Eniz ORAKCIOĞLU

   Ekonomist Göksel Saydam, 2024’de öngörülen bütçe açığına işaret etti, ülkede yaşanan bazı olumsuzluklardan dolayı yatırımcının ve vatandaşın tereddüt yaşadığını söyledi.

   Saydam, 2023’te dar ve sabit gelirli vatandaşın alım gücünün günden güne azaldığına dikkat çekerek, 2024 yılında dövizin yükselmeye devam edeceğini, vatandaşın eline geçen kaynağı, eski alışkanlıklarını bir yana bırakarak daha tutumlu ve dikkatli harcaması gerektiğini belirtti.

   Ekonomist Derviş Kemal Deniz de, 2023 yılında bazı sektörlerde ekonomide canlılık yaşandığını ama sabit ve dar gelirlilerin enflasyon karşısında zor zamanlar geçirdiğini söyleyerek, 2024’de ekonomiyi değerlendirebilmek için hükümetin bu konuda ne yapacağına dair plan program yapması gerektiğinin altını çizen Deniz, aksi halde 2024’de yaşanan zor durumun bir müddet daha devam edeceğini vurguladı.

Saydam: 2024’e 6-0 mağlup başlıyoruz

   Ekonomist Göksel Saydam, 6 milyar 780 milyon TL bütçe açığıyla 2024 Mali Yılı Genel Bütçesinin geçtiğini ve 2024’e 6-0 mağlup başlayacağımızı söyledi.

   Saydam, KKTC’nin 2024 Mali Yılı Merkezi Devlet Bütçesi’nde 78 milyar 712 milyon TL gider, 71 milyar 932 milyon TL gelir ve 6 milyar 780 milyon TL bütçe açığı öngördüğünü belirterek, bu bütçenin içerisinde Türkiye’nin yaptığı 14 milyonluk yardımda olduğunu hatırlattı.

   Bunun gelirin giderden 6 milyar 780 milyon TL az olduğu anlamına geldiğini vurgulayan Saydam, “Devleti idare edenlerin kayıt dışı ekonomi ile mücadele etmede ve kayıt dışı gelirlerin vergilendirme niyeti yoktur demektir” şeklinde konuştu.

   Saydam, KKTC’nin adının “kara para aklayan” bir ülke olarak çıktığını, Ercan Havalimanı’nda valiz hırsızlıkları ve birçok bilinmezliğin halk ile yatırımcıları tereddütte düşürdüğünü kaydetti.

   Küçücük ülkede halen muhaceret mevzuatının bir sisteme ve denetime tabi tutulamadığından söz eden Saydam, yabancılara mal satımı ile ilgili yasal düzenlemenin de yapılmadığını belirtti.

“2023’de dar gelirlinin alım gücü azaldı”

  Saydam, 2023’te dar ve sabit gelirli vatandaşın alım gücünün günden güne azaldığına dikkat çekerek, devletin alım gücünü hayat pahalılığı vererek ve asgari ücreti artırarak düzeltmeye çalıştığını ama bunun doğru bir yol olmadığını vurguladı.

  Temel tüketim maddelerinin denetim altına alınmasının şart olduğuna vurgu yapan Saydam, bir gün 70 TL’ye aldığımız bir ürünün 1 hafta sonra 120 TL olması ve bunun adına serbest ekonomi denmesinin doğru olmadığını kaydetti.

   Saydam, Türk Lirası’nın değer kaybı ile alım gücünün ciddi oranda düştüğüne işaret ederek, 1 sterlinin ayda yüzde 1 buçuk değer kazandığını ve ama fiyatların yüzde 30, 40 arttığını belirtti.

   Saydam, arada fırsatçılar olduğu için fiyatların çok arttığına vurgu yaparak, devletin fırsatçıların önüne geçmesi gerektiğine dikkat çekti.

   Öte yandan 2024 yılında dövizin yükselmeye devam edeceğini vurgulayan Saydam, vatandaşın eline geçen kaynağı, eski alışkanlıklarını bir yana bırakarak daha tutumlu ve dikkatli harcaması gerektiğini belirtti.

   Saydam, vatandaşın kredi kartına asılmaması gerektiğini söyleyerek, Merkez Bankası verilerinin yüzde 83 kredi kartı kullanımının arttığını gösterdiğini ifade etti.

