Hiç suda giden otomobil olur mu diye soru sormayın. Elbette gider. Gitti de. Bugün çok ilginç bir otomobili inceleyeceğiz. İnsanoğlu karadan denize zahmet etmeden, araç değiştirmeden nasıl yolculuğa çıkmış gelin hep birlikte öğrenelim.
Suda, yani denizde yüzebilen araçlarla ilgili çok çalışmalar yapıldı ve bunların bazıları bir şekilde gerçekleşti. Adını duyduğumuz duymadığımız birçok amatörü bir yana bırakırsak, İkinci Dünya Savaşı"nda Amerikan Ordusu için General Motors"un GMC kamyon şasisi üzerinde 1942"de geliştirdiği DUKW personel taşıyıcı "amfibik" zırhlı araçları, yine Amerika"da Ford"un 1942"de geliştirdiği GP askeri arazi otomobilinin GPA amfibik versiyonu ve yine 1942"de Almanların Volkswagen "Kübbelwagen" askeri aracından esinlenerek, Ferdinand Porsche’nin tasarladığı "Schwimmwagen" 166 ve 128 (ki savaştan sonra otomobil üreticilerince, Atlantik"in her iki kıyısında da üretilmesi hep gündemde kaldı) karadaki otomobilli hayatı denizlere taşıyan araçlara öncü oldular.
Otomobil Denize İndi …
1961 yılında, Almanya’nın Lübeck şehrinin Schlutup kasabasında, Deutsche Industrie-Werke adlı şirket ile dünya pazarına amfibik (karada ve denizde yaşayabilen) otomobil üretmek için kurulan bu ilk markanın, Lübeck"deki iki senelik kısa üretimi, 1962 yılında Batı Berlin"deki Deutsche Waggons und Maschinenfabrik GmbH. Şirketinin, Industrie-Werke Karlsruhe (IWK) fabrikasında, bölgenin zenginlerinden Quandt Ailesi"ne ait "Quandt Group" tarafından Berlin, Borsigwalde"de üretimine devam edildi. Program dünya pazarı olsa da, Amerika hedef seçildi. Almanya"da pazarlanması hiç düşünülmedi. Trippel"in kreasyonu zekice fakat inanılmaz bir çılgınlıktı.
Trippel, metal bir gövdesi ve kutu kesitli profilden metal bir iskeleti olan, şasisiz, cabrio stilinde tasarladığı otomobilinde, motoru arkaya yerleştirdi. Otomobilin suda kullanılacağını göz önüne alarak gövde sac panellerini su sızmasına karşı elektrik kaynağı ile birleştirdi. Bu dört kişilik cabrio normal bir otomobilden farksız, ilaveten de bir deniz motorunda olan özellikleri taşıyordu. Önce, otomobilin motoru için Mercedes-Benz, BMW ve Borgward ile görüşmeler yapan Trippel, neticede en uygun gördüğü İngiliz, Standart-Triumph"ın Herald 1200 otomobilinin 1147 cc hacimli 4 silindirli 38,3 beygir gücündeki benzinli motorunda karar kıldı. O yıllarda küçük arabaları Avrupa ve Japonya"dan ithal etmekte olan Amerika, bu otomobile çok ilgi gösterdi. 1961–1968 yılları arasında üretilen 3.878 Amphicar"ın 3.106 adedi Amerika"da satıldı.
Otomobili 1967 yılında Amerika"da televizyonda gören Minster, Ohio"lu bir Amerikalı bakın ne diyor: “Bu acayip otomobili ilk defa bir Pepsi reklamında tesadüfen gördüm ve şaşırdım. Yolda giderken hiç durmadan aniden denize yöneldi ve suda yoluna devam etti. "Aman ne güzel, keşke benim de böyle bir arabam olsaydı" diye düşünceye daldım. Ertesi gün ilk işim bir Amphicar aramaya başlamak oldu”. Mesleği otomobil motor mekaniği olan Ohio"lunun kendi restore ettiği, bugünün klasiklerinden birkaç otomobili olmuştu. Kısa zamanda, denizin olmadığı, nehir ve gölün çok az bulunduğu Güney Dakota"da Aberdeen"de bir kaportacının atölyesinde onarılmayı bekleyen bir tane buldu, anlaştı ve aldı. Mesleği gereği, motoru, kendisi tamamen onardı ve yeniledi. Gövdede ise, bu işi iyi bilen bir tamircinin titiz çalışması sonucu, Amphicar fabrikadan çıktığı günkü durumuna geldi.
