Bir fincan kahvenin o kırk yıl hatırı olduğu yıllar mazide kaldı, köprülerin altından çok sular geçti. Ülkemizde istikrar olanca hızıyla artarak devam ediyor. Bu gittikçe daha da pekişen istikrarın hangi yönde olduğu çok önemlidir haliyle. Sayın Başbakanın dilinden düşürmediği istikrar, aslında insanlarımızın ekonomik açıdan belini büken, uykularını kaçıran, doluya koyup sığmayan boşa koyup dolmayan otomatiğe bağlanmış, hükmü karakuşi gelişi güzel, isteyenin istediği anda istediği miktarda piyasayı  korkunç pahalılaştıran alım gücünü dibe vurduran ZAMLARDAN başka bir şey değildir.

         Bu açıdan kültürümüzün başlarında yer alan kahve içme ve ikram etme gibi sosyal bir gereksinim olan ve olmazsa olmaz niteliğine ulaşan kahve sohbetleri, geçerli bahaneleri de beraberinde yıllar boyu kültürümüzle günümüze kadar gelmiştir. Lakin, bir çağ kapanır yeni çağ açılır kabilinden bu andan itibaren eski kahve kültürü çağı kapanmış yeni zamlarla yeni çağa kapı açmıştır. Bundan böyle öyle komşu çat kapı çalıp sabah kahvesine gitme diye bir lüks kalmamıştır, hele 5-6 komşunun birlikte bu kültürü sürdürmesi devri kapanmıştır. Kahve falı için fincan devirme, ortasına parmak basma, üç vakitten sonra gibi sözlerin ve iyi bir haber duyma istekleriyle birlikte yorumların da dolayısıyla bu kültürümüzün de tarihe karışması hiç de iyi olmayacaktır.

        Sayın Başbakanımızın istikrar vurgusu açıkça halkın daha zor ekonomik şartlara doğru yol almasıdır. Zam furyası sadece kahve ile değil bütün alanlarda kendini göstermektedir. Örneğin 50 TL olan 100 gr kahve bir anda 85-89 TL yükselmiştir. Diğer ürünlerin de bundan geri kalan tarafı yoktur.

         Bu ay sonu verilecek yüzde 11 lik hayat pahalılığı ödeneği, geçmiş 4 ayın hayat pahalılığıdır, yani artış almadan ekstradan 4 ay içindeki ödediğimiz zamlardır ve bu dört ay boyunca her ay her hafta yapılan zamların ne yazık ki karşılığı alınmadan vatandaşın bir şekilde bir yerlerden borçlanıp harcadığı miktarlardır veya alamadığı ve sağlıklı beslenemediği, çocuğuna okul harçlığı veremediği zamanlardır. Kısacası her hayat pahalılığı dönem sonunda vatandaş geçmiş 4 ay veya 6 ay boyunca  zamların hep gerisinden gitmiştir, dolayısıyla halk diliyle VERESİYE ile geçinmiştir. Bu böyle sürdükçe vatandaşın iki yakası ömrü billah bir araya gelmesi mümkün değildir.

          Hele, hayat pahalılığını ödenmeden ( ki bu ödenek 4 ay boyunca olan zamların gerçek HP miktarı değildir) dahi yeni okkalı  zamların piyasaya damdan düşer gibi inmesi nazarı dikkate alındığında artık kahve kültürü kalır mı bilemem. Zaten çarşıya kahvehaneye gitme kültürümüz çoktan nasibini almıştır, daha ne kadar etkileyeceğini göreceğiz. Ama bir gerçek vardır ki, bir fincan kahvenin bundan böyle hatırı 40 yıl değil 140 yıl olacağıdır. Aman dikkat komşular!!!!!!!!!!!!!!!!!