Bu hafta pazartesi günkü köşe yazımda Türkiye’de özellikle Maliye Bakanlığına getirilen Mehmet Şimşek’in yönetiminde ortay konan yeni ekonomik vizyon, politika ve kararlar neticesinde ülke riski göstergesi olan CDS priminin 500’lerden 260’lara gerilediğini kaleme aldım.  Türkiye’de bu ekonomi yönetiminin yarattığı güven sayesinde Mali Eylem Görev Gücü (Financial Action Task Force-FATF) 28 Haziran 2024 itibariyle Türkiye'nin gri listeden çıkarıldığını duyurdu. Dünya ekonomilerinin mali suçlarla mücadeleye uyumunu tespit eden FATF, kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadelede geride kaldığı için Türkiye'yi 2021 yılında gri listeye almıştı (https://www.bloomberght.com/turkiye-gri-listeden-cikarildi-2355453).

FATT’ın Gri Listesi Nedir?

FATF'nin bir yargı yetkisini artırılmış denetim altına alması, o ülkenin belirlenen stratejik eksiklikleri kararlaştırılan zaman dilimleri içerisinde hızlı bir şekilde çözmeyi taahhüt ettiği ve artırılmış izlemeye tabi olduğu anlamına gelir. İşte bu ülkelerin bulunduğu listeye “GRİ LİSTE” denmektedir (https://www.fatf-gafi.org/en/countries/black-and-grey-lists.html).

FATT’ın Kara Listesi Nedir?

FATF’nin aynı zamanda umutsuz vakalar için bir “KARA LİSTE”si bulunmaktadır.  FATF, kara listeye giren yüksek riskli olarak tanımlanan tüm ülkeler için, tüm üyelerine çağrıda bulunur ve tüm yetki alanlarını gelişmiş durum tespitini uygulamaya davet eder; en ciddi durumlarda, ülkelerden devam eden kara para aklama, terörün finansmanı ve nükleer silahların yayılmasının finansmanı risklerinden  uluslararası mali sistemi  korumak için karşı önlemler uygulamaları istenmektedir. Kara listede bulunan ülkeler Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, İran ve Myanmar’dır (https://www.fatf-gafi.org/en/countries/black-and-grey-lists.html).

Türkiye Gri Listeden Nasıl Çıkarılmıştır?

Türkiye'nin, FATF "gri listesinden" çıkarılması 40 tavsiyedeki hususları birer birer yerine getirme çabası, kararlılığı ve aldığı önlemlerle mümkün olmuştur. Bu çerçevede, Türkiye’nin aldığı başlıca kararlar;

· Türk Ceza Kanunu'ndan Terörle Mücadele Kanunu'na Ceza Muhakemesi Kanunu'ndan Türk Ticaret Kanunu'na, Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun'dan Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun'a kadar mevzuatta düzenlemeler yapıldı.

· Kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadelede görevli ihtisas mahkemelerinin ve savcılıklarının belirlenmesinin ardından özel soruşturma büroları kuruldu

· MASAK yeniden yapılandırılırken tüzel kişiler için risk analizi çalışması tamamlanarak, suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanında etkinliğin artırılmasına ilişkin Ulusal Strateji Belgesi yürürlüğe konuldu.

· Son olarak kripto varlıklarla ilgili düzenleme de Singapur'daki toplantı öncesi TBMM'de kabul edildi ve bu varlıklar konusunda Sermaye Piyasası Kuruluna çeşitli yetkiler verildi.

Yukarıdaki önlemler sonucunda Türkiye’nin 40 tavsiyenin tamamını yerine getirmiş olduğu bildirildi.

KKTC Potansiyel Olarak Gri veya Kara Listede mi?

KKTC tanınmış bir ülke olmadığı için FATT elbette bizi doğrudan muhatap alıp Gri listeye almamaktadır. Ancak, geçmişte gayrı resmi olarak yaptığı uyarılar sonucunda bazı önlemlerin alındığı bilinmektedir.

