Gazetelerde başlıklar atılıyor, “Elektrik zammına büyük tepki”, “Elektrik zammı isyanı”, “Elektrik zammına öfke” gibisinden ve benzerleri…
Biz de kurum olarak tepki üzerine bir başlık attık… Ancak doğruyu söylemek gerekirse ortada tepki mepki yok.
Böyle sessiz sedasız tepki mi olur? Böyle suskun bir isyan gördünüz mü hiç?
Ne tepki var ne isyan ne de öfke… Hepsi de lafta…
Sendikalar bugün eylem yaptı, eylemde açıklamalar oldu.
Bakıyorum sosyal medyada “Böyle eylem mi olur?”, “Bu şekilde hak alamazsınız”, “Boştur işiniz” gibisinden şeyler yazılıyor.
Ben sendikaların savunucusu değilim ama şunu sorumak istiyorum, “Boştur işiniz” diyen ne yapıyor mesela?
“Böyle eylem mi olur?” diyenler, neden gidip de eyleme destek vermedi ki daha kalabalık olsun?
“Bu şekilde hak alamazsınız?” dediniz de siz söyleyin bakalım hak nasıl alınırmış ya da aranırmış?
Bu memlekette artık herkes ya söylenip duruyor ya da sosyal medyaya bir şeyler yazıp kendi kendini tatmin ediyor.
Sosyal medyadan beddua ettiğinde, sövüp saydığında sanki bir şey değişecek?
İstediğin kadar istediğini yaz, istediğin kadar kahvehane veya cafe köşelerinde söylenip dur, neyi engelleyeceksin? Hiçbir şeyi engelleyemezsin…
Bu ülkeyi yönetenler de bunu biliyor, o nedenle yapmak istedikleri her şeyi yapıyorlar.
Elektriğe önce yüzde 31’e varan zam yaptılar, sonra da bunu yüzde 15’e indirdiler ya, inanın ki eğer yüzde 31 zam kalsa, bugünkü tepkiden fazlası olmazdı.
Tabii bugün gösterilene tepki derseniz…
Elektrik zammını yüzde 15’e düşürenler, tepkilerden korktuğu için yapmış değildir ya bunu.
Zaten yapacakları zam oranı buydu, diğerini bir test olarak yaptılar. Eğleniyorlar yani…
Testin yanında “önce eşeği kaybettirme, sonra da buldurup sevindirme” oyunu oynadılar.
Milletle dalga geçiyorlar ama buna bile doğru dürüst ses çıkarılamıyor.
İsteseler yüzde 31 zammı bırakırlar, değişmezlerdi ve bunu herkes de yerdi, kimden, neden korksunlar ki?
Onlar da biliyor artık, “Bu halk bağırır çağırır ama yine yerine oturur” diye.
Zaten bütün stratejilerini de bunun üzerine kuruyorlar.
Batmış KIB-TEK’e hiç çekinmeden, vatandaşın gözünün içine baka baka partizanca istihdamlar yaptılar.
Medyadan, sosyal medyadan yazılanlardan çekinip de geri adım attılar mı?
Hayır, “sin da gülle geçsin” mantığı… Bu partizanca istihdamlar arasında EL-SEN Başkanın ve Polis Genel Müdürü’nün çocukları da vardı. Kimin umudunda?
Partizanca istihdam yaptılar, şimdi de okkalı zamlardan gelecek parayla onlara maaş verecekler.
Bu memlekette “bu kadarı da fazla” sözünü tedavülden kaldırmak lazım çünkü “bu kadarı da fazlalık” çok şey oldu, ötesine de geçti artık…
Bu toplum tepki göstermeyi, isyan etmeyi unuttu, kaderine razı bir tavır içindedir.
Gazeteciler, sendikacılar, muhalefet, KIB-TEK’in nasıl mahvedildiğini, nasıl batırıldığını, nasıl verimsiz hale getirildiğini anlatıp duruyor.
Ancak bunlar bir işe yaramıyor… Yönetenler yine yapacaklarını yapıyorlar…
Birileri bundan sorumlu, birilerinin yanlışı, ihmali, iş bilmezliği ya da istismarı sonucu kurum milyonlarca lira zarara uğratıldı, halen zarar ediyor ama birileri hesap vermiyor, sorgulanmıyor, yargılanmıyor… Hep yapanın yanına kalıyor…
Son zamanlarda ülkeyi yönetenler, halkın istemediği birçok şeyi yapıyor ama hiçbir şey olmuyor. Bu zihniyetle olmayacak da…
Hangi alanda doğru dürüst bir şey var, neremiz tamam? Hiçbir şey tamam değil, ülke yaşanmaz hale geldi.
Akaryakıt zaten ateş pahası… Ardından tüp gaza ve elektriğe de okkalı zam geldi. Şimdi zincirleme her şey pahalı olacak. Bu ülkede hayatın ucuzlaması mümkün değildir.
Siz sosyal medyadan yazmaya devam edin, ülkeyi yönetenler istediğini yapıyor.
Elektrik zammımız hayırlı olsun, bu uysallıkla başımıza daha çok iş gelir…