İsterseniz ona BMW E30 deyin, isterseniz de “Çakal Kasa” deyin, hiçbir söz onu anlatmaya yetmez. 1982’den 1994’e kadar üretilen ve belki de gelmiş geçmiş en efsane araba modeli olan BMW E30 hem performansıyla hem de vahşi tasarımıyla gönüllere taht kurmuş, özellikle eskiden, birçok kişinin rüyalarını süslemiş bir arabadır. Dünyanın Her Yerinde Sevilen Bir Model İlk olarak 1982 yılında BMW E21 3 serisinin yerini alan ikinci nesil BMW 3 serisidir. Üretimi 1994’e kadar devam etmiştir. Tasarımının bu kadar güzel olmasının en önemli sebeplerinden birisi o dönemin efsane tasarımcılarından olan Claus Luthe tasarım ekibinin başındaydı. 1978 yılında sert çizgilere sahip bir spor araba tasarlamak için kollarını sıvadı ve ortaya BMW E30’u çıkardı. Aracın en önemli özelliklerinden birisi hem güveni hem de performansı rahat bir şekilde verebilmesiydi. Üstelik tasarımı o kadar incelikli bir aerodinamik yapıya sahipti ki sürüklenme katsayısı yalnızca 0.36’ydı.
Dünyanın Her Yerinde Sevilen Bir Model
İlk olarak 1982 yılında BMW E21 3 serisinin yerini alan ikinci nesil BMW 3 serisidir. Üretimi 1994’e kadar devam etmiştir. Tasarımının bu kadar güzel olmasının en önemli sebeplerinden birisi o dönemin efsane tasarımcılarından olan Claus Luthe tasarım ekibinin başındaydı. 1978 yılında sert çizgilere sahip bir spor araba tasarlamak için kollarını sıvadı ve ortaya BMW E30’u çıkardı. Aracın en önemli özelliklerinden birisi hem güveni hem de performansı rahat bir şekilde verebilmesiydi. Üstelik tasarımı o kadar incelikli bir aerodinamik yapıya sahipti ki sürüklenme katsayısı yalnızca 0.36’ydı.
BMW'nin belki de en özel otomobillerinden birisi şüphesiz 1985-1992 yılları arasında üretilmiş olan E30 M3 modelidir ve bu modele aşık olduğumuz sosyal medya hesaplarımızın kapak fotoğraflarını süslemesinden de rahat bir şekilde anlaşılabilir.Benim de oldukça ilgimi çeken ve beğendiğim bir model olan BMW E30 serisi ülkemizde de oldukça hayran kitlesine sahip.Çok kolay ve rahat modifiye edilebilen ve her şekli kendisine yakışan bir seri olan E30 , otomobil meraklılarının beğenmemesi elde değil.
BMW şirketi BMW E30’u sadece sedan olarak da üretmedi. 3 serisindeki tek kapılı coupe devrine devam da ettiler ve E30 Coupe’yi de çıkardılar. Ayrıca E30 cabrio, station wagon ve 4 kapılı sedan olarak da üretildi. Bu üretimler sayesinde birçok ülkede üne kavuşan bu araba özellikle ülkemizde ve Güney Afrika’da kült haline geldi. Türkiye’de E30 çakal kasa olarak kült bir araba haline gelirken, Güney Afrika’da ise “Gusheshe” olarak bilinir.
BMW M3 modeli 30’uncu yılını doldurdu. Efsanenin son modeli, 4’üncü nesli, 2007 yılında, geleneklere bağlı olarak üretilmiş ve geliştirilmiş bir model olarak satışa sunuldu. M3 çıktığı günden itibaren hem yarış pistlerinin hem de yolların en iddialı otomobillerinden oldu. Yarış pistlerinde başarılar üzerine başarılar kazanırken şehir kullanımında, gücüne rağmen son derece pratik, kullanıcısını maddi manevi yormayan bir sporcu oldu BMW M3. Diğer yandan satışa sunulduğu günden beri, sürekli büyüyen ve sadık bir hayran kitlesi de oluşturdu. Karşınızda E30 efsanesi.
