Yeni yıla girerken genelde ilk köşe yazısında bir önceki yılın panoramik değerlendirmesi yapılır. Elbette benim yapacağım değerlendirme eko-politik eksende olacaktır.

2025 yılının ilk köşe yazısında 2025 yılına ilişkin pembe tablolar çizerek beklentileri sıralamak yerine 2024 yılında gerçekleşen olumlu ve olumsuz olguları sıralamak 2025 yılında olabileceklere bir ışık tutacaktır.

2024 yılında elbette hep kötü şeyler olmamıştır. Ancak, olumsuz hadiselerin olumluların kat kat üzerinde olduğu maalesef açık ve net ortadır. Bu çerçevede, az da olsa önce olumlu panoramayı sıralamakla başlayalım.

2024 Yılında Başlıca Olumlu Panoramik Gelişmeler

·  Bütçe açığı ve devamlı borçlanmaya rağmen kamu çalışanlarının maaşları enflasyon oranına göre artırılmış ve 13. Maaş tartışma konusu yapılmadan ödenebilmiştir.

·  Özel sektör çalışanlarını yakından ilgilendiren asgari ücret işveren tarafının itirazlarına rağmen devlet tarafının da desteğiyle enflasyon oranında artırılmıştır.

·  Yetersiz dahi olsa gençlere yönelik teşvikli “İlk Evim Kredisi” verilmeye başlanmıştır.

·  Ekonomik alanda, özel sektöre yönelik   prim desteğine, tarımsal üretim için ise milyarlarca liralık teşvik verilmeye devam edildi.

·  Bazı altyapı projeleri tamamlandı.

·  Yerel yönetimlerle iş birliği içinde karayolları üzerinde ışıklandırma gibi alanlarda iyileştirme yapıldı.

2024 Yılında Yaşanan Başlıca Olumsuz Panoramik Olgular

· Bazı endişeleri gerekçe göstererek o endişeleri giderecek önlemler almak yerine sektörün önünü tıkayacak çift vize ve buna paralel ülkeye öğrenci girişini zorlaştıracak sözde önlemler aldık. Daha açık bir ifadeyle uluslararası camianın KKTC’ye uyguladığı ambargo yetmezmiş gibi bizde kendi kendimize ambargo uygulamaya başladık.

· Yükseköğretim kurumlarında ortaya çıkan yönetişim krizi ve sahte diploma gibi skandallara yönelik halen daha profesyonel bir kriz yönetimi başarısı gösteremedik. Dolaysısıyla, bu krizin yükseköğretimdeki olumsuz etkisi muhtemelen gelecekte de devam edecektir.

· Yükseköğretimde olduğu gibi; sanki de görünmez bir el emlak sektöründe de harekete geçmiştir. Şöyle ki, mülkiyet ve toprak konularında speküle edilen endişeleri sektörü baltalamadan gidermek yerine yabancı talebi durdurmak ve emlak sektörünü bitirmek üzere bilinçsiz veya kasıtlı kararlar üretilmiştir.

·  2024 yılında geçen 2025 bütçesi devasa bir açığa ulaşırken mali disiplinsizlikte tarihi bir zirve yapılmıştır.

·  1 Milyon nüfusa düşen trafik kazalarında yaklaşık 100 kişilik ölüm KKTC’yi maalesef Avrupa  şampiyonu yapmıştır.

· Başta Girne, Lefkoşa ve Gönyeli olmak üzere şehir içi trafik insan zamanını çalan ve sağlığını bozan kaosa dönüşmüştür.

Sonuç olarak; yukarıdaki liste daha da uzatılabilir. Ancak işin özünü pek değiştirmeyecektir. KKTC’de dıştan kaynaklı sorunlar ve çözümsüz kalan iç sorunlarımızı değil çözmek bu sorunlara kendi beceriksizliğimizle yenilerini eklememiz yanında 2024 yılının son günlerinde dar gelirlinin alım gücünü düşürmeye niyet eden emekli ve çalışan maaşlarında konsolidasyonun kaldırılması ve temel tüketim maddelerinde KDV oranlarının artırılması girişimi 2025 yılı için pembe tablolar çizmemize engel olmaktadır.