1959-60’ta Uluslararası Kıbrıs Antlaşmalarıyla Türkler ve Rumların eşit kurucu ortaklığında, 16 Türkiye-Yunanistan-İngiltere Garantörlüğünde 16 Ağustos 1960’ta kurulan KIBRIS CUMHURİYETİNE,  21 Aralık 1963’te Yunanistan destekli Rumların birinci ve 15 Temmuz 1974’te de EOKA B terös örgütü  ve Yunanistan Cuntası  birlikteliğinde  gerçekleştirilen ikinci askeri darbe sonucunda Cumhuriyetin bütün organları ele geçirilmiştir. Bu sürede Cumhuriyetin eşit ortağı Türkler hem devletten kovulmuş 103 köyden de göç ettirilerek katliama tabi tutulmuştur.

         İkinci darbede Kıbrıs Cumhuriyetinin adı değiştirilerek ‘ Kıbrıs Helen Cumhuriyeti ‘ olarak ilan edilmiş olup Cumhurbaşkanı Makarios’un öldürüldüğü yalanı da beraber, yerine Cumhurbaşkanı diye Yunanistan tarafından atanan azılı terörist Nikos Sampson tarafından TV ekranlarından dünyaya ilan edilmiştir. Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios, İngiltere tarafından adadan kaçırılıp BMGK’ne götürülmüştür. Makarios burada, ‘ Kıbrıs’ın Yunanistan cuntası ve EOKA B terör örgütü tarafından askeri darbeyle işgal edildiğini, derhal ve acilen müdahale edilmesi gerektiğini, Türklerin de büyük tehlikede olduğunu’ açıklamıştır.

         21 Aralık 1963’ten beri Kıbrıs Cumhuriyeti bu darbecilerin işgalinde olup Kıbrıs Türk Halkının Antlaşmalarla mevcut ortaklık haklarının 60 yıl 9 aydan beri  darbecilerin işgali altında olduğu gerçeği ortadadır, çözümsüzlüğün yegane sebebi oldukları da. Türk halkına yapılan katliamlardan, defalarca göçe zorlanmasından, ambargolar izolasyonlarla dünyadan izole durumda olmasından, insanlık dışı muamelelere tabi tutulmasından sorumlu olan ve halen Güney Kıbrıs’ta sözde Kıbrıs Cumhuriyetini işgalinde bulunduran Cuntacı  komitacıları  gördüğünüz yerde tutuklayın, tutuklatın ey dünya.

         BM’de sadece Rumlardan oluşan bir Kıbrıs Cumhuriyeti YOKTUR. Darbecilere bu fırsatları sağlayan koruyup kollayan Emperyalist, soykırıma çanak tutan, dünyayı kana bulayan, çıkarcı, kan kokusuyla beslenen insanlık düşmanlarına da, Güney Kıbrıs gibi kapıları sonuna kadar açmayın, suratlarına çarparak kapatınız. Kapatınız ki, dünyayı masum ülkelere zehir edenlere, hak yiyicilere, adaletsizlere tepkinizi gösteriniz. Başka türlü ellerinden kurtuluş yoktur. O yüzden sıranızın gelmesini beklemeye son veriniz. BM’nin çehresini değiştiriniz, Gazze’de yaşanan korkunç felaketlere sadece  ah vah çeken idari yöneticilere cesaret verin, yırtın çemberi çıkın özgürlüğe.