Ben 12 yıl önce bu memlekete gelin geldim. Kocamın ikinci karısıyım ve uzaktan akrabayız. İlk eşi geride iki küçük çocuk bırakarak vefat etmişti ve ben neredeyse otuz yaşına geliyordum yani bizimkilere göre evde kalmıştım.

      İki çocuk da ben doğurdum, “üvey” demeden diğer iki çocuğumu da bağrıma bastım. Şimdi 40 yaşına geldim ve tam dört çocuğum var. En büyük çocuğumu evlendirdim, yakında nene olacağım. 24 ve 8 arası dört çocuk annesi olarak, burada üniversiteyi de bitirdim. Zaten iki yıllık yüksekokul mezunuydum ve dört yıllığa tamamlayarak iyi bir meslek sahibi oldum. Mesleğimi yazmanızı istemem. Ancak bu hayat tecrübesi ile mesleğimi başarıyla yapabilecek olgunluktayım ve bunu çok istiyorum. Özellikle büyük çocuklarım, benim yanımdadırlar. Küçüklerin zaten aklı ermez.

      Anlayacağınız eşimin çalışmak isteğime izni yoktur. Mesleğim ile ilgili stajımı yaptım ve aynı yerden iş teklifi de aldım. Ben ve büyük çocuklarım (üvey demeyin ne olursunuz, çok ağrıma gider) ne yaptıksa eşimi ikna edemedik.

       Bu konuda çok yoruldum. Büyükler kendilerini kurtardı ama küçük çocuklarımın aile birliği içinde büyümesi benim için çok önemli. Ben de yetim kaldım ve ne demek bilirim. Yavrularımı bırakmayı veya onları da alıp çekip gitmeyi düşünemiyorum bile.

      En büyük çocuğum “anne, sabret, çözeceğiz bu konuyu” dese de eşim çok inatçıdır. Aile yakınları zaten ondan çok çekinir. Kayınvalidem çok yaşlıdır ve bilge bir kadındır. Buna rağmen o bile eşimi ikna edemedi.

      Öfkeyle kalkan zararla oturur ama ben giderek öfkeleniyorum. Bu nedenle size yazdım. Yasaya göre, çalışmak için kocamın iznine ihtiyacım yoktur. Kocam çalışma hakkımı engelleyemez ayrıca. Ama bunları anlattığımda duymazlıktan geliyor. Bizi rahat yaşattığını, paraya ihtiyacımız olmadığını söylüyor. Gerçekten maddi büyük sorun yok. Ama her şey maddiyat için değildir. Benim mesleğimi yapmama ihtiyacım vardır. Bu konuda sizden destek istiyorum. Eşimi nasıl ikna edebilirim?

Rumuz: ÇALIŞMAK İSTİYORUM

      Yazınızı epey değiştirdim ki yakın çevreniz kimliğiniz ile ilgili bir çıkarım yapmaya kalkışmasın.

      Benim görüşüm, eşinizin katılığının ardında bir korku, bir gerginlik, çekince yatıyor olabileceğidir. Sizi engellememiş ve bu seçkin mesleği edinmenize destek olmuş. Ancak sizin toplum yaşamına katılıp, başarı elde etmeniz sonucunda, yalnız kalmaktan mı korkuyor acaba?

      İki çocukla dul kalmış ve sonra sizin gibi bir kişi karşısına çıkmış. Hayatını toparlamış ve sayenizde çocuklar da mükemmel yetişmiş. Kaybetme korkusu ile sizi engelliyor olabilir mi? Onca acıdan sonra, sizi bulmuş. Şanslı. Bu ortada. Yani o da bunun farkında. Anlattıklarınızdan çıkarabildiğim bu: Sizi kaybedebileceği korkusu. Sanırım biraz yaş farkınızın olması da onu endişelendirebilir. Ancak yaş farkı, ilişkiler söz konusu olduğunda çok önemli değildir. Bunu bilemeyebilir. Kendine güveni düşmüş olabilir. Nihayetinde, büyük çocuklarınız ve siz, ailede üniversite mezunu olan ilk üç kişisiniz.

      Altta yatan neden kaybetme korkusu ise onun size her şekilde güvenmesini sağlayacak yaklaşımı belirlemeniz gerek. Çalışma hayatına atılmanız, sizi daha çok yakınlaştıracaktır. Size güvenmesini ve olası korkularının boşuna olduğunu fark etmelidir.

     Büyük çocuklarınız yanında. Kendinizi anlatın. Doğru kararı verdiğinizi ve sizi desteklemesi gerektiğini anlayacaktır.