Tekerleklerin ve pervanelerin tek anahtarla çalıştığı, aynı motorun hem karada hem denizde kullanıldığı Amphicar"ı ile Loramie Gölü"ne giren Ohio"lu, üstü açık otomobilinde, direksiyonda, güneş gözlüklerini takmış, kolunu kapıya yaslamış, eşi yanında, küçük yaştaki oğlu arka koltukta ve can yeleği boynunda, ne enteresan bir tablo değil mi? Deniz gezintisine giderken otomobil dışında bir tekneye, tekneyi taşıyacak bir römorka da ihtiyaç yok, inanılmaz sürpriz bir araç. Tabii bunlar işin kolay ve zevkli tarafları. Ama "Be canım kardeşim Trippel, sen bu arabayı suya sokacaktın da, neden fiberglass kullanmadın, sac yaptın, elektrik kaynaklarınla 3.000"den fazla otomobil ürettin, pahalıya mal ettin? Herhalde bir bildiğin vardı" diyelim ve bu tekniği fazla karıştırmayalım. Ancak bir otomobili denize sokup, tuzlu suda yüzdürüp, çıkınca tatlı su ile her tarafını yıkayıp, sonra bilhassa paslanma olasılığı kuvvetli kısımları "havlu" ile kurulamak ve suda kullanıldığında her 5 saatte bir arabanın 32 klasörlüğüne gres yağı basmak da pek kolay ve zevkli bir iş olmasa gerek. Bu işler aksatıldığında Amphicar çok çabuk paslanıyor.
Savaş sırasında Amerika, GMC"nin DUKW aracından başka Dodge, Ford ve Studebaker"ın amfibik araçlarını da kullandı. Müttefiklerden İngiltere; Morris, Terrapin, Thornycroft ve MCC/Nuffield, Fransa; Marmon-Bocquet markalarının zırhlı amfibiklerinden çok yararlandı. Almanların da bu araçlara eşdeğer büyük, paletli amfibiki ise Maybach motorlu 300 beygir gücündeki Sachsenberg"di.
Bugün amfibik bir otomobili seri olarak Michigan"daki Gibbs Technologies (Süratli Amfibik Teknolojisi) adlı firma üretiyor. Gibbs"in 2004"te tanıttığı "Aquada" ile 2006"da tanıttığı "Humdinga" adlı 4x4 konsept aracı, günümüz teknoloji ve tasarımlarına sahipler. "Quadski" ise firmanın yine 2006"da ürettiği motosiklet-jetski tarzı bir araç. Bunlardan başka, Güney Carolina"da 2006"dan beri Cami Hydra Spyder, 1979"dan beri de Rinspeed sQuba, İsviçre"de 16 ayrı model amfibik araç, yine bir Amerikan şirketi "Water Car" ise, istek üzerine her türlü amfibik aracı üretiyor.
Bunları Biliyormuydunuz : SEEP.
Ford"un "Seep" adını verdiği "deniz Jeep"i GPA, 12.778, GMC"nin DUKW zırhlısı ("Duck", yani "ördek") 21.147 ve Almanların Amerikan Jeep"ine eşdeğer Schwimmwagen 166 aracı 15.000 adet ile amfibik araçların en çok ve seri üretilenleri. Fakat suda giden otomobil / kamyon olayının tarihi yine de 1942 savaş yılında başlamıyor. 1959 yılında, Cenevre Otomobil Fuarı"nda tasarımcısı Hans Trippel tarafından tanıtılan Amphicar, dünya üzerinde halkın sivil amaçlarda kullanılması için seri üretilen ilk ve en bilinen amfibik otomobildir.1934 yılında yarış otomobili sürücülüğü eğitimi de almış olan Hans Trippel, 30 Temmuz 2001"de öldü. Yıllarını harcadığı amfibik otomobillerinden Amphicar, her ne kadar başarılamamış bir proje olarak kabul edilse de, bugün birçok ödül almış bir koleksiyon otomobilidir ve bilinen 450 adedi Amerika"da hâlâ hayattadır. Amphicar"ı yaşatmaya çalışan Mississippi ve New York"taki iki owner"s club ile California"da tüm parçalarını satan firma dışında, istenildiğinde satın alınabilecek birçok Amphicar bulmak da olası.