Hayatın koşuşturmasına daldınız, bir yandan iş hayatı, ev geçindirme, diğer yandan çocukların ihtiyaçları derken… Aynaya baktınız ve saçınıza aklar düştüğünü fark ettiniz… Tabi böyle olacaktı bu kadar stresin içinde diyorsunuz, yaş 35’i geçmiş… Peki sadece stres saç beyazlatmaya yeter mi? Başka hangi faktörler saç beyazlamasını hızlandırıyor?
Saç folikülünde yer alan “melanosit” adı verilen hücreler saça rengini veren “melanin” maddesini üretir. Saç foliküllerinde iki farklı melanin maddesi bulunur; bunlar, siyah-kahverengi “eumelanin” ile kırmızı-kahverengi “pheomelanin”dir. Bu ikisinin miktarı ve oranı saç rengini belirler. Yaşla birlikte saç folikülünde melanin üreten hücreler “ölmeye” başlar. Sonuç olarak, saçlar önce grileşir ardından beyazlaşmaya başlar. Saçların beyazlaması, yaşlanmanın evrensel bir belirtisi olarak kabul edilir.
Erkeklerde saçların beyazlaması şakak bölgesi ve favorilerden başlayıp “vertex”e (tepe bölgesine) doğru ilerlerken, kadınlarda daha çok saçlı deri sınırında başlar ve tepe bölgesine ilerler. Genç yaşta saçların beyazlamaya başlaması ise kişide travmaya ve düşük benlik saygısına yol açabilir.
Peki ne zaman “erken” saç beyazlaması diyoruz? Beyaz ırkta 20 yaşından önce, Afro-amerikanlarda 30 yaşından önce, Asyalılarda ise 25 yaşından önce saç beyazlaması erken kabul edilmekte.
Saçlarımız neden erken beyazlıyor? Genetik yatkınlık, erken saç beyazlaması için bir risk faktörü olarak görülüyor. Diğer bir deyişle, saçları erken beyazlamış ebeveynlerin çocukları erken yaşta saç beyazlamasından muzdarip olabiliyor.
Saç sağlığının korunması için vitamin ve mineral dengesi önem arz ediyor. Yapılan çalışmalar, B12 vitamini, folik asit ve D vitamini eksikliğinin erken yaşta saç beyazlamasına yol açabileceğini gösteriyor. Ek olarak, kalsiyum, bakır, çinko ve demir gibi minerallerin eksikliğinin, saçların erken beyazlamasında rol oynadığı düşünülüyor. Bunun yanı sıra, otoimmün tiroid hastalıklarının ve hipotiroidinin (tiroid bezinin az çalışması) de erken saç beyazlamasına neden olabileceği düşünülüyor.
Sağlıksız yaşam tarzı alışkanlıkları, sigara, stres, düzensiz uyku, şehir yaşamının getirdiği hava kirliliği ve yetersiz beslenme gibi faktörler; sadece saçların erken beyazlamasına değil, aynı zamanda saç dökülmesine de katkıda bulunuyor.
Saç açma işlemlerinde kullanılan kimyasal maddeler (örneğin: hidrojen peroksit), saç tellerinde birikip saçın melanin üretimini azaltarak saçların beyazlamasına yol açabiliyor. Özellikle, üst üste yapılan saç açma işlemleri sonucu saçlarda erken beyazlama görülebiliyor.
Peki beyazlamış saçları tekrar eski rengine döndürmek mümkün mü? Şu an elimizde saçları eski rengine döndürecek bir ilaç mevcut değil. İyi haber şu ki bu süreci yavaşlatabiliriz.. Yaşam tarzı alışkanlıklarımızı değiştirmek, stresi- günümüzde zor olsa da- azaltmak, yukarıda bahsedilen vitamin ve mineral eksiklikleri açısından doktorunuza başvurmak mantıklı seçenekler arasındadır. Ayrıca, antioksidan bir amino asit olan metiyonin içeren takviyeler, saç sağlığı için oldukça elzem olan biyotin (B7 vitamini), kalsiyum pantotenat (B5 vitamini), selenyum ve PABA (B10 vitamini) içeren takviyeler kullanılabilir.
Son olarak, alpha-MSH içeren spreyler, saç renginin korunması ve saçın eski rengine döndürülmesi amacıyla piyasaya sürülmüş, iddialı vaatlere sahip ürünlerdir. Melanin üretimini artırmaya yardımcı bir hormon olan alfa-MSH, her ne kadar tüketicilerin dikkatini çekse de etkinliği ve güvenliği hakkında ne yazık ki yeterli bilimsel kanıt bulunmuyor.
Bir sonraki Cilt Sağlığı Rehberi’nde görüşmek üzere…