Hikâye 1985 yılında, Alman otomobil basının, “zirvedeki 3 serisi” başlıklı, E30 3 serisi BMW’lerin 200 beygir gücünde bir versiyonunun üretileceği modeli haber vermesiyle başlar. 230 km/s hıza ulaşabilen ve 100km/s hıza 6,7 saniyede çıkabilen modelin basına test için verilmesine daha 1 sene vardır. Bölüm başkanı Paul Rosche gözetiminde geliştirilen M3’ün motoru, üretilmekte olan 4 silindirli motorun krank muhafazası üzerine kurulmuştu. Motorun 6 yerine 4 silindirli olması ağırlığı düşük tutuyordu, ancak asıl nedeni başkaydı. 6 silindirli motorların uzun krankı, devir yükseldikçe, daha erken vibrasyon yaratıyordu. 4 silindirli motorların kısa krank mili öyle yapılmıştı ki, 10,000 devir/dakika üzerine çıkıldığında bile rahatlıkla çalışabiliyordu. M3’ün motoru maksimum 6,750 devir çeviriyordu ve bu da tehlikeli sınırın oldukça altındaydı. Silindir kafası, 6 silindirli motorlardan alınmış ve iki silindir kesilmişti. İki motor tipinde de silindirler arasında eşit mesafe bulunması işi son derece kolaylaştırmıştı.
Son olarak motor hacmi 2.3 litreye yükseltildi.
Projeyi yöneten Paul Rosche’ye gelen tek kötü haber, motora turbo uygulaması yapılmasının mümkün olmayışı idi. Bu sorun teknik değil, pazarlama ile ilgiliydi. Grup A’da yarışacak M3’ün homolog olması için 1 senede 5000 adet üretilmesi gerekiyordu. Bu sayıda turbo beslemeli aracın satılabilmesi ve her gün kullanıma uygun biçimde üretilmesi, pek mümkün değildi. Aracın üretiminde yaşanan bir diğer sorun ise Avrupa’da uygulanmaya başlanan emisyon kurallarıydı. Araca katalitik konvertör takılması gerekiyordu ve bu güç kaybına neden oluyordu. Bir diğer sorun ise, katalitik konvertör ile kurşunsuz benzinin bir arada kullanılması mecburiyeti idi. Herkes kurşunsuz benzinin, yüksek performanslı motorlara verdiği zararı biliyordu. Son bir sorun ise, Avrupa genelinde değişen yakıt kalitesiydi. Paul Rosche ve ekibi bu sorunun üzerinden, sıkıştırma oranını 10.5’ten 9.6 düşürerek geldi. Böylece M3 motorları farklı oktanda yakıtlarda bile, zararlı seviyede vuruntu yapmadan çalışabiliyordu. Bu kadar engele rağmen motorun gücü 200’den 195’e düşmüştü. Efsane yarış pisti Nürburgring’de yapılan testlerde egzoz sistemi sorun çıkarıyor, motordan çıkan güçlü gaz ile baş edemiyor, susturucunun uçları patlıyordu. Sistem o kadar ısınıyordu ki, egzozun boyu 25 milimetre artıyordu. Ancak mühendisler sorunun üstesinden geldi. Son testler İtalya’daki Nardo sürat pistinde yapıldı. Tam gaz geçilen 150,000 kilometrelik testlerde, egzoz ile, aracın bütün parçaları sınavı başarı ile verdiler.1985 yılında düzenlenen Frankfurt Otomobil Fuarı’nda, diğer firmalardan farklı olarak, yeni model standart bir renk ile tanıtılmıştı ve ziyaretçiler yeni modeli hemen fark ediyorlardı.1986 yılına, firmanın motor sporlarından sorumlu bölümü, E30 kasa üzerinde son çalışmalarını bitirmiş ve ilk M3 modeli satışa sunulmuştu. Genişletilmiş çamurlukları ve aracın gücünü belli eden kanatları ile, M3 durmuş haldeyken bile, motor sporları tutkunlarını heyecanlandırmakla kalmamış, otomobil severlerin de kalplerini fethetmişti. Yol versiyonunun gücü, çıktığı günden, yerini yeni kasasına bırakıncaya kadar, 195 beygirden 238 beygire kadar yükseldi ve yaklaşık 18,000 adet satıldı.
BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ : E30 İMALAT SAYISI
İlk olarak 1983’de piyasaya çıktı.1982 ile 1992 yılları arasında bir çok motor seçeneği piyasaya sürüldü.Bu süreç içerisinde E30 kaç adet üretilmiş diye bakacak olursak ;
1982 - 15,580 1988 - 269,074
1983 - 218,201 1989 - 257,307
1984 - 285,134 1990 - 246,818
1985 - 297,886 1991 - 56,363
1986 - 329,460 1992 - 26,913
1987 - 316,075 1993 - 18,440
1994 - 1,997
Toplam: 2,339,248 adet E30 Dünyaya gelmiş Tabii şuan kaç tanesi hala yürür durumda orası bilinmez.