Bugün gördüğünüz ve okuduğunuz “Antikacı” sayfam bundan böyle Bağımsız Medya Grubu’nda sizlerle olacak… Bu benim için çok önemli ve değerli bir adım. Çünkü köşe yazısı yazmak, bir konu hakkında insanl...

Bugün gördüğünüz ve okuduğunuz “Antikacı” sayfam bundan böyle Bağımsız Medya Grubu’nda sizlerle olacak… Bu benim için çok önemli ve değerli bir adım. Çünkü köşe yazısı yazmak, bir konu hakkında insanları bilgilendirmek düşüncesi beni ilk başlarda endişelendirmişti. Yazabilir miyim, yapabilir miyim derken, bugün yedi yıl aralıksız her hafta yeni konu ve bilgilerle sizlerle buluşmanın gururunu yaşıyorum. Başta beni bu işe iten ve motive eden Uğur Kaptanoğlu kardeşime, bana bu imkanı sağlayan sevgili Ali Baturay’a ve Ergül Ernur’a bana bu şansı verdikleri, siz okurlarıma da sayfamı takip edip beni her seferinde daha çok yazmaya, araştırmaya teşvik ettik ettiğiniz için teşekkür ediyorum…   Mayıs 2015’te başlayan ve bugün 7 yılını dolduran yazı maceram, geçmişe özlem duyan, onlarca markanın bilinmeyenlerini  merak eden, kendi antika bilgilerimi, duygularımı paylaşabileceğim bir platform yaratmak amacıyla bu sayfalarda sizlerle olmaya başladı. “Antikacı” sayfamda bugüne kadar birçok otomobil markası, antika eşya, festivaller ve faaliyetleri gibi birçok konu işledim. Bazen duygularımı düşüncelerimi naklettim. Birçok klasik severi konuk edip onurlandırmaya çalıştım. Farklı formatlarda hazırladığım yazıların her biri ilgi gördü… Artık yeni projelerle, yeni vizyon ve yeni bakış açısıyla yeni çağın dijital portalında Bağımsız Medya Grubu’ndayım. *   Bir araba nasıl klasik olur?   Onca mükemmel, emniyetli, performanslı, ekonomik yeni otomobil varken, neden bazılarımız eski otomobillerle uğraşırlar, onlara zaman ve para harcarlar? Klasik otomobil hobisi nedir, neden yapılır ve genel bir bakış açısı ile nasıl yapılmalıdır? Bağımsız Medya Grubu’ndaki ilk yazı dizim ile karşınızdayım. Yıllardır klasik otomobillerle ilgileniyorum. Hatırı sayılır zamandır da klasik otomobil örgütlerinde her türlü yöneticilik sıfatıyla klasik otomobil camiasına hizmet ettim. Klasik otomobil tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de oldukça rağbette. Kendi bilgi ve gözlemlerime dayanarak bu hafta “klasik otomobil” tanımına değinmek istedim. Birçok sohbet ortamlarında, klasik otomobil tanımı yapılırken, kavram karmaşası yaşanıyor, “sana göre, bana göre” denilerek farklı yaklaşımlar ortaya konuluyor. Tabi ki bu hep böyle gidecek çünkü klasik otomobil tanımı tamamen göreceli bir kavram. Yapılan araştırmalar neticesinde tüm dünyada kesin olarak klasik otomobilin tanımı yer almıyor. Hatta daha da ileriye gitmek gerekirse ülkemizdeki yasa ve tüzüklerde de klasik otomobil tanımının hiçbir şekilde yapılmadığı görülecektir. Ancak son yapılan çalışmalarla bu eksiklik giderildi ve klasik otomobil tanımına açıklık getirilerek, gerekli düzenlemeler de yapılarak ilgili yasalarımızda yer aldı. Tamamen göreceli bir kavram olan bu tanım her ülkenin koşullarına göre farklılık gösteriyor. Üç haftalık bir yazı dizisiyle klasik otomobil tanımını en ince ayrıntılarıyla inceleyeceğiz. Klasik…   “Klasik” ve “Antika”… Klasiğin sözlük tanımında şöyle diyor: “Üzerinden çok zaman geçtiği halde değerini yitirmeyen, türünde örnek olarak görülen eser ya da sanat parçasıdır”. Şimdi gelelim tanımların açıklanmasına. Bunu üç kısımda inceleyip, açabiliriz… Bir; üzerinden çok zaman geçmiş olması birinci şart ki otomobilde genellikle bu 25 yıldan az olmamak kaydıyla belirlenir. Yani en az çeyrek asır olması gerekir. İkincisi; türünde örnek kabul edilmek. Üçüncüsü ise orijinallik. Antika…   Antika; eski çağlardan kalma eser veya