Toplumlar arası çatışmalar yeni başlamıştı.
Halk huzursuz, yarınlar belirsizdi.
Her gün yeni bir olay, yeni bir saldırı…
Farklı toplumlardan aynı köylerde yan yana yaşayan komşular birbirlerine yabancı gibi..
İş yok, güç yok…
Çocuklar evde yemek bekler, eşler tedirgin…
Gidip de dönmeyenler her gün artmakta.
Evin reisi ne yapacağını bilmez halde.
Köyden Avustralya’ya, İngiltere’ye göç başladı…
Önce gençler başını alıp gitti. Kaçış kurtuluş oldu onlar için.
Sonra aileler birbirlerini ikna edip gittiler. Geride kaybedecek hiçbir şeyleri yoktu zaten.
Daha mı yaşanılasıydı oralar...
Ne iş olsa yaptılar… Gidenler çoluk çocuğunu da arattı aylar sonra… Bir evde kaç oda varsa, her odayı bir aile paylaştı. Vatan hasreti ağır bassa da, dayandılar. Ev bark sahibi oldular.
Çocuklar büyüdü, onlar da aile kurdu. Çoğu yabancılarla evlendi.
Bugün durum farklı mı dersiniz… En iyi okullarda okuyan çocuklarımızın yarınları meçhul. Giden dönmüyor.
Anaların yollarda kaldı gözleri. Yine de ne kadar özleseler de Gelmeyin diyorlar yürekleri kan ağlayarak…
Yirmi birinci asırda bile, görüyorsunuz işte, yine de insan her zaman en önde, en önemli olan… Yıkılmasın umutlarınız, mutsuz olmasın yürekler… Yüzünüzden gülücükler hiç eksilmesin.
Güneş doğmuyorsa bu gün, ay banyosu yapın karanlıklarda… Ne kadar gizlense, ne kadar kızsa, gitse uzun sürmeyecek küskünlüğü…
Bekleyin! Bir gün yine doğar elbet tüm pırıltısıyla..
Gitmeyin! Ne olur, kalın buralarda…
İnsanlar tanıdım Kıbrıs’tan gidip de dönmeyen, dönemeyen geriye… Ne Kıbrıslı kalabilmiş, ne de gittiği ülkeye ait olmuş… İki arada bir derede kalmak o kadar acı ki… O gidip de dönmeyenler, dönemeyenler ya da…
Ne olursa olsun, insan vatanını unutamaz ki… Kader denilen alın yazısı bir fırtına misali yerden yere savursa da… İnsanın bir ayağı doğduğu topraklara basmalı ara-sıra da olsa… Bunu bilir, bunu söylerim bir Kıbrıs sevdalısı olarak…
***
Sen gideli hep üşüdü yüreğim
Gözlerim, ellerim…
Sen gideli kanım dondu, kırıldı kolum kanadım.
Hep üşüdüm, hiç terlemedim
Oysa yazdı mevsim…
Selvilerle ört beni serin yaz akşamlarında
Üşümeyeyim…
Gelir de bulamazsan beni bir akşamüstü, arar sorarsan,
Kimse hatırlamazsa adımı bir bilen olmazsa
Arama boşu boşuna…
Kimseyle vedalaşmadan çoktan çıkmışımdır o sonsuz yolculuğa.
Sen gideli hep üşüdü yüreğim
Kırdı geçirdi her bir yanımı kimsesizlik…
Etrafımın var da yok kalabalığı
Anlamadı hissettiklerimi…
Döner de gelirsen bir gün buralara
Son bir isteğim olacak senden
Selvilerle ört beni, üşümeyeyim…