ENOSİS hedefiyle 21 Aralık 1963’te Rum saldırılarıyla başlayan Kıbrıs sorununa güya çözüm bulmak amacıyla iki buçuk ay sonra BMGK 4 Mart 1964’te 186 nolu 3 aylık bir karar aldı. Adaya Barış Gücü! Gönderilecek ve bu sürede sorunu çözecek. Bunun yanında Türk-Rum ortaklığında kurulan Kıbrıs Cumhuriyetinin yönetimi bu sürede Rumlarda olacak. BG asayişin düzenin sağlanması için güya yönetime yardımcı olacak. Eeee be gavole sorunu başlatan Rumlar, neyine yardımcı olacak? Bunun Türkçesi şudur, ‘ey Rum sen hedefine ulaşmak için Türklere saldırmaya devam et yapacağını yap karşı çıkanları temizle, zorlanırsan BG sana yardım edecek’ demektir. Bu, tilkiye kümesi teslim etmektir. BM çözüm isteseydi, mesele dallanıp budaklanmadan iki buçuk aylıkken çözebilirdi, uzattıkça uzattı, saldırganlara fırsat tanıdı, AB’ye alınınca sorunlar derinleşti, çözümsüzlüğü körükledi. Rumları çözümden kaçmaya ortak Cumhuriyeti paylaşmamaya itti.

         Nitekim 3 aylar bir birini kovaladı Rum-Yunan saldırıları durmak bilmedi. Oldubitti karar uzatıldıkça uzatıldı, saldırganlar daha büyük saldırılarla Türkleri köylerinden yerlerinden etti, bir çok kayıp ve Şehitler vererek. Kısacası BM Rumlara öyle bir fırsat verdi ki, ne adalet yerini bulsun ne sorun çözülsün. Bütün devlet organlarını işgal edildi, adanın yüzde üçüne sıkıştırılan Türklerin seyahati engellendi, işleri durduruldu. Asayiş, düzen, güven ve geçim gittikçe Türkler aleyhine çok kötü bir hal aldı.

         186 kararı Rum-Yunan’ın, Lefkoşa, Limasol, Baf, İskele, Erenköy savaşları, Gazimağusa çatışmaları, Geçitkale-Boğaziçi savaşları, diğer köylerimize, bölgelerimize, semtlerimize artarak saldırmalarına sebep oldu, yaptıkları saldırıların haddi hesabı yok. Sözde BG geldi lakin saldırılar daha da arttı. BG refakatindeki hastalar bile barikatlarda Rumlar tarafından alınıp katledildi. En nihayet, Türkler kıvama geldi, çöktü, direnme gücü kalmadı, ENOSİS zamanı geldi zannedildi, harekete geçildi.

        Önce erken ENOSİS’e karşı çıkan sözde CB Makarios’un destekçileri katledilmeye başlandı, her gece polis karakolları bombalandı, nihayetinde 15 Temmuz 1974’teki darbeyle Cumhurbaşkanı sarayına saldırdılar, tanklar toplar, yüzlerce askerle darmaduman ettiler. Makarios kaçtı, ama öldürdük dediler, terörist Samson’u yerine atadılar, Kıbrıs Helen Cumhuriyetini ilan ettiler. İşte burada BM Barış Gücü hiçbir halt etmedi seyretti, hani Cumhuriyeti koruyacak, asayişi düzeni sağlayacaktı? Yahu Cumhuriyete darbe yapıldı, Makarios topa tutuldu, Cumhuriyet hepten gitti darmadağın oldu, hani nerede bu BM gücü, nerede GK beşlisi, özellikle de İngiliz-ABD? BMGK’nin sorumluluğunda oldu ikinci darbe. Sanki 1963 darbesi az geldi, daha büyüğü oldu BM sayesinde.

          Savaştan bir gün evvel 19 Temmuz 1974’te, Sakarya Türk bölgesi onlarca tank, top, ağır silahlarla yüzlerce askerle 80 metre mesafede kuşatıldığında Türklerin savunmak için mevzi yapmasını Barış Gücü! Önledi, zorla torbaları yıktı parçaladı, bizi ölümle burun buruna bıraktı, kuşatanların tarafına bile bakmadı önünü açtı silindir gibi üstümüzden geçsinler diye, bu utanmaz insafsızlar.

         Bre adaletsizler bunca katliamlar, saldırılar, insanlık dışı muameleler yaptı bu Rumlar Türk halkına, (darbe sonrası Makarios BMGK karşısında ağladı yalvardı, yardım edin müdahale edin, yurdumu Yunan işgal etti, Türkler büyük tehlikededir dedi)  BM olarak kılınızı kıpırdatmadınız,  dur demediniz tam tersi saldır da korkma dediniz, desteklediniz, teşvik ettiniz, mükafatlandırdınız. Türkler sizden medet umar yardım beklerken siz ne yaptınız cezalandırdınız, niçin? Çünkü teslim olmadı, boynunu giyotine yatırmadı, haklarına yaşamına sahip çıktı diye. AB de beraber hepiniz çöktünüz üstüne. Bir yardım edeni destekleyeni var Türkiye, onu da vaz geçirtmek için her türlü şantajı baskıyı yaptırımı yaparsınız. Bütün çözüm fırsatlarına destek verdiği halde, her zaman ret edenleri kolladınız, kollamaya da devam edersiniz sıkılmadan.

           Hey BMGK, yüz karası 186 kararı üzerinden 59 sene 7 ay (715 ay) geçti. 1974’e kadar adada asayiş düzen yoktu, 1974’ten sonra kimsenin burnu kanamadı Türkiye sayesinde. Siz beşler hala gadimici oturursunuz BM’nin tepesinde, yazıklar olsun size de, boyun büken O korkak ganayaklı ülkelere de. Kıbrıs’ta çatışmaların da savaşların da, yitirilen çocuk yaşlı genç kadın erkek insanların da, çözümsüzlüğün sebebi ve sorumluları da BM’dir. Bu insanların vebali boyunlarındadır. Yangına su  değil benzinle gider, kimi zaman benzini döker yangını başlatır, beşlinin çıkarı neyi gerektirirse. Ve bu gerçeklere rağmen hala saldırganlardan yana olmaları adaletsiz, taraflı tutumları yüz karalarıdır, itibarının olmamasının sebebidir. Da şimdi BM genel kurulu toplanmış, hangi sorunu çözdü? Dünyaya sorun yaratmaktan başka, bal yapmaz arı.