Abu Dhabi – Orada olmadığım için tam tarihini de bilmiyorum elbette. Ama 80’li yılların sonu 90’lı yılların başı olsa gerek. Orada olan bir gazeteciden dinlemiştim hikayeyi. Filistin Kurtuluş Örgütü’nün efsanevi lideri Yaser Arafat Kahire’de bir basın toplantısı düzenliyor. 50 gazeteci birbirini çiğnercesine soru sormak için yarışıyor. Arafat, herkese birer soru hakkı veriyor ve istediği bir sandalyeye oturup her soruyu yanıtlamaya çalışıyor. Gazetecilerin zorlayıcı soruları bir bir geldikçe Arafat da her konuyu Amerikan emperyalizmine bağlıyor. Bölgede yaşanan tüm sorunların Amerikalıların emperyalist yaklaşımlarının bir ürünü olduğunu sürekli tekrar ediyor. 50 gazetecinin 49’u soru haklarını kullanmış, çoğu Amerikan emperyalizmi ekseninde yanıtlar almıştı.
Sıra 50’nci gazeteciye gelmişti.
O dönemde kapalı alanlarda sigara içmek serbest, hatta Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun sigara içtiği dönemde söylediği gibi, ‘serbest değil zorunlu’ olduğu için Arafat son gazeteciye, son soruyu sorması için işaret ettiğinde, yeleğinin cebinden bir Marlboro paketi çıkardı. Yavaş yavaş paketi açtı ve bir sigarayı ağzına koymak üzere kaldırırken, “Hadi kardeşim sorunu sor da gidelim artık” der gibi baktı. Kendisinden önce her soru sorulduğu için soracak bir şey bulamayacağı endişesi taşıyan gazeteci, Arafat’ın elindeki paketi görünce kafasında ampül yanıverdi.
“Sayın Arafat, her yanıtınızda Amerikan emperyalizmini suçladınız. Şimdi elinizdeki sigara markası karşı olduğunuzu söylediğiniz şeyin sembolü değil mi? Bu bir çelişki değil mi?” diye soruyu patlattı.
Arafat, büyük bir soğukkanlılıkla, daha önce paketinden çıkarıp elinde beklettiği sigarayı ağzına koydu, şlak diye çakmağını çaktı, isteyerek daha da belirginleştirdiği Orta Doğu’lu terörist aksanıyla, “Amerikalı olan her şey yakılmalı” deyip sigarasını yaktı.
Hikayede; Arafat tarafından büyük keyifle yakılan Marlboro sigarasının sahibi Phillip Morris İnternational’ın davetiyle, Technovation, Smoke Free By PMI konferanslar dizisi için KKTC’den ve dünyanın dört bir yanından gazetecilerle Abu Dhabi’deyiz..
Hasan Hastürer ve Mustafa Alkan ile PMI’nın Arafat’ın dediğinin tam tersine, “Artık yakmamalıyız, ısıtmalıyız, dumansızlaştırmalıyız” dediğini ve bu konuda ne denli büyük yatırımlar yaptıklarını dinledik.
Phllip Morris’in CEO’su Jacek Olczak ile yan yana masalarda öğle yemeği yedik, cesaretimi toplayamadım, yoksa masasına gidip Arafat hikayesini anlatacaktım.
18 yaşından 50 yaşına kadar profesyonel olarak sigara tüketmiş birisi olarak, “Maaşınızın ödenmesine bir süre katkıda bulundum ama sigarayı bıraktım artık kendi başınasın” demek de istedim ama esprime gülüp gülmeyeceğinden emin olamadım.
Şaka bir tarafa PMI’nın mesaj çok net: “İçmiyorsan, sakın başlama. İçiyorsan bırak, bırakmıyorsan ise değiş” yani daha az zararlı versiyonunu kullan diyor.
İskoçyalı bilim insanı ve PMI CCO’su yani İletişim Direktörü Moira Gilchrist ile oturduk. İletişimcileri bile bilim insanı olunca ister istemez dinliyorsunuz.
Elbette, tütün ürünlerinin tüketicilerinin değişmesini isterken, ürünlerini değiştirdiği ve para kazanmak istediği için yapıyor. Bir şirketin para kazanmak için orada olduğu gerçeği ve ‘kazanmasın efendim’ romantizmini bir tarafa bırakacak olursak, alternatif ürünlerin kullanıldığı ülkelerde her türlü tütün ürünü tüketiminin azaldığı istatistikleri de ortada.
Neticede; Harley Davidson ile Marlboro Man, Formula 1 ve kovboy iseniz illaki giymek zorunda olduğunuz kreasyonlarla tanıştığımız markanın sahibi, Yaser Arafat’ın yaktığı gibi değil, ‘yakmayın ısıtalım, dumansızlaştıralım’ diyor.
Dubai’ye geçiyorum, Dubai çikolatasının gizemini çözüp, akabinde ülkeme döneceğim…