Her konuda hep aynı şeyi mi yapacağız Kıbrıs Türk halkı olarak? Her konuyu yanlış ucundan tutup yanlış bir açıdan tartışıp resmin aslına hiç mi göz gezdirmeyeceğiz? Bu mudur yani?
Patatesin fiyatının neredeyse altın ile birlikte anılmaya, İstanbul Kapalı Çarşı’da altın, gümüş ve platinyum yanında Kıbrıs patatesinin alınıp satılmasına ramak kaldığı günleri hatırlayın.
Biz ne yaptık? İşi hemen yanlış ucundan tuttuk ve patates üzerinde oluşturulan rant düzeni ile patates üreticililerinin acınası durumunu konuşmak yerine, patatesi boykot etme kampanyası düzenledik sosyal medya üzerinden. ‘Neden, nasıl, bundan sonra ne olacak?’ soruları hiç kimse tarafından sorulmadı.
Bir iş adamını öldürmek üzere şirin adamıza gelen bir kişi yakalanıyor. Adamın suikast için buralara gelmesi bir detay olarak kalıyor. Asıl konuştuğumuz şey, suikastçının nasıl olur da X-Ray cihazları ile bezenmiş olduğunu sandığımız limanlarımızdan ülkeye sızdığıdır.
Yine işin yanlış ucundan tutuyoruz.
Bu işleri yanlış ucundan tutma alışkanlığımız ve bu konudaki şampiyonluğumuz aslında siyasetçilerin arayıp da bulamadığı bir şeydir. En önemli konu olması gereken insan ve sınır güvenliğini tartışmak ve bu konuda hükümetten ve güvenlik güçlerinden izahat istemek yerine, tamamen gümrük işlemlerinde kullanılan ve şüpheli TIR muayenesini hızlandıran sistem olan X-Ray cihazını tartışıyoruz. Şahane. Bu cihaz Türkiye tarafından ülkeye bağışlanıp teslim edileli 6 ay oldu.
Daha önce bu ülkeye tetikçiler çok gelip gitti. Kimileri normal yolcu gibi Ercan’dan geldi, kimileri ise deniz limanlarından. Kimileri herhangi bir şey yapamadan yakalandı, kimileri ise yapmak üzere geldikleri ‘işi’ tamamladı. Sonra yakalandı.
Siz sanıyor musunuz ki sadece suikast için gelenler var bu ülkeye? Tahsilat için gelenler... Yeraltı dünyasındaki ifadesiyle ‘bir yere çökmek’ için gelenler... Gayrı meşru ticaretlerine nezaret etmek için gelenler... Gelen giden çok.
Halbuki bizdeki ‘İşleri Yanlış Ucundan Tutanlar Cemiyeti’, “X-Ray cihazı nasıl olur da TIR içerisinde saklanan tetikçiyi görmedi?” sorusunu soruyor. Erhan Arıklı’nın aklına mukayyet olunması şeklindeki duasına da çok takılmayın. Aslında Arıklı işi yanlış ucundan tutuyor oluşumuzla dalga geçiyor. Haksız mı? Bence değil. Bir de aPapa ile genelev fıkrası kattı mı işin içine, değmeyin keyfine.
Ülkeye suikast için gelenleri, neden gelindiği, nasıl bir husumetin ürünü olarak birisini öldürülmesinin düşünüldüğü, hangi, ya da kaç iş adamımızın bu gibi tiplere haraç vermek durumunda bırakıldığı, nelerin döndüğü, ile ilgili kimse kafa patlatmazken, işi yanlış ucundan tutmaya devam edip, asıl sorunun çözülmesine hizmet etmiyoruz.
Üstüne üstlük Erhan Arıklı’nın aklını yitirmesi tehlikesi yaratıyoruz.