KKTC’nin, kara para aklanmasının önlenmesi ile ilgili yolculuğuna 1999 yılında Maliye Bakanlığına bağlı Para Kambiyo ve İnkişaf Sandığı İşleri Dairesi tarafından çıkarılan 55/1999 sayılı Kara Paranın Aklanmasının önlenmesi yasası ile başlanmıştır. 1999- 2007 dönemi içerisinde Mali Eylem Görev Gücü (FATF) kurucu üyelerinden olan Türkiye Cumhuriyeti’nde oluşturulmuş olan Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun (MASAK) sağladığı gerek eğitimler ve gerekse teknik destekle FATF tarafından yayımlanan 40 tavsiyeye uyum konusunda gerekli adımlar atılmaya başlandığı iddia edildi. 2007 yılına gelindiğinde FATF tarafından Kara Para aklama önlemleri konusunda eksiği bulunan ülkeler arasında KKTC’nin de adının yer aldığı bildirildi. Dört ayda bir tüm üye ülkelerin katılımıyla gerçekleştirilen FATF toplantılarında KKTC’nin Yasa ve Yasa altında çıkarılan tebliğlerdeki eksik ve zafiyetler gündeme alındığı, Avrupa Birliği temsilcileri ve MASAK’ın verdiği destekle hazırlanan 4/2008 sayılı Suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi Yasası ve bu yasa altında çıkarılan 4 tebliğ neticesinde KKTC’nin Ekim 2008 tarihinde gerçekleştirilen FATF toplantısı sonrasında Kara Para riski olan ülkeler arasından çıkarılmasına karar verildiği bildirildi (https://www.eul.edu.tr/tr/laude-kara-para-aklama-onlemleri-ele-alindi/).

KKTC’de en son çıkarılan önemli yasa  1/2024 Sayılı ‘Suç Gelirlerinin Aklanmasının, Terörizmin Finansmanının Ve Kitle İmha Silahlarının Yaygınlaşmasının Finansmanının  Önlenmesi Yasası’dır. Bu yasasın aşağıdaki 47(1) maddesi çerçevesinde kurul oluşturulmuştur.

47.

(1)

Suç geliri aklama veya terörizmin finansmanı veya kitle imha silahlarının yaygınlaşmasının finansmanının önlenmesine yönelik Birim tarafından aktarılan konu ile ilgili bilgileri incelemek ve bu bilgiler ışığında değerlendirme yaparak bulgularını Hukuk Dairesi (Başsavcılık)’ne ve ilgili diğer mercilere aktarmak ve kamu kurum ve kuruluşlarıyla genel çerçevede yapılacak işbirliği ve bilgi paylaşımı için stratejik, örgütsel ve işlevsel yapıda faaliyet gösteren bir Kurul oluşturulur.

Bu kurulun ekseriyeti maalesef siyasi otoritenin iki dudağı arasından çıkacak sözle hareket eden müsteşar, müdür ve temsilcilerden oluşmaktadır. Benzer şekilde, siyasi otoritenin hegemonyasında olan Başbakanlık Denetleme Kurulu ile Maliye Teftiş ve İnceleme Kurulunun tamamen pasivize olduğu ortada olmakla beraber Sayıştay Başkanlığı’nın yolsuzlukları önlemede etkisizleştirildiği,  son diploma skandalında anlaşıldığı gibi yükseköğretimi denetlemede yetkili olan YÖDAK’ın gerekli basiret ve dirayetten yoksun olduğu dikkate alındığında; suç geliri aklama veya terörizmin finansmanı veya kitle imha silahlarının yaygınlaşmasının finansmanının önlenmesine yönelik siyasetin etkisinde oluşturulan Kuruldan ne kadar medet ummulabilir ki? Ayrıca, akla gelen diğer bir soru aşağıdaki olguların halen var olduğu KKTC’nin Gri Liste dışında olması mümkün olabilir mi?

