Dünya Temizlik Günü’ydü dün… Dünya Temizlik Günü, her yıl eylül ayının üçüncü cumartesi günü 24 saatlik bir süre boyunca düzenleniyor.

   Amacı ise toplumun tüm kesimlerini temizlik eylemlerine katılmaya teşvik ederek kötü yönetilen atık krizine ilişkin farkındalığı artırmak…

    Dünya Temizlik Günü, deniz çöpü sorunu da dahil olmak üzere küresel katı atık sorunuyla mücadele etmeyi amaçlayan yıllık bir küresel sosyal eylem programı olarak biliniyor. Bu küresel organizasyon “Let's Do It! World” tarafından koordine ediliyor…

    Ülkemizde de birkaç duyarlı örgüt etkinlikler düzenledi ama genel olarak pek duyan ve de bilen yok bu günü ülkemizde…

    Bilmesine, etkinlik düzenlemesine de gerek var mı acaba?

    Bilinse de bir şey yapılır mı?

    Kuzey Kıbrıs’ta temizlik önemli mi ki?

    Atık krizine ilişkin farkındalık yaratılabilir mi bu ülkede?

    Öyle bir gün boyunca etkinlik düzenlemekle iflah olur mu buraları? 

    Bakın ‘deniz çöpü sorunu’ da önemseniyormuş bu küresel farkındalık günüyle…

    Deniz mi? Girecek denizi zor buluyoruz, her tarafı denizle çevrili bu ülkede.

    Korkuyoruz, denize giremiyoruz, “deniz temizdir” raporlarına güvenemiyoruz.

    Temiz denilen denizlere girenlerin ishal olması, mantar hastalığı kapması rastlantı mı acaba?

     En kıymetli varlığını, denizini mahveden zihniyet “Dünya Temizlik Günü”nden ne anlar ki?

     Bu ülkede maalesef temizlik önemsenmiyor hem de hiç…

     Çevremiz kirletiliyor, katlediliyor, doğal güzelliklerimiz elimizden kayıp gidiyor…

     Yaşadığı mahalleyi, köyü, kenti ihanet edercesine kirleten bir kitleye sahibiz.

     Yaşam alanını bu kadar acımasızca kirleten, katleden bir toplum olabilir mi?

     Oluyor işte, ülkemizde oluyor…

     Ne halk gerekli duyarlılığı gösteriyor ne de bu ülkeyi yönetenlerin umurundadır.

     Gerekli tedbirler alınmıyor, denetim yapılmıyor, caydırıcı olunamıyor, “yasalar yetersiz” diyenler var ama mevcut yasalar bile uygulanmıyor, uygulanabilse bu haliyle bile caydırıcı olunabilir.

     Ancak genel bir umursamazlık var…

     Ülkeyi yönetenlerin, gelmiş geçmiş Çevre Bakanlarının gerçek anlamda gündemine giremedi, bu ülkeyi temiz tutabilmek, doğasını korumak.

     Ne yapıldıysa, göstermelik olmaktan öte gidilmedi.

     Bu işlerle uğraşacak Çevre Dairesi hep yersizlikleriyle gündeme geliyor.

     Bu ülke çöplüğünü bile ıslah edemez durumdadır.

     Modern bir tesis olarak açılışı yapılan “Güngör Düzenli Katı Atık Depolama Tesisi”ni kısa sürede mahvettik, vahşi depolama alanına çevirdik.

      Tesisin çalışabilir duruma gelmesi için ‘işletme hakkının verilmesi yöntemiyle’ özelleştirilmesine” karar verildi ama açılan ihalesine bile fesat karıştırıldı, konu yılan hikayesine döndü.

      Ülke için hayati önemi olan “Güngör Düzenli Katı Atık Depolama Tesisi”ni de ihale hileleriyle önceden belli şirkete vermek istiyorlar.

       Tesis, eski Dikmen Çöplüğü’nü aratmaz oldu, sıkça çöpler yakılıyor, Lefkoşa ve bölgesi duman altında kalıyor, zehirleniyor.

      Tesis gerçek anlamda hizmet veremediği için, bölgelere sözde çöp istasyonları kuruluyor, her taraf çöplüğe dönüştü.

       Aklına esen istediği yeri çöplüğe dönüştürüyor, pisliğe gömüldük.

       Köyler, kentler, şehirler arası yol kenarları, parklar, caddeler, ovalar, aklınıza gelen her yer çöplük içinde…

       Belli aralıklarla bazı örgütler temizlik kampanyası düzenliyor ama onlar da yoruldu ve sıkıldı, onlar temizliyor, başkaları kirletiyor. Bitmek bilmez, can sıkıcı bir kısır döngü…

       İnsanlarımız başka ülkelerdeki temizliği görünce kıskandığını söylüyor, bırakın uzağa gitmeye Güney Kıbrıs’taki temizliği kıskanıyorlar.

       Kıskanmak değil, kendi ülkeni temiz tutmak, çevreni, doğanı korumam gerekir.

        Vatandaşın duyarsızlığı, hükümet edenlerin umursamazlığı nedeniyle pislik içindeyiz.

       Çevre temizliğini beceremeyen, bununla ilgili derdi de olmayanlar için Dünya Temizlik Günü’nün bir anlamı mı olur?