Eniz ORAKCIOĞLU

   Toplumun büyük kesiminin uzun süredir yaşadığı ekonomik buhran, ciddi boyutlara ulaştı. Geçim derdi çeken çok sayıda kişi, psikolojik sorunlar yaşamaya başladı.

   BAĞIMSIZ Gazete’ye konuşan Klinik Psikolog Bade Yaya, son yıllarda yaşanan ekonomik sorunlar ve dövizdeki hızlı artış nedeniyle değer kaybına uğrayan Türk Lirası’nın bireylerin gündeminde en üst sırada yer aldığını belirterek, ekonomik sorunların ise toplumda geleceğe yönelik yoğun bir kaygı, umutsuzluk ve güvensizlik yarattığına dikkat çekti.

   Yaşanan süreçte bireylerin gelecek hakkında kaygılı hale gelerek yeni kararlar aldığına ve yaşamlarını sabit bir standartta tutmakta ciddi zorlanmalar yaşadıklarına işaret eden Yaya, “Ekonomik sorunlar bireylerin psikolojik iyi oluş halini olumsuz yönde etkilemekle birlikte aile ve sosyal ilişkilerinde de iletişim problemlerine ve gerginliklere zemin hazırlıyor” dedi.

   Yaya, ekonomik belirsizliklerin geleceği öngörememe, işsizlik, iş kaybı, iş yerinde dayatılan zorluklar, emeğinin karşılığını alamama, gelir kaybı ve ödenmesi gereken borçlar, taksitler bireylerin stres seviyelerinde artışa neden olduğunu vurguladı.

“Yaşam kalitesi olumsuz yönde etkileniyor”

    Yaya, sözlerinde şu şekilde devam etti:

     “Ekonomik belirsizlikler, geleceği öngörememe, iş hayatı ile ilgili karşılaşılan zorluklar (işsizlik, iş kaybı, iş yerinde dayatılan zorluklar, emeğinin karşılığını alamam, vb.) gelir kaybı ve ödenmesi gereken yükümlülükler (borçlar, taksitler, vb.) bireylerin stres seviyelerinde artışa yol açabilir.”

   Dinginleşmeyen ekonominin gün geçtikçe kaygı seviyesinde artışa sebep olabileceğine dikkat çeken Yaya, bunlara ek olarak, geleceği kestirmek zorlaşabileceği için geleceğe yönelik kararlar vermek ve riskler almak bireyler için korkutucu ve kaygı verici olabileceğine işaret etti.

   Yaya, tüm bunların bireylerde kaygı, depresyon, kendine zarar verme düşünceleri, öfke patlamaları, uyku bozukluklarına neden olabileceğini söyleyerek, ayrıca duygusal zorlanmaların bazen bireylerin bedenlerine de yansıyabileceğini vurguladı.

   Yaya, fizyolojik bir sebebe bağlı olmayan vücuttaki ağrılar, gastrit, egzama, alerji gibi yakınmaların sıklıkla karşılarına çıktığını belirterek, bu durumun bireylerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilediğini kaydetti.

“Bu sağlıklı bir çözüm asla değildir”

   Yaya, bağımlılıkların (sigara, alkol, uyuşturucu ve kumar gibi) artmasına sadece ekonomik sıkıntıların neden olduğunun söylenemeyeceğinin altını çizerek, geçim sıkıntısının tetikleyici olduğunu kaydetti.

  Yaya, geçim sorunlarının bağımlılıkların artması ile ilgili olarak bir tetikleyici olduğunu söyleyebileceğinden bahsederek, “Bireylerin karşılaştığı sorunlara çözüm üretmek veya sorunlarla başa çıkmak için uygun davranış ve düşünce geliştirmek yerine sorunların çözümü için kumar, alkol, uyuşturucu, kumar gibi bağımlılıklara yatkınlık gösterdiği bir gerçektir” dedi.

   Kişi kendini çözümsüz hissetmeye başlamadığında bağımlılık yapan maddelerin kullanımını arttırabildiğine dikkat çeken Yaya, kullanım sırasında gerçek yaşam sorunların uzaklaştığı, kısa süreli rahatlama hissettiği için kullanımı artırarak devam ettiğini kaydetti.

   “Ancak bu sağlıklı bir çözüm asla değildir” diyen Yaya, bireylerin bu durumlarda profesyonel destek almasının en doğru çözüm yolu olduğuna işaret etti.

“Ekonomik sebepler, dolandırıcılık ve hırsızlık gibi  suçların çoğalmasına zemin hazırlıyor”

   Yaya, artan suç olaylarının da aynı bağımlılıklar gibi sadece ekonomik temelli olmadığına dikkat çekerek, ancak kişilere karşı işlenen şiddet suçları ve mala karşı işlenen suçlar olan hırsızlık, gasp, soygun gibi suçların nedenlerine bakıldığında ekonomik nedenlerle de açıklamanın mümkün olduğuna vurgu yaptı.

   Yapılan çalışmaların bireylerin ekonomik krizlerin baş gösterdiği dönemlerde daha çok suç işledikleri sonucunu ortaya koyduğunu söyleyen Yaya, “bu krizlerin bireyleri sosyal ve psikolojik yönden etkilemekte, kriz atmosferinin yarattığı etkiyle bireyi suça sevk etmektedir şeklinde konuştu.

   Yaya, ekonomik sebepler, ekonomik eşitsizlik, işsizlik gibi sorunların dolandırıcılık ve hırsızlık gibi suçların çoğalmasına zemin hazırladığına dikkat çekti.

“Profesyonel destek almak bireyler için  önemli ve faydalı bir adım olacaktır”

   Yaya, sözlerine şu şekilde son verdi:

   “Son yıllarda her yaştan insanın ekonomi hakkında konuştuğu ve döviz kurlarını takip ettiği günler geçirmekteyiz. Bu süreç bireylerin hayattan keyif alınabilecek sosyal aktivitelere bütçe ayıramaması, sosyal ilişkilerin azalması, iyi ve mutlu hissetme halinin ortadan kalkması sonucunda insanlarda kaygı ve endişeye neden oluyor. Geleceğe dair umutları kaybetmemek gerçekçi beklentileri ve bunlara uygun çözüm yolları üretmek ekonomik krizi olmasa da, krizlerin bireysel etkilerini azaltmaya yardımcı olacaktır. Bütün bunların yanında.”