Bu ülkede sorunlar bir değil ki her taraf sorun… Nereye dönsen sorun, nereye dönsen sıkıntı… Yaşlı insanlar aradı beni bugün, sorunları vardı, üzgündüler… Peki neydi sorunları? Tabii ki “ilaç...
Bu ülkede sorunlar bir değil ki her taraf sorun… Nereye dönsen sorun, nereye dönsen sıkıntı… Yaşlı insanlar aradı beni bugün, sorunları vardı, üzgündüler… Peki neydi sorunları? Tabii ki “ilaç sorunu” ya da “ilaçsızlık sorunu” diyelim… Evet, bir buçuk yıldır çare bulunamayan ilaç sorunundan yakınıyorlardı. Zaten bu konuda telefon almadığımız, şikâyet duymadığımız gün yok. “Yaz bu sorunu” diyorlar… Yazdık, defalarca yazdık, defalarca medyada haber oldu ilaç sorunu, yani insanların ihtiyacı olan ilaçları bulamamasını… Kaç kez, acaba kaç kez yazacağız bu sorunu? Bu konuda eylem bile yapıldı ama sonuç değişmiyor ki? Hep bir “sorun çözülüyor” açıklaması yapılıyor ama çözüldüğü yok. Devletin birçok konudaki çaresizliği burada da kendini gösteriyor. Koskoca bir devlet, ülkedeki ilaç sorununu çözemiyor. Hep bir mazeret, hep bir mazeret… Önce pandemiyi gerekçe gösterdiler, sonra döviz krizini, Rusya- Ukrayna savaşını… “Türkiye’de de ilaç sorunu var, bu bizi de etkiledi” dediler. Çözüm üretme yetileri yok ki, tek bildikleri mazeret üretmek… Ne kronik hastalar ilaç bulabiliyor ne de diğerleri… Artık en basit haplar, ilaçlar bile bulunamıyor. Yaşlı inanlar, Tren Yolu Polikliniğine gittiklerini, orasının kalabalık olduğunu, saatlerce beklediklerini ama ihtiyaçları olan ilaçları bulamadan döndüklerini söylüyor. Saatlerce bekleyip de ilacını bulamadan dönen insanlar, “Devlet yaşlı insanını, hastasını bu kadar mağdur etmemeli” dedi. Tabii ki devlet yaşlı insanına bakmalı, her bir vatandaşına yönelik sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiği gibi… Çağdaş ülkelerde devlet, yaşlı insanını el üstünde tutuyor, her türlü bakımını üstleniyor, onlar için özel muamele, özel hizmetler sunuyor. Hayatın yükünü çekmiş insanlara son dönemimde en iyi şekilde bakıyorlar, özellikle de sağlık hizmetleri, en çok önem verilen konu. Bir de bize bakın; yaşlı insanlara hayatı zehrediyoruz. Ne evde bakım hizmeti ne de doğru dürüst yaşlı bakımevi var… Hastanelerde bile yaşlıları ve ailelerini bakıcı mafyasının eline terk ediyoruz. Bazı belediyelerin kısıtlı hizmetleri dışında yaşlılara hizmet, ülkemizde sıfırdır… Üstüne bir de ilaç sorunu ekliyorsunuz… İlaç sorunu tabii ki yalnızca yaşlıların sorunu değil, genel bir sorundur, özellikle kronik hastalığı olanlar ciddi sıkıntılar yaşıyor. İlaçlarını kısıtlı almak zorunda kalıp sağlık sorunu yaşayan hatta ölenler olduğu iddia ediliyor. İlaçların zor bulunması, yeterli olmaması, az tedarik edilmesi, yaşlıları, hastaları tedirgin esiyor, strese sokuyor, daha bir hasta ediyor. Özellikle birçok yaşlı insan, aldıkları ilaçlarla ayakta durabiliyor. Onları bu şekilde mağdur etmek, hastanelerde, polikliniklerde kuyruklarda bekletip de evlerine ilaçları olmadan göndermek devlet ayıbıdır. Bu ülkenin bir kesimini de mutsuz etmeseniz olmaz mı? Olmaz, olmuyor, hemen her kesimi bir şekilde mağdur ediyorlar. Beni arayan yaşlı insanlardan birisi şöyle diyordu: “Evladım ilaçlarımın üçte ikisini bulamadım, ne acı ki bulduklarımı koyacak bir poşet bile yoktu poliklinikte. Düşünebilir musunuz bir naylon torba, bir poşet yok…” İlaç yok, olan ilaçları içine koyacak poşet de yok poliklinikte… “E ne yapalım, poşetini, çantasını getirsinler artık” diyebilirsiniz tabii ki. Diyebileceğiniz çok şey var ama ortadaki durum gerçekten içler acısı, ilaç yok, buldukları ilacı da içine koyacak poşet yok, çünkü ülke yoklar ülkesi… 14 Mart Tıp Bayramı’nda güzel güzel sözleri yan yana getirip açıklama yapmak en kolayıdır. Peki sağlığın sorunlarını çözüyor musunuz? Hayır, sağlık sorunlara boğulmuş durumda, hastanelerin, sağlık ocaklarının binaları bile risk taşıyor… Yazdım işte teyzeciğim, amcacığım, neneciğim, dedeciğim, yazdım ilaç sorununuzu, daha önce de yazmıştım, defalarca hem de… İşte yine yazdım ama bir şey değişecek mi, hiç sanmıyorum…15 Mart 2023