Hatırlanacağı gibi; Güzelyurt’taki bir üniversitenin sahte evrak ve yolsuzluk skandallarının hemen ardından sanki de işe yarayacakmış gibi özellikle ana muhalefet partisi Genel Başkanının önerisi ile Cumhuriyet Meclisi’nde “Ülkedeki Yükseköğretim Kurumlarının Faaliyetlerinin İdari ve Mali Denetim Sisteminin ve YÖDAK’ın Araştırılmasına” ilişkin Meclis Araştırma Komitesi kuruldu. 22 Nisan 2024 tarihinde bu Komitenin başkanı UBP Girne Milletvekili Hasan Küçük olarak değiştirildi.

Komitenin isminden de anlaşılacağı gibi; yaşanan skandal ve yolsuzluklardan etkisiz ve yetersiz denetim yaptığı önyargısı ile YÖDAK da sorumlu tutulmuş ve araştırılması için ismiyle müsemma komite kurulmuştur.

YÖDAK adına komiteye sunum yapan Başkan Prof. Dr. Aykut Hocanın, geçmiş başkanlar gibi denetimin etkinleştirilmesi ve sistematik hale gelmesi için araç, personel ve teknik altyapı açısından eksikliklerin giderilerek kurumun güçlendirilmesi gerektiğini defaatle vurgulamıştır.

Hiç kuşkusuz bahse konu Meclis Araştırma Komitesi,  YÖDAK’ın denetimde basiretini bağlayan diğer görünmez engelleri de mutlaka ortaya çıkarmıştır diye değerlendiriyorum.

Görünmez engellerin başında, YÖDAK üyelerinin gelecekteki iş güvencesi ve insanca yaşama kaygıları gelmektedir. Şöyle ki, YÖDAK üyelerinin Sayıştay üyeleri gibi tatminkâr bir maaşla emekli olma güvenceleri ve garantileri bulunmaktadır.  YÖDAK’ta görevi son bulan ve emeklilik hakki dahi kazanamayan bazı üyeler görevdeyken denetlemiş oldukları üniversitelerde iş arama zarureti ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Dolayısıyla, kuvvetle muhtemel yakın gelecekte muhtaç olacakları üniversite patronlarına yönelik YÖDAK üyelerinin caydırıcı yaptırım kararı almaya yeterince muktedir olup olmadıkları derinlemesine tartışılmalı ve en az Sayıştay ve benzer yapıdaki denetim kurulu üyeleri kadar güvenceye bağlanmalıdırlar.

Yükseköğretim kurumlarında yaşanan skandal, kriz ve iddialar, bu kurumların sürdürülebilir bir yapıya kavuşması için   katılımcılık, saydamlık, hesap verebilirlik, etkinlik, tutarlılık, adillik ve hukuka bağlılık gibi unsurları içeren kurumsal yönetişime geçiş yapmalarının zaruri olduğunu ve bu yönde gerekli yönlendirmenin yapılması gerektiğini göstermektedir.

Kurulan araştırma komitesinin amacı yüksek öğretimi ve YÖDAK’ı yeniden yapılandırmak olduğuna göre; komitenin ortaya koyduğu tespitlerin bütçe güreşmelerine damgasını vurması gerekirdi. Öncelikle YÖDAK’ın güçlendirilmesi için araç, personel ve teknik donanımın bütçe görüşmelerinin odağını teşkil etmesi ve gerekli kaynağın yaratılması/aktarılması elzem olmalıydı.

O günlerde de altını çizdiğimiz gibi; bu ve benzeri komiteler geçmişte çözüm üretmeye yönelik sonuç üretmemiş ve sadece dönemsel infiali dindirmeye ve günü kurtarmaya yaramıştı.  Maalesef bu kez yazılan ve ezberi bozmayan senaryoya ana muhalefet partisi de ortak olmuştur.

Yüksek öğretimde yaşanan kriz ve bu maksatla kurulan Araştırma komitesine rağmen YÖDAK’ın eksikliklerinin giderilerek güçlendirilmesi için yeterli bütçe ayrılmaması fevkalade manidar olup bazı kesimlerin talebi doğrultusunda ne iktidar ne de muhalefetin güçlü bir YÖDAK istediği yönünde maalesef bizleri derin kaygılarla düşünceye sevk etmektedir.