Gerek sözlü gerekse yazılı basında Lefkoşa Türk Belediye Başkanını en fazla eleştiren kişilerden biri de sanıyorum benim. Zira Harmancı, görevde bulunduğu süre içerisinde devamlı enkaz edebiyatı yaparak çok fazla kayda değer altyapı ve/veya üstyapı yatırımı yapmamış, ancak sosyal etkinliklerle çok iş yaparmış gibi algı yaratmaya çalışmıştır.

Harmancı’nın hiç benimsemediğim diğer bir tavrı ise sanki de belediye başkanlığını dört dörtlük yapıyormuş gibi; “Harmancı’dan sonra Akıncı ve Akıncı’dan sonra Harmancı” sevdasına kendisini kaptırarak adeta cumhurbaşkanı adayıymış gibi havalı açıklamalar yapmakta olduğudur.

Özellikle akşam üstü Saray Önü arkasında lisans üstü derslere girmeden vakit geçirdiğim kafede kaldırımların devamlı işgal edilmesine rağmen LTB’nin üç maymunu oynamasını fevkalade manidar olarak değerlendiriyorum.  Şöyle ki, kaldırımda yürüyen turistlerin farkına varmadan çoğu zaman kaldırım üzerine dizilmiş masa ve sandalyelere çarptığına tanık oluyorum. Öte yanan, kaldırımların işgalini görmezlikten gelirken cadı avına çıkmışçasına temel amacı trafik cezası kesmek olan zabıtalar gece gündüz araçlara nefes aldırmamaktadırlar.

Harmancı hakkındaki edindiğim olumsuz intibaya rağmen geçtiğimiz haftalar yeni imar çalışması ile ilgili yaptığı açıklamalar takdirimi kazandı.

Harmancı, yeni imar çalışması ile AB standartlarda yeşil alan yaratma amacını ve trafiği rahatlatmak için yeni köprülerin yapımını amaçladığını ifade etti. Halbuki, Harmancı yandaşlarına rant kazandırmak için kentsel dönüşüm veya kentin ekonomik ve sosyal gelişimi için yeniden yapılanma gibi örtük amaçları olan ifadeler kullanabilirdi.

Harmancı’nın yeşil alan vizyonu ister istemez zihnimde, AB yanında ABD ve diğer örgütlerin yeşil alan kriterlerini çağrıştırdı.

Birleşmiş Milletler ’in yeşil alan standardı 30 m2 /kişi, Avrupa Birliği (AB)’nin 26 m2 /kişi, ABD’nin (Halk Sağlığı Bürosu ve İskan Bakanlığı’nın öngördüğü) ise 18 m2 /kişi, Dünya Sağlık Örgütü’nün 9 m2 /kişi’dir. Açık yeşil alanlara erişim (yürüme) mesafesini Avrupa Çevre Ajansı (European Environment Agency) yaklaşık (maksimum) 1000 m (15 dakikalık yürüme mesafesi), English Nature ise (maksimum) 300 m olarak belirlemiştir. Ancak bu standartların tek başına yeterli olmadığı, açık yeşil alanların ekolojik olarak işlevlerini yerine getirmesi için (habitat sağlaması, biyoçeşitliliği arttırması, vb.) bu alanların büyüklüğü, yoğunluğu, sayısı ve birbiriyle olan bağlantılığının yeterli düzeyde olması gerektiği belirtilmektedir (https://jag.journalagent.com/planlama/pdfs/PLAN_31_3_378_392.pdf).

Tabi ki, çağdaş kent kimliği için sadece yeşil alan miktarı yeterli değildir.  Ayrıca, Avrupa Kentsel Şartı  ve  Akıllı Kent Uygulamaları  ile ilgili vizyonun da sadece Lefkoşa  değil tüm  KKTC Belediyeleri tarafından idrak ve ikrar edilmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak;  Harmancı’nın yeni imar planı ve yeşil alan ile ilgili vizyonunun salt algı operasyonundan ibaret olmadığını ve kısa sürede  mevzuat ve kurumsal açıdan somutlaştırılmasını ümit eder,  Allah’ın yar ve yardımcısı olmasını dilerim.