O hayatında en çok sevmeyi ve sevilmeyi sevdi. Bir de kendi başınalığı. Her zaman sıra dışı oldu. Kimseye değil, hep kendine benzemeyi sevdi…

Kimse için istemedi yaşamayı, kendine yaşadı…

Seven de, sevmeyen de kimseye benzemedi diye sevdi ya da kıskandı onu; Ya da hep merak konusu oldu yaşantısı…

Acınmaktansa, kıskanılmayı tercih etti… Kaderine razı oldu, kimsenin kötülüğünü istemedi. Kimsenin varlığına yerinmedi, yoksulluğuna üzüldü. Söz konusu kendisi olunca, varlık veya yokluk onun için hiç fark etmedi.

Aşk hayatı hep yarım kaldı. Tanrı öyle olsun istedi belki. Babasını sevdi en çok, kardeşini ve dört fidanını… Babası çok gençti öldüğü zaman. İlk ayrılık, ilk ölüm acısıydı yaşadığı, on beş yaşındaydı…

Bir daha iflah olmadı yüreği, hep buruk yaşadı. Kardeşi, baba özlemini paylaştığı tek erkek oldu. Sonra bir gün, o da başını aldı, gitti uzak diyarlara. Ayrılık yarı ölmekti. Aradığı zaman, ona ihtiyacı olduğu zaman yoktu yanında…

Sonra sevgilileri oldu. Sevdi zannettikleri gün geldi, onlar da bir nehir misali, kendi yataklarında akıp gittiler. Geride izleri ya kaldı, ya kalmadı…

Ve kocası…

Saygı duyduğu, inandığı, çok şey öğrendiği, bir görünüp bir kaybolan eşsiz bir rüya misali rengarenk dünyası. Mutluluğunu, mutsuzluğunu, her şeyini paylaştığı… Bir gün geride kocaman bir boşluk bırakıp gitti, istemeden… Ve geride bir yaralı bir kadın ve dört fidanını bıraktı…

Zehirli bir çiçek miydi sevdası?

Yıllarca sevmekten korktu, yıllarca kimseyi koklamadı, yaklaşmadı sevdiklerine, zehirlenmesinler diye… Yıllarca yapayalnız kaldı dört cana, dört fidana rağmen… Sonra alıştı yalnızlığa, sevdiklerinin yokluğu ona yalnızlığını sevdirdi… Sevgilerinden, özlemlerinden kimsenin haberi olmadı. O hep uzaktan izledi, gizlice sevdi…

O sıra dışı bir kadınmış…

Nasıl olmasın ki?

Kendi dünyasında aşkları, mutlulukları, hüzünleri ile yaşamayı seçen, yalnız ama sevgi, saygı okyanusunda tek başınalığını yaşayan tuhaf bir kadın işte… Kime ne zararı var ki? Bazen yüreğine bir can siner, kocaman bir sevda… Sevda mı, alışkanlık mı, bilinmez… Her gün bir şekil verir sevdalarına, yeniden yaratır, yeniden tanır kendi kendini. Tek kişilik dünyasında birilerine yer vermeye çekinir, belki korkar… Ancak hiç imkansız yok onun dünyasında. Ne istediğini bilir. Sahip olması gerekeni de… Elde edemeyeceğini bildiği hiçbir şey için ne zaman, ne de emek harcamaz… Yapabileceğinin en iyisini yapar, elinden gelen hiçbir şeyi esirgemez sevdiklerinden…

0 sıra dışı bir kadınmış…

Olsun varsın…
Kime ne zararı var ki?