Gündemi işgal eden “sahte reçete” soruşturmasıyla ilgili isimler ortaya çıkmaya başladı.

  Günlerdir, “Kimdirler, isimleri nedir? Neden açıklanmıyor?” üzerinden tartışmalar yapılıyordu.

  İlk etapta dört kişi mahkemeye çıkarıldı ve doğal olarak merak edilen isimlerden dördü öğrenilmiş oldu.

   Akşamüzeri iki kişinin daha tutuklandığı açıklandı. Onlar da mahkemeye çıkarıldığında onların da isimleri öğrenilecek.

    Tüm doktorların ve tüm eczacıların zan altında kalmaması için isimlerin açıklanması elbette önemlidir ama vatandaşların olaya dedikodu boyutunda yaklaşması da ilginç.

    Olayın kendisinden çok isimlere odaklanma, onun üzerinden konuşacak bir şey yaratma merakı…

     Yapılanlar elbette çirkin, elde edilen gelir haksız kazanç, ülkedeki çürümenin bir göstergesi.

     Soruşturma kapsamında 180 bin reçete mercek altına aldı, devletin sahte reçeteyle yazılan ilaçlar için 55 milyon TL ödeme yaptığı tespit edildi.  

     Polis, adına ilaç yazılan kişileri bulmuş, konuşmuş, insanların haberi bile yokmuş, tepki göstermişler.

     Zanlılara “Sahte Evrak Düzenleme”, “Sahte Evrağı Tedavüle Sürme” ve “Sahtekarlıkla Para ve Mal Temin Etme” suçlamaları getirildi.

     Ancak ne isterse olsun, mahkemeye çıkarılan kişiler için henüz suçlu diyemeyiz, onlar zanlıdır.

     Yani bugün isimleri deşifre olan, fotoğrafları çekilen, yayınlanan bu kişilerin mahkeme aşamasında suçsuz bulunma ihtimalleri de vardır.

     O nedenle bu konuda medya da kötü bir sınav veriyor, çok kesin ifadeler kullanılıyor, sanki suçları kesin tespit edilmiş ve mahkeme tarafından suçlu bulunmuşlar gibi…

      Halkımız zor bir dönemden geçiyor ve yaşadığı sıkıntılardan, sorunlardan dolayı, böyle olaylarla ilgisi olduğu düşünülen kişileri linç etmek istiyor. Bu ruh hainden de çıkmak gerekir.

     Önemli olan olayın ortaya çıkması, kim suçluysa tümünün de cezalandırılmasıdır. Kişiler besledikleri duyguları biraz bastırsınlar lütfen.

     Başlatılan soruşturmanın derinleştirilerek sürdürülmesi gerekiyor.

     Dört kişi mahkemeye çıkarıldı, akşamüzeri iki kişinin daha tutuklandığı açıklandı, umarım bu kadarla kalmaz.

     Soruşturma başladığında daha fazla doktordan ve eczacıdan söz ediliyordu, şimdi birkaç günah keçisi seçip bu işi kapatmazlar umarım.

      Daha önce ortada ismi geçen kişiler tutuklananlar arasında yok. Daha önce anılan isimler yanlış istihbarat mıydı yoksa birileri kollanıyor mu?

      Bugün beni arayanlar oldu, “Emir geldi, çizgiyi çekecekler, soruşturma bir yerde duracak, nasıl olsa günah keçileri bulundu” gibisinden şeyler söylediler.

      “Neden soruşturma duracak, neden ileri gidilmeyecek?” diye sorma ihtiyacı hissettim.

      Eğer derinlemesine soruşturma devam ederse, ülke darmadağın olurmuş, domino taşları gibi birçok kişi devrilirmiş, ülkede kaos olurmuş, hiç tahmin edilmeyecek kişiler bu halkaya eklenirmiş.

       Mademki böyle bir usulsüzlüğü soruşturmak için talimat verildi, sonuna kadar gidilmelidir. İster ülke darmadağın olsun ister kaos yaşansın isterse ummadığımız başka kişiler de bu halkaya eklensin. Ne olacaksa olsun…

     “Ummadığımız kişiler” deniyor ya, henüz suçlu olup olmadıklarını bilmiyoruz ama bugün mahkeme koridorlarında fotoğraflarını gördüğüm ve tanıdığım bazı kişilerden de ummuyordum gerçekten, bana göre böyle bir şey yapmaya ihtiyaçları da yoktu.

     Ancak insanoğlu anlaşılmaz bir varlıktır, bazen şaşırtıcı işler de yapabiliyor. O nedenle bu soruşturmaya devam edilmelidir, altında kim kalırsa kalsın, ucu kime dayanırsa dayansın.

     Medyayı arayıp da “Soruşturma derinleştirilmeyecek” diyenler gerçekten bir şeyler biliyor da mı konuşuyor yoksa her ihtimale karşı kamuoyu yaratmaya mı çalışıyor bilemem ama gerçekten “devam etmeyin, bir çizgi çekin durun” denmişse, bu emir en az olayın kendisi kadar kötü bir şeydir ve bunu yaparsa birileri bu suça ortak olurlar.

     Kurunun yanında yaş da yanmaması için dikkatli olunmalıdır ama başlatılan bu soruşturma derinleştirilmeli, sonuna kadar gidilmelidir.

      Denetimin, devlet otoritesinin olmadığı bir ülkede böyle yolsuzluklar olur tabii ki… Böyle bir olayda olsun partizanlık, kayırma, kollama olmasın ki yapan cezasını çeksin ve benzeri başka olaylar için caydırıcı olsun.