“Reçete soruşturmasıyla” ilgili dün yazdığım yazıdan sonra çok sayıda telefon ve mesaj aldım.

    Mesele şu ki; söz konusu soruşturma nedeniyle çok sayıda vatandaşımız ilaca erişemiyor, birçoğu şartlarını zorlayıp parayla satın alıyor. Tabii parası yeterse.

    Bir vatandaş, “Siz hekimleri, eczacıları, daireyi, bakanlığı tartışadurun, biz ilaçsızlıktan öleceğiz” dedi.

     Başka bir vatandaş, parası yetmediği için eczacıya “Bunlar kalsın” dediğini söyledi, dehşete kapıldım.

     Kendisi karar vermiş, hangi ilaçların önemli, hangilerinin daha önemsiz olduğuna.

     “Aman Abi, bu haplar, ilaçlar önemsiz olur mu? Önemsiz olsa sana yazar mıydı doktorun?” diye sordum.

     75 yaşında olduğunu söyleyen bu adam; “Ne yapayım, reçete yazdıramıyorum, eczacım ilaç vermiyor, satın almak zorunda kalıyorum, param yetmiyor” dedi.

     Ya, gördünüz mü yaptığınızı, insanlar ilaçlarını terk ediyor, parası yetmediği için kendi aklına göre eleme yapıyor.

     “Pahalısını alamadım bunu aldım” diyor insanlar.

     Olacak şey mi bu? Sabun değil, şampuan değil, tuvalet kâğıdı değil, pirinç değil, makarna değil ki bu, “pahalısını alamadım, bunu aldım” desin insanlar.

     İlaçtır bunlar, hayati önemi olan ilaçlar ve insanlar bu ilaçlara ulaşamıyor.

     Hade bakalım, gelin de bu işin içinden çıkın…

     Bu ülkede zaten ilaç yetersizliği yaşanıyor, zaten bazı ilaçlar bulunamıyor, bu soruna bir de reçete soruşturması nedeniyle “reçete yazdıramama, eczaneden ilaç alamama” sorunu eklendi.

     Reçete soruşturması çok yönlü bir mağduriyete dönüştü.

     Tabii ki işin “hastalar” tarafı çok önemli…

     Atacağınız adımı iyi hesaplayamaz, “bunu yaparsam böyle olur, şunu yaparsam şöyle olur” diye bir hesap kitap yapmaz, öngörüde bulunmazsan, işte böyle kaş yapayım derken göz çıkarırsın.

     Hani de bu “ilaca ulaşamama” sorununu çözüyordunuz?

     Hani tedbir alınıyordu, hani şunu yapıyor, bunu yapıyordunuz?

     Hiçbir şeyi çözmediniz, insanları perişan ettiniz.

     Züccaciye dükkanına giren fil gibi daldınız bu operasyona, yaratacağı mağduriyeti düşünmediniz.

    O nedenle “insanları torbaya doldurup polise vermek” yerine bakanlıkta bir ön soruşturma yapmanız gerektiğini söylüyoruz.

     Polis uzmanlık alanı olmadığı bir konuda önüne koyduğunuz torbadakileri habire tutuklarken, ortaya çok yönlü bir mağduriyet çıkacağını düşünmediniz tabii ki…

     Ne ilginçtir ki suçun tanımını bile doğru dürüst yapamıyorsunuz.

     Konuşmalarınızda ağzınızdan da kaçırıyorsunuz ki pandemi döneminden bugüne toplum menfaati için doktora gitmeden reçete yazılmasına devlet izin verdi.

     Toplum menfaatine olan bir uygulama nasıl suç kabul ediliyor ya da bu durum istismar edilip suça dönüşmüşse bunda ilgili dairenin, ilgili bakanlığın suçu yok mu?

     Suçlularla suçsuzlar birbirine karışmış, bir karmaşa yaşanmış, tutuklananları gören endişe eden hekimler hem tepki koymak için hem de adı bir şeye karışmasın diye reçete yazmıyor, eczacılar benzer bir korkuyla ve reçete gelmediği için ilaç vermiyor.

     Peki kim mağdur oluyor? Tabii ki vatandaşlar… Ne yapacaklar? Paraları varsa satın alacaklar ama ilaç dediğin şey pahalı, parası yetmiyor insanların.

     Üstelik insanlar neden sigortalı? Neden yıllarca yatırım yaptılar?

     Elbette sigortalı olmanın sağladığı haklardan yararlanmak için ama ne oluyor, bu haklardan yararlanamıyor, mağdur ediliyor.

      Şimdi ilaçlarını satın almaya çalışan vatandaşlar, bir bölümünü alıp, “pahalısını verme” diyorlar.

      Farkında mısınız, toplum sağlığıyla oynuyorsunuz, toplum sağlığı tehlikede.