Basından takip edebileceğiniz gibi; geçtiğimiz haftalarda Ticaret Dairesi KKTC’ye ait ihracat ve ithalat verilerini açıkladı. Bu açıklamalarda, bazı kesimler başarı sağlanmış gibi ithalat ve dış ticaret dengesindeki dengeyi göz ardı ederek ihracattaki kısmi artışı başarı ve hatta istikrar göstergesi olarak lanse etmeye kalktı.

Dış ticaret açısından sağlıklı değerlendirme yapabilmek için öncelikle dış ticaret açığına ve dengesine odaklanmamız gerekmektedir. Dış ticaret dengesi, bir ülkenin ihracat ve ithalat işlemleri arasındaki farkı yansıtan ekonomik göstergedir. Genel anlamıyla ülkenin dış dünyayla olan ticari etkileşiminin bir ölçüsü olarak kabul edilebilir. Net ihracat olarak da ifade edilen bu kavram, ihracatın ithalattan çıkarılması yoluyla elde edilir. Bir ülkenin ihracatı ithalatını aşarsa bu ülkenin ticaret dengesinin lehte olduğu ya da dış ticaret fazlası verdiği söylenir; tersi durumdaysa ülkenin ticaret dengesinin aleyhtedir ya da dış ticaret açığı bulunmaktadır. Yani dış ticaret dengesi, cari denge çerçevesindeki mal ihracatı ile ithalatı arasındaki farkı göstermektedir. Bu alt denge, ihracat ve ithalat ile doğrudan ilişki içerisindedir. Dolayısıyla dış ticaret dengesinin sağlanabilmesi amacıyla mal ithalatı ile ihracatı arasında denge kurulmalıdır.

Ülkeler ihracattan daha fazla gelir elde etmekte ve bu gelirleri üretim, işletme ve istihdam için kullanmaktadır. Dış ticaret, bir ülkenin üretim hacmini artırmakta ve ekonomik büyümesini desteklemekte, istihdamın artmasına, yatırımların çekilmesine ve teknolojik gelişmelerin hızlanmasına katkıda bulunmaktadır.

Dış ticaret açığının giderek büyümesi, ülkenin her geçen gün daha fazla dışa bağımlı hale gelmesi olarak yorumlanabilir. Özellikle yaşanabilecek bir uluslararası ticaret krizi veya beklenmedik döviz artışı dönemlerinde yüksek dış ticaret açığının ülkeyi ekonomik sorunlara sürükleme olasılığı söz konusudur. Dış ticaret açığı olan bir ülke, ithalat için ihracatından daha fazla para harcar. Kısa vadede enflasyonu düşmesi gibi olumlu etkilere yol açabilir. Ancak uzun vadede görülen yüksek ticaret açığı ülkenin sanayisini zayıflatarak istihdam oranını düşürür.

KKTC’nin Ticaret Açığı Artarken İhracatın İthalatı Karşılama Oranı Düşmüştür

KKTC Ticaret dengesi üzerine değerlendirme yapabilmek için Ticaret Dairesi’nin ithalat ve ihracat raporları (icaret.gov.ct.tr/RAPORLAR/İSTATİSTİK-ŞUBESİ-RAPORLARI/01-Dış-Ticaret-İthalat-ve-İhracat-Raporları) esas alınmıştır.  Bu çerçevede, raporlarda yer alan 2015-2023 yılları arasındaki ticaret dengesi incelenmiştir.

Şekil 1’den de görüleceği gibi; Pandemiden dolayı ekonomin doğal dengelerinin değil imkansızlıkların ve sınırlamaların hâkim olduğu 2020 yılında KKTC ticaret açığı nispeten düşmüştür. Ancak, 2021 ve sonrası yıllarda ticaret açığında devasa artışlar olmuş ve 2023 yılında yaklaşık 2.7 Milyar $’a ulaşmıştır.

Ticaret açığı yanında dış ticaret dengesinde olumlu gelişme olup olmadığını değerlendirmek için ihracatın ithalatı karşılama oranı dikkate alınmalıdır. Bu açıdan da değerlendirildiğinde; ihracatın ithalatı karşılama oranı pandemi yılları olan 2020 ve 2021   yılları haricinde 2023 yıllındaki ihracatın ithalatı karşılama oranı maalesef 2015 ve 2016 yıllarından daha kötüdür (Bkz. Şekil 2).

O V Ş 1-1

Şekil 2’de görüldüğü gibi; 2015 ve 2016 yıllarının ihracat/ithalat oranları %7.9 ve %6.8 iken 2022 ve  2023 yıllarında  bu oran sırasıyla % 5.6 ve %5.7 olarak gerçekleşmiştir.

Ovş 2

TL’nin Değer Kaybı Ticaret Açığına Yaramamıştır

Ticaret teorisine göre bir ülkenin parasının değer kaybı ithalatının azalmasına ve ihracatının artmasına yol açacağından ticaret açığının kapanmasına yarar sağlamaktadır. Ancak, KKTC’de malum sebeplerden ötürü fiyat esnekliği olmayan ithalat ve ihracat yapısından dolayı TL’nin değer kaybının da ticaret açığının kapanmasına pek faydası olmamaktadır.  Şöyle ki; 2023 yılı Ocak- Aralık dönemi ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre %26,92 oranında bir artış göstererek 159,473 bin dolar olarak gerçekleşirken 2023 yılı Ocak- Aralık dönemi ithalatı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %25 oranında bir artış göstererek 2.817 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu da göstermektedir ki, TL’nin değer kaybına rağmen ihracat ve ithalat artış oranlarında kayda değer bir fark gerçekleşmemiştir.

Sonuç olarak; dış ticaret dengesindeki değişimin istikrara katkı sağlayıp sağlamadığı ihracat ve ithalattaki mutlak artışlarla değil dış ticaret açığı ve ihracatın ithalatı karşılama oranı ile anlaşılabilir.