Ülkemizde farklı zamanlarda farklı amaçlarla temcit pilavı gibi gündeme getirilen konular bulunmaktadır.  Bunlar genelde mevcut bir sorunun çözümü ya da belirli sektör ve/veya zümrelerin talebinin karşılanması için hedef olarak duyurulur ancak gündem değişir değişmez gereği pek yapılmaz.
Gerek konjonktürel olarak gündeme geldiği zaman gerekse gündem yaratmak için genelde hükümet programlarında yer alan belli başlı temcit pilavları Koopbank’ı gerçek sahiplerine devretme, Turizm Örgütü Kurma, Turizm Mater Planı ve Kamu reformudur. Tüm bu ve benzeri temcit pilavları siyasi güce ve ranta tehdit oluşturduğu için ya unutulmakta ya da unutturulmakta ve gereği yerine getirilmemektedir.
Bilindiği gibi; Turizm Bakanlığı, Kalkınma Bankası’na kadar uzanan organize bir rüşvet çetesi iddiaları ile çalkalanmaktadır. Böylesi bir durumda ise kuvvetle muhtemel gündemi değiştirmek ve paydaşlara hoş görünmek için  en iyi çare olarak temcit pilavlarından “Turizm Master Planı’ tekrar gündeme getirilmiştir.
Temmuz ayı sonu itibariyle Turizm Müsteşarı Serhan Aktunç, sosyal medya hesabı üzerinden “Turizm Master Planı için, yüz yüze Yürütme Kurulu olarak ilk toplantımızı tamamladık…Ülke turizminin 2025-2034 yıllarını, geniş katılımlı bir ekip ile, sürdürülebilir, katma değeri yüksek ve toplumun çok geniş bir kesimine ekonomik katkı sağlayacak şekilde planlayacağız…” açıklamasında bulundu.
Sayın Aktunç’un bu açıklaması maalesef bakanlığın mevzuata aykırı olarak ne kadar keyfi ve politik mülahazalarla turizmi yönettiğinin açık ve net itirafıdır. 
2011 yılından beri yürürlükte olan 52/2011 Sayılı Turizm Gelişim Yasası,  KKTC turizminin nasıl yönlendirileceği ve bu konuda Bakanlık yanında en yetkili aktörün Turizm Gelişim Kurulu olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Turizm Gelişim Yasası  amacı (md.3) “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kendine özgü koşulları ve kısıtlamaları çerçevesinde, bölgesel farklılıkları göz önüne alarak doğal çevreye, tarihi mirasa, kültürel dokuya bağlı, sürdürülebilir turizm modeli ile yerel kaynak kullanımına önem vererek, ülke ekonomisine katkıda bulunurken katkının ülke içinde kalması hedefi ile çeşitliliği dikkate alarak  turizmde kaliteyi artırmak ve yerel halka dayalı turizm modelinin gelişimini sağlamak ve bu Yasa çerçevesinde Turizm Gelişim Planının hazırlanması, uygulanması ve Yasada öngörülenleri yerine getirmek amacıyla Bakanlığa bağlı olarak Turizm Gelişim Kurulunun oluşumunu, çalışma şeklini, yetkilerini ve buna bağlı diğer kurallarını düzenlemektir.” şeklinde ifade edilmektedir. Bu amaç doğrultusunda yasa turizm gelişimine bağlı bir plan çerçevesinde yürütülecek turizmle ilgili planları, turizmle ilgili faaliyette bulunan tüm kamu ve özel sektör ile bireylerin plan çerçevesinde eğitilmeleri, geliştirilmeleri, faaliyetlerinin ve yatırımlarının yönlendirilmesi ve denetlenmesini, ayrıca tüm bu yetkileri kullanacak Kurulu  kapsar (md. 4).
KKTC’de turizm sektöründe, kamu ve özel sektörün yönetim ilkesi çerçevesinde işbirliğini sağlamak ve turizmin gelişimi ile ilgili planlama çalışmalarını yönetmek ve uygulamasına yönelik açılımlar sağlamak amacıyla Turizm Gelişim Planı çerçevesinde öngörülenlerin yerine getirilmesini sağlamak ve yapılanları denetlemek amacıyla Bakanlığın bünyesinde 13 üyeli bir Kurul oluşturulur. Bu kurulun üyeleri Bakanlık müsteşarı, ilgili daire müdürlükleri, Merkez Kaymakam, Belediyeler Birliği ve yasada belirtilen diğer paydaş temsilcilerinden oluşmaktadır (md. 5.).
Kurul, Başkanın çağrısı üzerine ve ayda en az bir kez olmak üzere gündemli olarak toplanır. Gündem Kurul üyelerine en geç üç iş günü önceden bildirilir. Başkanın yokluğunda Başkan Yardımcısı toplantıya başkanlık eder. Kurul toplantılarında toplantı ve karar yeter sayısı yedidir (md. 8).
Turizm Gelişim Kurulu, Planın yürütülmesinde tek yetkili olup, bu çerçevede görev ve yetkileri bulunmaktadır (md. 9).
Yukarıdan da anlaşılacağı gibi; Turizm Gelişim Yasasının yürürlüğe girdiği 2011 yılından itibaren kurumsal olarak Turizm Gelişim Kurulu oluşturulmalı ve Kurulun en az ayda bir toplanarak aldığı kararlarla yetki ve görevlerini kullanmasına imkân verilmesi gerekiyordu. Bu yasayı işletmemek ve kurulu oluşturmamak için dillendirilen tüzüklerin eksikliği mazereti hukuki ve meşru temelden uzak olup halen olduğu gibi keyfi ve irrasyonel kararlar almanın kılıfı niteliğindedir.
Sonuç olarak; yasa gereği yaklaşık 13 yıldır etkin ve işlevsel olması gereken Turizm Gelişim Kuruluna yasaya aykırı olarak  Ad hoc muamelesi yaparak özellikle  rüşvet iddialarından dolayı erozyona uğrayan itibarını  artırma mühendisliği ile defalarca (13 yılda 150’den fazla, Serhan Aktunç Müsteşar atandıktan sonra ise 36’dan fazla) toplanması gereken Kurulu ilk kez toplantıya çağıran Turizm Müsteşarı en basit ifadeyle aklımızla alay etmektedir.