10 Aralık, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin Birleşmiş Milletler tarafından 1948’de kabul edildiği tarih olup, her yıl Dünya İnsan Hakları günü olarak kutlanmaktadır.
İnsanlar genellikle kazanımlarını kutlarken, kayıplarını anmaktadır. Ne var ki insan haklarının küresel ölçekteki durumuna baktığımızda, tablo hiç de parlak görünmüyor.. Hatta mevcut kaygı verici eğilimlerin devam etmesi halinde, insan haklarını kutlamaktan çok anmak zorunda da kalabiliriz.
Çünkü insanlık, insan haklarını kaybetmek üzere!
Peki, neden?
Ekonomik kriz ve sıkıntılar, silahlı çatışmalar, güvenlik kaygılarının özgürlükleri öncelemesi, popülist liderlerin seçim manipülasyonları, otokratik/otoriter liderlerin hukukun üstünlüğüne saygı duymaması, medeni özgürlüklerin sınırlandırılması, yürütme gücü üzerindeki sınırlandırmaların etkisizleşmesi, iletişim teknolojilerinin gelişimine bağlı olarak yurttaşların izlenmesi, yolsuzlukların artması gibi birçok etken insan haklarını kuruyacak ve geliştirecek olan gerek demokrasinin gerekse hukuk devletinin altını oymaktadır.
Dünyada durum ne?
Dünya genelinde özellikle 2005 yılından bu yana, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları seviyelerinde dramatik düşüşler gözlenmektedir. Bu konularda yıllık olarak gerek ülke bazında gerekse bölgesel düzeyde bilimsel yöntemlerle ölçüm yapan uluslararası kuruluşlar var. Örneğin, V-Dem Enstitüsü’nün 2024 Raporuna göre dünyada otokratikleşme eğilimi artarken, ülkelerin demokrasileri ve medeni özgürlükler de giderek erozyona uğramaktadır. O kadar ki Dünyadaki demokrasi düzeyi, 1985 yılındaki düzeye gerilemiştir. Buna göre Dünyada 91 ülke demokratik, 88 ülke de otokratik olarak raporlandı.
Keza World Justice Project’in Hukukun Üstünlüğü Endeksine göre 2023-2024 yılları arasında birçok ülkede hukukun üstünlüğü toplam puanı düşmüştür. Buna göre 81 ülkede hukukun üstünlüğü düşerken, ülkelerin %63’ünde de insanlar temel haklarını kaybetmiş ve İnsan haklarında düşüş meydana gelmiştir.
Freedom House’un 2024 Raporuna göre, siyasal haklar ve özgürlükler 52 ülkede gerilerken, sadece 21 ülkede gelişme kaydedilmiş. 2005 yılından günümüze kadar bakıldığında, siyasal hak ve özgürlüklerdeki gerilemeler, gelişmelerden daha fazla olmuştur.
Kuzey Kıbrıs’da durum ne?
Ülkemiz her ne kadar izolasyonlar altında olsa da, dünyadaki hakim eğilimlerden ve dinamiklerden doğrudan veya dolaylı olarak etkilenmektedir. Son 30 yıldan bu yana insan hakları konusunda önemli mesafeler kat etmemize rağmen, özellikle 2020 yılından sonra siyasal hak ve medeni özgürlüklerimizin seviyesi her yıl daha da düşmektedir. Freedom House tarafından yıllık hazırlanan 2018 Raporunda Kuzey Kıbrıs’ın puanı 100 üzerinden 81 iken, her yıl düşüş kaydedilmiş ve 2024 Raporunda 76 puana gerilemiştir. Siyasal haklar 40 üzerinden 31 Sivil haklar 60 üzerinden 50 iken, 2024 Raporunda siyasal haklar 27’ye, sivil haklar da 49’a düşmüştür.
Siyasal haklar kapsamında özellikle seçim süreci ve hükümetin işlevselliği alt kategorilerinde maalesef gerilemeler kaydettik.
Kuzey Kıbrıs’taki medeni özgürlükler bağlamında da ifade ve inanç özgürlüğü konusundaki düşüş dikkat çekmektedir.
İnsan haklarını erozyona uğratan bu eğilimi ters çevirmek, sorumlu yöneticilerin ve sorumlu yurttaşların, yani bizlerin elinde!
Aksi takdirde, hak ve özgürlüklerimize sahip çıkmadığımız her gün, bir parça daha insanlığımızdan ve onurumuzdan kaybedeceğiz!