tarihi değeri olan eski eşya. Buradaki tanımlamaya göre otomobillerde işimiz daha da kolaylaşıyor. Birincisi 100 yıllık otomobil tarihinin epey eski bir örneği olması; yani başladığı 1890-1930 yılları arasında üretilmiş olması gerekiyor. İkincisi tarih içinde bir özelliği olması gerekli. Örneğin ilk önden çekişli veya ilk üstü kapalı otomobil gibi. Vintage kavramı biraz değişik ve kesinlikle bir uzman konusu. Aslında klasik otomobil uzmanları tanımlama olarak Vintage’ı 1919-1925 (bazıları 1930) arasında üretilen otomobiller olarak niteliyor. Buna uyan bir liste de var ama sözlük anlamı olarak tıpkı şarapta olduğu gibi bazı marka ve model otomobillerin en iyilerinin, en tercih edilenlerinin üretildiği bir yıl veya zaman aralığı vardır. İşte bu seçkin sürede üretilen otomobiller klasikten de öte bir unvan olan vintage olarak adlandırılır. Antika tanımıyla çok zaman iç içe düşünüldüğü ve karıştırılabileceği için günümüze yakın bu özellikte yani önder, örnek ve sınıf belirleyici otomobiller Neo-vintage olarak da nitelendirilebiliyor. Etnografik Eser ise; “halkın sosyal hayatını yansıtan insan yapısı araç ve gereçler dahil bilim, din ve mihaniki sanatlarla ilgili taşınır kültür varlıkları” olarak tanımlanır. Neden etnografik eser tanımını yaptım hemen açıklayayım. Ülkemiz yasa ve tüzüklerine göre ülkemiz sınırları içerisinde bulunan veya yurt dışından ithal edilecek olan motorlu taşıtlar Etnografik Eser kavramı içerisinde yer alıyor, buna göre işlem görüyor. Mevcut yasalarımız 25 yaşını doldurmuş motorlu taşıtların (ki yakın zaman sonra bu sınır 30 yıla çıkacak) “Klasik Araç” olarak işlemlerini yapıp haklarını alabileceğini söyler. Hal böyleyken, ‘Taşına bilir tarihi / eski eser’ sınıfına giren araçlarımız ‘etnografik eser’ diye de tanımlanır. Peki klasik otomobil nedir?   ‘Klasik araba’ tanımı kurumlara ve kişilere göre farklılık gösterse de dünya ülkelerinin referans kabul ettiği “Uluslararası Tarihi Taşıtlar Federasyonu (FIVA)”, 30 yaşını aşmış otomobil, kamyon, kamyonet, motosiklet ve bilumum motorlu araçları antika veya klasik olarak kabul eder. Klasik arabalarda ortak tema; koleksiyon değeri olması, belirli bir kaliteye sahip olması; değerinin standardın üstünde olmasıdır. Bir motorlu taşıtın ‘klasik’ olarak tanımlanabilmesi için tarihsel olarak doğru durumda korunması, muhafaza edilmesi de gerekmektedir. Mesela Amerikan Klasik Araba Kulübü’nün tanımına göre 30 ila 49 yaşında olan, yaşlı araçlara verilen isimdir. 50 ile 99 yıllar pre-antika, 99 yıl ve üzeri araçlar da antika araç klasmanına girse de, klasik araba denince kasıt, 30 yastan daha büyük ve antika olmayan neredeyse bütün araçları kapsamaktadır. Kesinlikle bütün parçaların orijinal olmalı ve restorasyonda orijinaline sadık kalınmalıdır. Dünyanın her tarafında binlerce klasik araba hayranı mevcut. Tüm dünyada klasik arabalar üzerine yazılmış yüzlerce makale mevcut. Bu yazıyı yazarken farklı yorumları da okuma fırsatı buldum. Dünya’da her bir ülke kendi çıkarlarına göre klasik-antika veya tarihi araba tanımı yapıyor. Bir de işin içinde ticaret olduğu için ülkelerin mevzuatları da tanımlamaları değiştiriyor. Standart olan hiçbir şey yoktur. Ama birçok ülke klasik arabaların ender zamanlarda, ilgili kurum kuruluş veya bağlı oldukları yapının izniyle trafiğe çıkabileceğini belirtiyor. Her klasik değerli değildir diye de belirtmekte fayda var. Klasik Otomobil Hobisi, günümüzden önce üretilmiş, üretildiği yılda veya daha sonra bir farkı veya değişikliği temsil etmiş ya da salt devrini temsil etmiş olan bir veya daha fazla otomobilin korunması, restore edilmesi, kullanılması veya koleksiyonunun yapılmasıdır.  (Devam edecek)