3 Aralık, engelli bireyler ve onların aileleri için çok anlam yüklü bir gün! Bir dayanışma, bir farkındalık günü..
Dünya Engelliler Gününde, uluslararası ölçekte engellilerin haklarına, topluma etkin bir biçimde katılmalarına ve eşit koşullarda yaşamalarına ilişkin toplumsal farkındalık hedeflenmiş. Bu yıl “Kapsayıcı ve sürdürülebilir bir gelecek için engelli kişilerin liderliğini güçlendirmek" teması seçilmiş.
Sorunlar elbette bir günde çözülemez; ancak Dünya Engelliler Gününü bir muhasebe günü olarak da değerlendirebiliriz. Buna göre ülkemizdeki engelli bireylere ilişkin yaklaşımımızın bir muhasebesini yapabiliriz.
Günün anlam ve önemine ilişkin siyasi yetkililerin yayınladıkları mesajlara bakıldığında, söylemlerinde orak bir tema dikkat çekmektedir: “sevgi bütün engelleri aşar!” Sevgi elbette herkesin ihtiyacı olan birşey; ancak sevginin de klişe bir lafın ötesinde dışavurulması gerekmez mi?
Engelli yurttaşlarımız için acaba bugüne kadar ne yaptık? Yapıklarımız yeterli mi? Bundan sonra neler yapabiliriz? gibi bir dizi soru üzerine akıl yormak, bu günü daha anlamlı kılacaktır.
Engelli bireylerin, yeteneklerini kullanma ve toplumsal yaşama katılma bakımından fiziksel, zihinsel veya ruhsal engelleri olabilir ve bu engeller doğuştan veya sonradan da ortaya çıkabilir.. Zaten hayata diğer bireylere göre geriden ve dezavantajlı biçimde başlayan engellilerin önlerine bir de biz engeller koyuyoruz.
Ne gibi engeller?
Önyargı ve bilgisizlikten dolayı engelli bireylere yönelik dışlama veya ayrımcılık gibi tutum ve davranışlar; bina tasarımlarına, kaldırımlara, toplu taşıma araçlarına, bilgiye erişim önündeki bariyerler ve yasal-kurumsal düzenlemeler, engelli bireylerin hayatın birçok alanına etkin katılımını engelleyebilmekte veya sınırlandırabilmektedir.
KKTC’de durum ne?
KKTC Anayasasının 57. Maddesi engelli yurttaşların “eğitim, rehabilitasyon, istihdam ve sosyal yardımları” bakımından özel olarak korunmasını öngörmektedir. 64/93 sayılı Engellileri Koruma, Rehabilite ve İstihdam Yasası ise engelli yurttaşların korunmasını veya rehabilitasyonunu, münhasıran istihdam bağlamında düzenlemektedir. Buna rağmen, yaklaşık 600 engelli yurttaşımızın, hala işsiz olduğu söyleniyor.
Engelli hakları bakımından mevzuattaki ciddi eksiklikler, 2006 yılında BM tarafından hazırlanan uluslararası bir insan hakları anlaşması olarak Engelli Kişilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’nin, 2010 yılında KKTC Meclisi tarafından onaylanmasıyla büyük ölçüde giderilmiş oldu. Dolayısıyla uluslararası standartlarda kabul gören engelli haklarına ilişkin sözleşme, iç hukukumuzun bir parçası olarak KKTC devletine yükümlülükler yüklemektedir.
Peki, KKTC devleti engelli yurttaşlara karşı yükümlülüklerini yeterince yerine getirebiliyor mu?
Örneğin, ilgili sözleşmedeki erişilebilirlik hakkını ele alalım. Bu hak, devletin engelli yurttaşlarına özellikle fiziki çevreye, bilgi ve iletişim teknolojilerine ulaşabilmeleri için gerekli önlemleri almasını gerekli kılmaktadır. Bu kapsamda ayrıca 2016 yılında Yollar ve Binalar Değişiklik 1 Tüzüğü’nde gerek iç mekanlara gerekse dış mekanlara ilişkin engelli standartları getirilmiştir.
Ancak ülkemizdeki bina tasarımlarının, yolların, caddelerin, kaldırımların vb. fiziksel koşulların engelli bireylere uygun olduğunu söylemek maalesef mümkün değildir. Sadece kaldırımlarımızın standart dışı yüksekliğine bakmak bile, engelli yurttaşlarımızın karşısına çıkardığımız engelleri göstermesi bakımından yeterlidir.
Keza 2022’de Özel Gereksinimli Bireylerin Eğitimi Yasası çıkmasına rağmen, ilgili Tüzükler hala yapılmadığı için hayata geçirilemiyor.
Dolayısıyla mevzuata rağmen, devlet bu konudaki yükümlülüklerini yerine getiremiyor. Kamu otoritelerinin bu konudaki duyarsızlığı, engelli yurttaşlarımızı bir anlamda toplumdan çekilmeye ve izolasyona mahkum etmektedir.
Geçen gün, Cumhurbaşkanlığı himayesinde gerçekleştirilen 1. Engelli Hakları Çalıştayı’nın eylem planı lansmanı yapılmış. Bu konuda bir eylem planı elzemdi gerçekten. Umarız, bir an önce hayata geçirilir ve bu sefer biz şaşırırız!
Velhasıl, insana ve insan onuruna gösterdiğimiz saygıdan, engelli yurttaşlarımız da nasibini almaktadır.
Dünya engelliler gününü idrak etmek, engelli hakları konusundaki sicilimizi düzeltmekten geçer.
Gerisi lafügüzaf!