a vermektedir:

“Yükseköğretim kurumları ile bu kurumlara bağlı tüm fakülte ve/veya bölümlerin eğitim-öğretim kalitesini, işleyişini, sürdürülebilirliğini denetlemek ve akademik programlarını incelemek; yükseköğretim kurumlarında mevzuata ve/veya akademik kurallara uygun olmayan herhangi bir işleyişin  tespitinin ve soruşturulmasının akabinde ilgili mevzuatta belirlenen amaç, hedef ve ilkelere uygunluğu ile akademik düzey ve yeterlikleri de incelenerek kararlar üretmek ve gerekli tedbirleri almak. Yükseköğretim kurumunun, YÖDAK tarafından ihtar edilmesi ve/veya ileri disiplin soruşturulmasına tabi tutulması ve/veya öğretime başlama izninin geçici bir süre ile askıya alınması, durdurulması ve/veya iptal edilmesi ile ilgili tüzüğe bağlı olarak karar vermek”

Evet ben 2023 Kasım ayına kadar YÖDAK üyesi ve hatta denetim sorumlusu idim. Dolayısıyla yapılmayan denetimlerden bir dereceye kadar ben ve diğer üyeler de sorumludur. ANCAK, denetim sorumlusunun da dahil herhangi bir YÖDAK üyesinin bir üniversiteyi denetleme yetkisi bulunmamaktadır. BİR ÜNİVERSİTEYİ DENETLEMEK İÇİN TOPLANTI GÜNDEMİNE GETİRMEYE TEK YETKİLİ ÜYE YÖDAK BAŞKANIDIR.

Başkan tarafından toplantı gündemine getirilmeyen bir üniversiteyi diğer üyelerin keyfi olarak denetleme yetkisi bulunmamaktadır. Ne üzücüdür ki; olgularla örtüşmeyen birçok açıklamalar yapan Sayın Turgay Avcı’nın YÖDAK başkanlığına atandığı yaklaşık üç yıl boyunca diploma skandalının neşet ettiği ne ilgili üniversitede ne de başka bir üniversitede yasanın emrettiği kapsamlı denetim yaptırmıştır. Böyle bir denetim yapılmadığından dolayı herhangi bir denetim raporuna da ulaşmak mümkün değildir.  Dolayısıyla, denetim yapılmadığından dolayı mevzuata aykırılıklara göre ‘Yükseköğretim Kurumlarının Denetim Tüzüğü çerçevesinde herhangi bir üniversiteye ihtar  ve/veya ileri disiplin soruşturulmasına tabi tutulma ve/veya öğretime başlama izninin geçici bir süre ile askıya alınması, durdurulması ve/veya iptal edilmesi  şeklinde herhangi bir ceza da verilmemiştir.

YÖDAK’ın üniversitelere karşı ciddi ve cesur bir şekilde denetim yapmada ve yaptırım uygulamada kifayetsiz, basiretsiz ve dirayetsiz olduğu artık tartışılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun için birçok neden sıralanabilir. Bunlar arasından bence en önemlileri YÖDAK’ın yetki ve sorumlulukları ile ilgili tam bir şeffaflık ve hesap verebilirlik olmaması, muhtemel çıkar çatışmaları, patronaj ve nepotik ilişkiler ile YÖDAK üyelerini savunmasız bırakan gelecekteki iş güncesi ve kaygısıdır. Bu durum karşısında; YÖDAK üniversitelerden tepki alacağı kararlardan ziyade memnuniyet yaratacak kararlar almayı tercih etmektedir. Muhtemelen üniversitelerden tepki alacağı ve yaptırım kararı gerektirecek yapılmayan denetimler için ise personel, araç gereç ve teknik alt yapı gibi mazeretler üretilmektedir.

Bahse konu diploma skandalı ile ilgili CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın YÖDAK’ı ve Başkanını aklayan ve bir nevi koruyan açıklamasını fevkalade manidar buluyorum. Şöyle ki, Erhürman “YÖDAK’ın bugünkü haliyle bu işleri yapabilecek altyapıya sahip olmadığı ortada” şeklinde yaptığı açıklama yetersiz olup aşağıdaki soruların da beraberinde yanıtlanması gerekmektedir:

·         Bilindiği gibi; CTP eski genel başkanlarından ve Başbakanlarından Mehmet Ali Talat tarafından kurulan YÖDAK’ın alt yapısı, idari, teknik, yasal yoksa kurumsal açıdan mı yetersizdir?

·         Yoksa, Erhürman, ironi olacak şekilde diplomasının sahte olup olmadığı tartışılan YÖDAK Başkanının önderliğinde üniversitelerde sahte diploma veya benzeri denetimlerin yapılmasının mümkün olmadığını mı kastetmektedir?

·         Geçmişte herhangi bir sonuç vermeyen ve konuyu gündemden düşürmek için başvurulan benzeri araştırma komitesinin kurulması önerisi ile Erhürman gerçekte ne murat etmektedir?

Son söz olarak Erhürman’a şu soruyu yöneltmek istiyorum. YÖDAK, mevcut hâliyle üniversiteleri denetleyip yaptırım uygulayacak altyapıya sahip değilse, nasıl oluyor da KKTC’deki hasta sayısının ve çeşitliğinin yetersiz olduğu yönünde mevcut  Sağlık Bakanlığı müsteşarlığının ve Tabipler Birliği’nin sözlü ve yazılı sert uyarılarına rağmen ve Cumhuriyet Meclisi’nde Türkiye’de olduğu gibi YÖDAK’tan yetkiyi devralacak TIPTA İHTİSAS KURULU oluşturulması çalışmaları devam ederken yangından mal kaçırır gibi tıpta uzmanlık başvuruları için ilgili üniversitede yerinde denetim yaparak tüm başvurulara öğretime başlama izni vermiştir?  Bu konularda denetim yapmak için YÖDAK yeterli altyapıya sahip, ANCAK diğer konularda değil midir Sayın Erhürman?