· Türkiye 202I yılında Gri Listeye alındıktan sonra MASAK yeniden yapılandırılmış ve suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanında etkinliğin artırılmasına ilişkin Ulusal Strateji Belgesi yürürlüğe koymuştur. KKTC’de maalesef böyle bir yapılanmaya gidilmemiştir.

·  KKTC’nin yolsuzluk algısı ve sıralamadaki yeri giderek kötüleşmekte ve yolsuzluğun en yaygın olduğu grubun ‘Başbakan ve Bakanlar’dan oluştuğu ifade edilmektedir. Bu durumda, yolsuzlukla mücadelede eylem planı gündeme getirmeyen siyasi otoriteye bağlı kurum ve kurulların etkin ve verimli işlemeyişi fevkalade doğal karşılanmalıdır.

· Kayıt dışılığın %80’le olduğu iddia edilen KKTC’de kara para aklama suçunun var olmadığı söylemi inandırıcı olabilir mi? Kaldı ki, kara para aklama ile ilgili müesseseler gereğinden fazla bir şekilde ülkemizde yer almaktadır. Bunun en çarpıcı örneği, KKTC İçişleri Bakanlığı tarafından 18 Nisan 2018 tarihinde düzenlenen “KKTC Gece Kulüpleri Çalıştayı”  sonuç bildirgesinde  Gece Kulüpleri ve Benzeri Eğlence Yerleri Yasası kapsamında ülkemize getirilen kadınların, yasada belirtilen konsomatris tanımı dışında, kulübüne gelen müşterilerle para karşılığı cinsel ilişkiye girdiği, çalışma ve barınma yerlerinin aynı olduğu, her hafta devlet hastanesinde zorunlu muayene oldukları, kısacası seks işçiliği yaptıkları ortaya konulmuştur (https://icisleri.gov.ct.tr/Portals/7/gece_kulupleri_calistay_rapor.pdf). Bu tespite rağmen gerek o çalıştayı düzenleyen siyasi otorite gerekse sonrasındaki yönetimler içi boş söylemlerden öte gerekli önlemleri almaya cüret edememişlerdir.

· Yukarıda da vurgulandığı gibi; bir ülkenin gri liste ye girip girmeyeceği FATF’ın 40 tavsiyesine göre değerlendirilmekte, ilgili ülkeler ise özdeğerlendirmelerini bu 40 tavsiyeye göre yapmaktadırlar (https://www.fatf-gafi.org/content/dam/fatf-gafi/recommendations/FATF%20Standards%20-%2040%20Recommendations%20rc.pdf ;https://ms.hmb.gov.tr/uploads/sites/12/2021/02/FATF-Tavsiyeleri-2012.pdf). Bu tavsiyeler değerlendirildiğinde; E – TÜZEL KİŞİLERDE VE YASAL OLUŞUMLARDA ŞEFFAFLIK

VE GERÇEK FAYDALANICILIK, F – YETKİLİ MAKAMLARIN YETKİ VE SORUMLULUKLARI VE DİĞER KURUMSAL TEDBİRLER ve G – ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ bölümlerini kapsayan 24’den 40’a kadar olan tavsiyelere ilişkin KKTC’ye ait karnenin muhtemelen  kırık notlarla dolu olduğu ortadadır.

Sonuç olarak, KKTC’nin resmi olmasa dahi potansiyel olarak gri listede yer alabileceğine dair olgularla desteklenen büyük endişeler bulunmaktadır. Dolaysıyla, uluslararası eşit statü ve egemen eşitlik talebinde bulunan ülke yönetiminin KKTC’nin FATF’nin gri listesinde olmadığı konusunda uluslararası camiayı ikna etmek için 40 tavsiyeyi ne ölçüde yerine getirdiğine ilişkin yıllık özdeğerlendirme raporu yayınlaması mutlaka gereklidir.