Bilindiği gibi; geçtiğimiz hafta tablodan görüldüğü üzere KKTC istatistik Kurumu, 2019-2023 arası yıl sonu projeksiyon nüfuslarını açıkladı. Bu duruma göre; 2019’da 420,665 olan projeksiyon nüfus yaklaşık %13 artarak 2023 yılı sonunda 476,214’e yükselmiştir (https://istatistik.gov.ct.tr/Portals/39/Proj_yayin_11_Kasim_2024.pdf).
İstatistik Kurumu’nun nüfus projeksiyonuna ilişkin resmi makamları, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın bu yıl içerisindeki nüfus açıklamalarını maalesef çelişkili duruma düşürmüştür.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 2024 Mayısında İçişleri Bakanı Dursun Oğuz ile nüfus konusunda görüştüğünü ve istatistik verilerine göre, KKTC'nin resmi nüfusunun 407 bin olduğunu açıklarken, 27 Kasım 2023 tarihinde İngiltere'de verdiği bir röportajda ise KKTC'nin resmi nüfusunun 410 bin olduğunu söylemişti (https://www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n516793-ersin-tatar-nufusu-acikladi-nufus-407-bin). Halbuki, Tatar’ın günümüz için açıkladığı nüfus rakamı, İstatistik Kurumun resmi nüfus projeksiyonlarına göre 2019 yılının dahi gerisindedir. Bu da bize böylesi bir hassas konuda kurumların güvenilirliğini ve itibarını sarsmamak için gereksiz açıklama yapılmaması gerektiğini göstermektedir.
İstatistik Kurumu Başkanı İrfan Tansel DEMİR imzası taşıyan 11.11.2024 tarihli ‘Kamuoyu Bilgilendirmesinde “Nüfus projeksiyonları geleceğe yönelik politika üretme noktasında büyük önem arz etmektedir. Mevcut nüfus eğilimlerinin tespit edilmesi ve bu eğilimlerin devamı halinde gelecekteki nüfus yapısı hakkında tahminlerde bulunulması daha sağlıklı politikalar üretilmesini sağlar.” ifadeleri kullanılmaktadır. Doğru ifadede bulunulmasına rağmen İstatistik Kurumu bize olup biten yılları tahmin olarak sunmakta, ancak eğitim, sağlık, trafik gibi ihtiyaçların gerek genel gerekse bölgesel planlanarak karşılanması için elzem olan geleceğe yönelik (örn. 2030-2050-2100 yılları) tahminleri yapma cesaretini ve ehliyetini gösterememektedir.
Eurostat’a göre nüfus projeksiyonları, nüfus büyüklüğü ve yapısının varsayımsal gelişmelerini göstermeyi amaçlayan 'ya şöyle olsaydı' senaryolarıdır. Bu projeksiyonlar, gelecekteki doğurganlık, ölüm oranı ve göç seviyeleri için bir dizi varsayıma dayanır. 50 yıldan uzun bir süreyi kapsayan uzun vadeli bir dönem için sunulurlar (https://ec.europa.eu/eurostat/web/population-demography/population-projections). Buna göre; AB nüfusunun 2022'de 446,7 milyondan artarak 2026'da 453,3 milyona (+%1,5) ulaşması, ardından kademeli olarak 2050'de 447,9 milyona ve 2100'de 419,5 milyona düşmesi öngörülüyor
Plan ve programlar nüfus projeksiyonlarına göre hazırlanır. Bu konuda Türkiye’de yetkili kurum TÜİK, KKTC’de ise İstatistik Kurumudur. Devlet Planlama Örgütü ise bu projeksiyonları esas alarak gerekli planlama çalışmalarını yerine getirmesi gerekmektedir.
TÜİK’in "Nüfus Projeksiyonları, 2023-2100" göre; doğurganlık göstergelerindeki hızlı düşüş eğiliminin devam edeceğini varsayan düşük senaryoya göre, Türkiye nüfusunun 2044'te 89 milyon 959 bin 486 kişiyle en yüksek büyüklüğe ulaşacağı tahmin edilirken, 2100'de 55 milyonun altına düşmesi bekleniyor. Doğurganlığı artırıcı tedbirlerin etkili olacağını varsayan yüksek senaryoya göre ise Türkiye nüfusunun 2056'da 100 milyonun üzerine çıkacağı öngörüldü.
TÜİK aynı zamanda 2030 yılı için nüfusu artacak veya azalacak iller için projeksiyonlarda bulunmuştur. Şöyle ki; nüfus artışına en büyük katkıyı İstanbul sağlayacak. İstanbul’un nüfusu 473 bin 533 kişi artarak 16 milyon 129 bin 457’ye ulaşacak. Nüfusu en çok azalacak ilin ise Ağrı olması bekleniyor. Ağrı’nın nüfusu 62 bin 782 kişi azalarak 511 bin 238’den 448 bin 456’ya düşeceği öngörülüyor.
Sonuç olarak; özellikle trafiği, eğitimi ve sağlığı giderek kaosa dönüşen ülkemizde gerekli planlamayı yapabilmek için hem ülke hem de ilçeler bazında geçmişe değil geleceğe yönelik nüfus projeksiyonlarına ivedi ihtiyacımız bulunmaktadır.