“Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler”…
Bu türkü günümüzde genellikle kına gecelerinde söylenir ve bu türkü ile gelinin ağlaması amaçlanır. Ancak bu türkünün bir de hikayesi vardır.
Türküde uzak bir köye gelin giden Zeynep isimli bir kızın hikayesi anlatılır. Zeynep’in gelin gitmiş olduğu köy doğup büyüdüğü köye üç gün uzaklıktadır. Bu nedenle de yedi yıl boyunca Zeynep annesini hiç göremez. Zeynep günden güne ailesine karşı özlem duymaya başlar ve bu türküyü yazar.
Evinin bahçesinde de sürekli bu türküyü söyler. Bu özleme kocasının kötü davranışları da eklenince Zeynep hastalanır. Bunun üzerine kocası Zeynep’in köyüne gider ve ailesini getirir. Zeynep’in hasreti diner, ancak hastalığı bir türlü iyileşmez. Hasta yatağında bu türküyü söylerken can verir.
İşte o türkü:
“Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler
Annesinin bir tanesini hor görmesinler
Uçan da kuşlara malum olsun
Ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı
Ben köyümü özledim.
Babamın bir atı olsa binse de gelse
Annemin yelkeni olsa açsa da gelse
Kardeşlerim yollarımı bilse de gelse
Uçan da kuşlara malum olsun
Ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı,
Ben köyümü özledim”.