Bazı tuhaflıklar görüp yazdığımızda; “E yani siz da her şeye takarsınız ha” derler. Bazen de “Bu da haber mi yani, bulamadınız mı yazacak şey?” diye sitem ettikleri olur… Ancak ortada tuhaf, kaf...
Bazı tuhaflıklar görüp yazdığımızda; “E yani siz da her şeye takarsınız ha” derler. Bazen de “Bu da haber mi yani, bulamadınız mı yazacak şey?” diye sitem ettikleri olur… Ancak ortada tuhaf, kafamızı karıştıran bir şey olursa bunu yazmayacak mıyız? Şimdi neye mi taktım ya da takıldım diye sorarsanız, söyleyeyim; bu ülkeye Türkiye’den kaç depremzede geldi tam olarak hangi yetkili bilgi sahibidir? Cumhurbaşkanı mı, Başbakan mı, İçişleri Bakanı mı, Çalışma Bakanı mı? Çünkü her yetkili başka bir rakam açıklıyor, böyle olunca da insanların kafası karışıyor. Cumhurbaşkanı başka rakam veriyor, Başbakan başka rakam, Çalışma Bakanı başka rakam… En son İçişleri Bakanı açıklama yapıyor, onunki Başbakanın verdiği rakamla aynı, “demek ki en doğrusu bu” diyebiliriz değil mi? İlk rakam açıklayan Çalışma Bakanı Hasan Taçoy’du; 3800 kişi demişti. Çalışma Bakanından günler sonra Başbakan Ünal Üstel 1500 kişi geldiğini söyledi, yani rakam artacağına azaldı. Ha bu arada Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da 5000’e yakın depremzedenin ülkemize geldiğini söyledi. Hade bakalım, al da bozdur. Şimdi biz hangi makama inanacağız, hangisi doğru rakamı açıklıyor? En sonunda İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler 1497 depremzedenin ülkemize geldiği söyledi, yani 1500’ten üç eksik, yani bunu 1500 de kabul edebiliriz. Yani İçişleri Bakanı, Başbakanı doğrulamış oldu. Yani Başbakan ile İçişleri Bakanı 1500 kişi diyorsa, doğrusu odur herhalde… Ortaya birçok rakam atılıyorsa ve en son açıklanan rakam, daha önce açıklananlardan daha azsa, ortada bir tuhaflık var değil mi? Ülkeyi yönetenler böyle çelişkili rakamlar verince, vatandaş da “Bunlar tam olarak kaç kişi geldiğini bilmiyor” diye düşünür. Bizim sorunumuz budur işte… Rakamları bilmeme, bilememe sorunu… Yani nüfusunu tam olarak bilmeyen bir ülke, Türkiye’den kaç depremzede geldiğini mi tam olarak bilecekti… Ülkemizim bir rakam sorunu var, rahmetli Başbakan İrsen Küçük’ün ülke nüfusu sorulduğunda akıllara kazanan “kalabalığız” sözü halen geçerli. Kalabalığız diye rakamlar üzerinde durmuyoruz. Ülke olarak istatistik de sevmiyoruz, hiçbir alanda ciddi bir istatistiğimiz yok… Sanki bu ülkede rakamların hiçbir önemi yok… Şimdi ülkeyi yönetenler, ülkede kaç depremzede geldiğini tam olarak bilmiyorsa, her yetkili başka bir rakam söylüyorsa, hükümet depremzedeler için nasıl bir planlama yapacak? Kaç depremzede çocuk eğitim hakkından yararlanacak, kaç kişi sağlık hizmeti alacak, kaç kişi nerede yaşayacak, kaç kişiye katkı yapılacak, kaç kişiye iş bulmak gerekecek? Ülkeyi yönetenler doğru rakamları bilmezde doğru planlama yapamaz, o planlama yapılmazsa da bu gelen insanlar mağduriyet yaşayabilir, ortaya başka sosyal sorunlar çıkabilir. Birçok kişi zaten uzun zamandan beridir bu endişeyi taşıyor; “Gelen insanlar için hükümet gerekli hazırlığı yaptı mı, bunun için tedbirlerini aldı mı, yetersizlik olur mu?” Eh, yetkililerin yaşattığı rakam karmaşasına baktığımız zaman endişelenmemek elde değil…01 Mart 2023