Deniz: Sabit ve dar gelirli insanlar zor zamanlar geçiriyor

   Ekonomist Derviş Kemal Deniz, 2023 yılında ekonomik anlamda kafe, restoran, barlara bakıldığında canlılık gözlemlendiğini, Güney Kıbrıs’tan Kuzey Kıbrıs’a geçişlerde de hareketlilikler olduğunu belirterek bu gelişmelerin belirli sektörlerin ekonomisine canlılık kattığını söyledi.

   Belirli sektörlerde ekonominin bir ivme yakaladığını ve piyasada bir para döndüğünü kaydeden Deniz, bu sektörlerin bu şekilde ayakta kalabildiğine işaret etti.

   Deniz, canlılığın yanında tehditlerin olduğunun da konuşulduğuna dikkat çekerek, özellikle emlak sektöründe yabancıların mal alımlarının sınırlanacağı gibi konuların da canlılık konusunda belirsizlikler oluşturduğunu kaydetti.

   Deniz, 2023 yılı içerisinde devlet gelirlerinin artı verdiğinin söylendiğinin, bunun sebebinin ise canlılığın ve Güney Kıbrıs’a satılan malların etkisi ile olduğunu belirtti.

   Bu durumun halka ne kadar yansıdığının öngörülemediğini kaydeden Deniz, ülkemizde kişi başına düşen gelirin ne kadar olduğu ile ilgili bir çalışma ve verilerle ilgili bir istatistik bilgi olmadığını aktardı.

   İstatistik bilgi olmadığından hangi sektörün krizden ne kadar etkilendiğine dair bir öngörüde bulunamadıklarını söyleyen Deniz, krizle nasıl baş edilebileceğinin de bilinemediğini vurguladı.

   Deniz, istatistiki bilgi olmamasından dolayı karar vericilerinde bu konuda kesin plan ve program yapamadığını kaydetti.

“Gelir düzeylerinde farklılıklar ortaya çıktı”

   Deniz, genç nüfusun konut sahibi olma, iş bulma sıkıntısı yaşadığını belirterek genç nüfusun kazanması gereken parayı kazanmak için yurt dışı planı yaptığına dikkat çekti.

   Deniz, “Kişi başı geliri ve yerli halkın istihdamını artıracak, daha çok dışardan pay alarak bunu daha çok tabana yayacak ekonomik düzen, dışa çıktı. Bu sebeple gelir düzeylerinde farklılıklar ortaya çıktı” dedi.

“Uluslararası ticarette operasyon merkezi olmak için ortam yaratılmalı”

   Ülkenin eğitimli ve gelişmiş nüfusundan faydalanarak, uluslararası ticarette bir operasyon merkezi haline getirilmesi gerektiğini ifade eden Deniz, gençlerin Güney Kıbrıs’ta iş bulmaya çalışmalarının sebebinin ise tamda bu olduğunu, Güney Kıbrıs’ın ticarette tüm dünya ile entegre olduğunu ifade etti.

   2004’de Avrupa Birliği’nin almış olduğu karar ve dünyadaki uygulamaların ülkemizin ekonomik açıdan yapacağı faaliyetlerin bir kısıtlamaya tabi olmayacağını gösterdiğine dikkat çeken Deniz, bu konuda bir açılım göremediklerini söyledi.

   Deniz, öte yandan dışardan birçok insanın ülkemize geldiğini ve yatırım yaptığını belirterek, bu insanların sadece bina alıp burada kalmasını değil, uluslararası bağlantılarını da ülke üzerinden yönetecekleri bir sistem kurulması gerektiğini vurguladı.

   Deniz, “Sadece inşaat sektörü gelişmesi ve oluşan canlılıktan sınırlı sektörlerin yararlanması ülke ekonomisinin kalkınması için yeterli değildir. Bu gelişmenin halka indirilmesi ve daha çok kesimin bu canlılıktan pay alması için de bir çalışma yapılmadı” dedi.

   2024’te ekonomiyi değerlendirebilmek için hükümetin bu konuda ne yapacağına dair plan program yapması gerektiğinin altını çizen Deniz, sistematik ve istatistiki bilgiye dayalı bir çalışma yapılmazsa 2024’de yaşanan zor durumun bir müddet daha devam edeceğini vurguladı.

   Deniz, inşaat sektörün patladığı gibi geri de gidebileceğini ve inşaata bağlı sektörlerin de aşağıya doğru gidebileceğini kaydederek, bu nedenle de alternatif ekonomik yapının varlığı ile ilgili çalışmalar yapılması gerektiğini söyledi.