Ekonomi Güneyden Kuzeye kaydığı zaman keyifleri fevkalade yerinde olan tüccar kesimi, son zamanlarda dengeler tersine dönmeye başladığı zaman yaygarayı basmaya başladılar.
Özellikle Pandemi dönemi ve bilahare ticaretin Kuzeye kayması ile ihya olmuş bazı sektörler mağdur olmuş bazı sektörler gibi sosyal güvenlik katkısı dahi almışlardır. 
Dövizin nispeten istikrara kavuşmasına rağmen fiyat artışları devam eden KKTC’de nihayette avantaj yitirilmiş, ticaret Kuzey’den Güney’e tersine dönmeye başlamıştır.
Ticaret Kuzey’den Güneye kaymaya başlar başlamaz tüccar kesimi tamamen günahsızmışçasına sorumluluğu hükümetin üzerine atmıştır. Bu çerçevede, tüccarların çözüm olarak gördüğü husus ise devlet açısından gelir kalemi kendileri açısından ise maliyet görünen ve sadece palyatif ve kısa süreli çözüm olabilecek bazı vergilerin kaldırılması şeklinde olmuştur. 
Peki ticarette Kuzeyin avantajı yitirip Güneye kaybetmesinde tüccarların sorumluluğu ve hatası yok mudur? Bu sorunun yanıtını aşağıdaki gibi başka sorular yönelterek netleştirmeyi faydalı görüyorum.
•    Hatırlanacağı gibi; geçtiğimiz ay Maliye Bakanı, fırsatçılık yapanların da artan hayat pahalılığında payı olduğunu açıklamıştı. Hepimizin de pekâlâ bildiği gibi, ülkemizde herhangi bir döviz veya maliyet artışı ile açıklanmayan tabiri caiz ise açgözlülükle yapılan keyfi fiyat artışları bulunmaktadır. Fahiş fiyat artışı şeklinde yapılan bu zamlar için tüccarların herhangi bir önlem alınmasına yönelik samimi ve dürüst gayretleri ve önerileri var mıdır?
•    Fırsatçılığı cezalandırmak yanında fırsatçılığa fırsat veren iktisadi koşulların ortadan kaldırılması için de tüccarlar hükümete çağrıda bulundular mı? Özellikle tam rekabet koşullarının sağlanmasında ticaretin önündeki engellerin kaldırılması, kartelci, tekelci ve hâkim gücün kötüye kullanıldığı durumlarda yerinde etkin müdahale edilmesi ile Rekabet Kurulunu tam bağımsız ve özerk hale getirilmesi konusu tüccarların gündeminde var mıdır?
•    Özellikle ithalat ve toptancı piyasasında tam rekabet koşulları olmadığı için fırsatçılık ile fahiş fiyatların hâkim olmasına rağmen tüccarların softa şaşırtması yapmak için hâkim gücü son derece sınırlı olan perakende ve küçük esnafı suçlaması hangi hüsnüniyetin göstergesidir?
•    Ticaretin Güneye kaymasını nispeten önlemek için tüccarların hep bana düşüncesi yerine fedakârlık yaparak kâr marjlarını azaltmak düşünceleri var mıdır?
•    Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın açıklamasıyla %80’lere varan kayıt dışılığın başta ticaret olmak üzere ekonomimize verdiği zarar ortada iken kayıt dışı ekonomiyi ortadan kaldırmak için tüccar temsilcisi Odaların hükümete her türlü katkıyı koyan baskıcı tutumları var mıdır?
•    Kuzeyde yapılan ticareti daha da kolaylaştırmak ve etkinleştirmek için tüccar temsilcisi Odalar, sınır kapılarının iyileştirmesi için hükümetle yaptıkları protokolün gereğini yaptılar mı?
•    Kuzeyde yapılan ticarette müşteri memnuniyetini artırmak açısından tüccarlarımız 7P olarak adlandırılan pazarlama karmasını  [(Product (Ürün), Price (Fiyat), Place (Dağıtım), Promotion (Tutundurma), People (İnsan), Pyhsical Evidence (Fiziksel Olanaklar), Process (Süreç)] profesyonelce kullanıyorlar  mı?
•    Tüccar temsilcisi odaların sunduğu önerilerin kamuoyunda kabul görmesi için öncelikle çalışanlar tarafından desteklenmesi gerektiğine göre; asgari ücret artışını enflasyon oranının altında öneren tüccarların bu çerçevede destek görmesi mümkün mü?
Sonuç olarak; ticaret Güneye kaydı diye tüccarlar ağıt yakıp sorumluluğu hükümete yüklemeden önce, yukarıdaki hususlar ışığında kendi özeleştirilerini ve muhakemelerini mutlaka yapmaları gerekmektedir.