Köşe yazılarımı takip eden okuyucular yolsuzluk konusuna öncelik verdiğimi bilirler. … Bu hassasiyetim yolsuzluğun son derece yıkıcı etkilerinden kaynaklanmaktadır. Çünkü, kültürel yozlaşma beraberinde yolsuzluk sarmalından kurtulamayan ülkelerin toplumlarına refah getirmesi neredeyse imkânsızdır.
Yolsuzluk; devlete olan güveni sarsmakta, sosyal dayanışmayı tehlikeye düşürmekte, mal ve hizmetlerin fiyatlarını yükseltmekte, verimsiz yatırımlara neden olmakta ve kamu hizmetlerinin kalitesini düşürmektedir. Kamu yönetiminde verimsizlik, kaynak dağılımında etkinsizlik ve kaynak israfına yol açmaktadır (Işık, 2021).
TEPAV tarafından yapılan bir çalışma yoksulluğun etkileri konusunda çarpıcı sonuçlar ortaya koymaktadır. Yolsuzluğun çok çeşitli olumsuz sonuçları bulunmaktadır. Her şeyden önce, piyasalar rekabetçi niteliğini, siyasi liderler de otoritelerini kaybederler. Yolsuzlukta gizlilik esas olduğundan, medyayı kontrol eden yolsuzluğa bulaşmış gruplar, kamuoyunun “doğru” bilgilendirilmesini engelleyerek, açık ve demokratik toplumu zedelerler. Hukuk devletine güven azalırken, yasaların uygulanması güçleşir. Özellikle, gelişmekte olan ülkelerde, ulusal, toplumsal, ekonomik ve siyasal gelişim yavaşlar. Bu koşullarda, yatırımlar için gerekli yabancı sermaye bulunamaz, başlayan projeler tamamlanamaz, üretim kapasitesi düşer, idari verimlilik azalır ve siyasi düzen meşruiyeti kriziyle karşılaşır. Sonuç olarak yolsuzluk kamu yönetiminin bozulmasına ve ekonomik kalkınmayı engellemesine neden olmaktadır (https://www.tepav.org.tr/upload/files/1313475413-4.Bir_Olgu_Olarak_Yolsuzluk_Nedenler__Etkiler__Cozum_Onerileri.pdf).
Yukarıdan da anlaşılacağı gibi; KKTC gibi giderek yolsuzluğa bulaşan ülkeler ne yoksulluktan kurtulabilmekte ne de refah ülkesi olabilmektedirler:
· Yolsuzluk, bazılarına diğerlerinden daha fazla çıkar sağladığı ve kamu kaynaklarının ve hizmetlerinin haksız dağılımına yol açtığı için ekonomiyi, yasal ve siyasal düzeni bozar. Sonuç olarak, yolsuzluk yoksulluğu kat kat artırmakta ve yoksulluk yaratmaktadır (Gültekin, 2015).
· Taner Güney’in (2013) “Yolsuzluk ve Refah” başlıktı doktora tezindeki analiz sonuçlarına göre, yolsuzluk refah üzerinde negatif yönlü ve istatistiksel olarak anlamlı bir etkiye sahiptir. Buna göre, yolsuzluk düzeyi yükseldiğinde ülkelerin refah düzeyi azalmaktadır (https://denetimakademisi.com/wp-content/uploads/2017/06/YOLSUZLUK-VE-REFAH.pdf).
Uluslararası platformda kabul gören endekslerden anlaşıldığı üzere; refahın en yüksek olduğu ülkeler aynı zamanda yolsuzluk algısının en düşük olduğu ülkelerdir. Tabloda 2023 yılı için sırasıyla en yüksek refah olan 10 ülke (https://www.prosperity.com/rankings) ile en düşük yolsuzluk algısı tespit edilen 10 ülke yer almaktadır (https://www.transparency.org/en/cpi/2023).
Tablodan da görüldüğü gibi; en yüksek refah olan ilk 10 ülkenin 9’u en düşük yolsuzluk algısı olan ilk 10 ülke arasındadır.
SIRA NO |
EN YÜKSEK REFAH OLAN ÜLKELER |
EN DÜŞÜK YOLSULUK ALGISI OLAN ÜLKELER (REFAH SIRALAMASI) |
1 |
Danimarka |
Danimarka (1) |
2 |
İsveç |
Finlandiya (4) |
3 |
Norveç |
Yeni Zelanda (10) |
4 |
Finlandiya |
Norveç (3) |
5 |
İsviçre |
Singapur (17) |
6 |
Hollanda |
İsveç (2) |
7 |
Lüksemburg |
İsviçre (5) |
8 |
İzlanda |
Hollanda (6) |
9 |
Almanya |
Almanya (9) |
10 |
Yeni Zelanda |
Lüksemburg (7) |
Sonuç olarak; ülke yönetimine talip olanlar toplumlarını yüksek refah seviyesine taşımada kararlı ve samimi iseler bunun olmazsa olmazının yolsuzlukla mücadele olduğunu mutlaka idrak ve ikrar etmelidirler.