Rum öğrenciler olarak genelde de Kıbrıs Helenleri olarak Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kurulmasını protesto etmeden önce, ENOSİS hayali uğruna yaptığınız büyük hataları ve Kıbrıs Ortaklık Cumhuriyetine birincisi 21 Aralık 1963’te, ikincisi 15 Temmuz 1974’te Yunan Cuntası birlikteliğinde yaptığınız darbeleri protesto etmeli, 11 yılda Türk Halkına yaptığınız saldırıları, devletten kovmalarla 103 köyden göç ettirip abluka altında adanın yüzde üçünde sıkıştırmak suretiyle insanlık dışı muameleye tabi tutup seyahatini, işine gücüne gitmesini neden engellediğinizi sorgulayıp ayna ile yüz yüze gelmeniz gerekmektedir.
Yok eğer Kıbrıs sorununu Helenler çıkarmadı 20 Temmuz 1974’te Türkiye’nin müdahalesiyle başladı, işgaliyle! Sürüyor diyorsanız hatalarınızı kabul etmez 11 yılı yaşanmamış sayarsanız suçluluğunuzu kabullenmiş oluyorsunuz ve bu da gösteriyor ki ayni amaçlarını devam ettiriyorlar. Ne yanlıştan ENOSİS hayalinden vaz geçerler, ne Türkleri adanın ortağı sayarlar, ne işgal ettikleri ve yıktıkları Cumhuriyeti paylaşırlar, ne Türklerin haklarını geri verirler ne de uzlaşırlar.
Cumhurbaşkanlığı sarayını ve Cumhurbaşkanı Makarios’u tanklarla bombalayan yakıp yıkan Türkler değildi, Makarios’u öldürdük diyen Türkler değildi, yerine terörist başı Nikos Sampson’u atayan Türkler değildi, Kıbrıs Helen Cumhuriyetini ilan eden de Türkler değildi. Darbe öncesi Polis Karakollarını her gece bombalayan, AKEL’cileri avlayan da Türkler değildi. Çözüm planlarını reddeden, görüşmelerden masadan kaçan, çözümsüzlüğe oynayan da Türkler değildi.
Lakin bu Helen pişkinliğinin ve uzlaşmazlığının hem yalanların arkasına saklanmalarının ve bunları kolayca pazarlamalarının altında yatan BMGK beşlisinin hukuk dışı oldubitti 186 nolu kararının hediyesidir. Kıbrıslı Helenlerin bu kadar rahat ve suçsuz gibi davranmalarının, görüşmeleri zamana yaymalarının ve uzlaşmazlıklarının esas sebebi 186 kararıdır. O ucube kararın sahiplerinin ne mal olduklarını hem onlara biat edenlerin gerçek yüzlerini de İsrail-Filistin savaşı tas gibi ortaya çıkarmıştır, inanmak istemeyenlerin, bilmek istemeyenlerin gözüne sokmuştur.
Güneyi, Waterloo-Belçika savaş alanı gibi bir alana benzer hale getirmeye çalışan Rum yönetimini ve yabancı güçlerin adaya çöreklenmesini protesto edeceklerine, 49 yıldır adaya barışı getiren Garantör Türkiye’ye çatarlar. 60 Yıldır da ortaklık Cumhuriyetini böbürlenerek tepe tepe kullanırlar saldırgan darbeciler. 1979 Atina Yüksek Mahkemesinin Türkiye’nin müdahalesinin meşru olduğu kararını hem, meşhur Rum Akademisyen Yorgos Kumllis’in 1974 Yunan Cunta-EOKA saldırısının işgalden öte İSTİLA olduğunu açıklamasını unutmuşa benziyorlar.
Yaşasın Kıbrıs Türk Cumhuriyeti.