Bu ülkede gerçekten her tarafta bir delirme hali var…

   Yapılması gerekenler yapılmıyor, gereksiz işlerle uğraşılıyor.

   Maalesef ülkemizde “iş yapmak” değil, “işgüzarlık” revaçta…

   Yapmaları gerenleri yapmayanlar, hiç gereği yokken, kendini gösterme peşine düştü, iş yaparmış gibi davranıyorlar.

   Bir mahkeme haberi vardı geçen gün; Lefkoşa’da ve Demirhan’da üç piyangocu, Güney Kıbrıs’a ait piyango bileti ve kazı kazan kartları sattığı için tutuklanmış, dava okunmuş onlara, mahkemeye çıkarılmışlar…

    Vay vay vay ne büyük suç ne büyük suç….

    Efendim Kıbrıs Cumhuriyeti’nin piyango biletlerini satmak yasakmış, “Piyangolar Yasasına Aykırı Hareket”miş…

    Bak sen… Memlekette tüm yasalar uygulanmış, her şey kusursuz, her şey tıkır tıkır işliyor, İsviçre’yi bile kıskandıracak kadar mükemmel ve adil bir ülkeyiz, o nedenle Kıbrıs Cumhuriyeti piyango bileti satan üç emekçiyi tutukladık…

    Ekmek parası için bilet satan insanları, çok büyük bir suç işlemiş gibi tutuklayıp mahkemeye çıkarıyorlar.

    Yahu, polisi, mahkemeleri böyle şeyler için uğraştırmaya değer mi?

    Ekmek parasının peşindeki insanları böyle suçlu gibi taciz etmekle, üzmekle elinize ne geçti?

    Kendimi bildim bileli Kuzey Kıbrıs’ta Kıbrıs Cumhuriyeti piyango bileti satılıyor, hem de sınır kapılarının henüz açılmadığı 2003 öncesinde bile…

    Üstelik yalnızca bu üç arkadaş da satıyor değil, daha birçok kişi satıyor bu biletleri.

    Güney Kıbrıs’a geçen birçok kişi de oradan satın alıp geliyor, başka birçok şeyi satın aldığı gibi.

    “Piyangolar Yasasına Aykırı Hareket” etmişler… Yesinler sizin yasanızı…

    Ülkede usulsüzlükler, yolsuzluklar, rüşvet olayları, partizanlık almış başını gidiyor, ülkeyi yöneten bazı kişilerin adı bu olaylarla anılıyor, onlara bir şey olmuyor da Rum piyango bileti sattılar diye üç emekçi tutuklanıyor.

    Yasaymış… Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nun santral için yakıt alımı yasaya göre ihaleyle olması gerekiyor ama üç yıl oluyor doğrudan alımlarla kurum milyonlarca zarara uğratıldı, bu zararları yaratanları tutukladınız mı? Hayır tabii ki…

    Bu ülkede fuhuş yapmak yasak değil mi? Peki gece kulüplerinde yasaya rağmen kadınların parayla seks yaptırılmasına neden izin veriyorsunuz?

     Bu ülkede çalışma yasaları yok mudur? Peki çalışma yasalarına uyuyor mu birçok işveren?

     Hayır uymuyor, yükümlülüklerini yerine getirmiyor ve af bekliyor.

     Peki cezalandıracağınıza, yasalara uymayanlara af uygularken yasa aklınıza gelmiyor mu?

     Emekçileri yasal saatten fazla çalıştırıp hakkını vermeyeni, insan sağlığına uygun olmayan alanlarda çalıştıranı, ihtiyat sandığı- sosyal sigorta yatırımını yapmayanı, ihtiyat sandığı- sosyal sigorta yatırımını brütten değil de net maaştan keseni, ihtiyat sandığı- sosyal sigorta yatırımını maaşı üzerinden yapmayanı neden tespit etmiyor ve cezalandırmıyorsunuz?

     Bu ülkede halen kaçak işçi çalıştırılıyor. Peki bunlara neden göz yumuluyor?

     Kamuda yani, devlet daireleri ve kurumlarında çalışanların iki iş yapması ya da başka bir deyişle ek iş yapması yasak.

     Ancak yüzlerce kişi iki iş, üç iş, beş iş yapıyor hem de çoğu kamudaki işini aksatarak, sanki de oradaki işi ek işmiş gibi davranıyor.

    Peki bugüne kadar kime ne olmuş bu konuda? Yasa çalıştı mı hiç? Hayır çalışmıyor…

   Peki faturasız, belgesiz iş yapmak, direkt para almak yasak değil mi? Evet yasak…

   Bugün Kuzey Kıbrıs’ta yüzlerce işyerinde fatura yok, makbuz yok, pos makinesi (kredi kartı veya banka kartı ile alışveriş) yok ama kimse bunların peşine düşmüyor. Yani bu ülkenin büyük derdi kayıt dışılık serbest gibi…

   Yani yasaya rağmen vergi kaçırılıyor ve bunu herkes de biliyor…

   Peki fırsat eşitliğine aykırı, münhal açmadan, sınav yapmadan, işe uygun kişi belirlemeden, partizanca istihdam yapmak yasal mıdır, etik midir?

   Ne yasaldır ne de etik ama yapılıyor işte… Hem de ülkeyi yönettiğini iddia eden kişiler yapıyor bunu, en yukardakiler…

   Partizanca istihdamlar hem adil değil hem de gereksiz yerlere yapıldığı için verimsizliğe ve israfa neden oluyor, devleti zarar ettiriyor, kamu dökülüyor ama yapıyorlar, hem de yüzümüze baka baka…

   Ülkeyi yönetenler yasalara, anayasaya aykırı işler yapar mı? Yapmamalı ama yapıyorlar, kararları gidiyor yargıya tosluyor, geri adım atmak zorunda kalıyorlar.

    Mesela ülkeyi yönetenler partizanca “T izni” dağıtmıyor mu? Bunu yapmak yasal mı, etik mi? Yapıyorlar ama akrabalarına, partililerine veriyorlar, ortaya çıkınca da tümünü iptal ediyorlar.

    Bu ülkede parayla diploma satmak yasal mı? Değil ama yapıldı, yapılıyor... Tespit de edildi ama birisi tutuklandı, diğerlerinin makamları ağırmış, nüfuzluymuş diye onlar açıklanmıyor, tutuklanmıyor.

    Ancak üç emekçi arkadaş, Rum piyango bileti satmış diye tutuklanıyor… Ayıptır, günahtır…

    Bu ülkede herkesin bildiği ama ortaya belge konamadığı için kanıtlanamayan ya da üzerine gidilmeye korkulan yığınla yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet olayı var…

    Yahu bunları çıkıyorlar, parti kavgası yapacaklar diye gafil muhbir misali anlatıyorlar, birbirlerini satıyorlar, birbirlerini deşifre ediyorlar da hiçbir şey olmuyor.

    Ülke tam bir yolsuzluk batağının içinde, bazı işler göz göre göre yapılıyor.

    Sonra da siz bana yasaya aykırı Rum piyango bileti sattı diye insanları tutuklayacaksınız.

    Rumlar kuzeye akın ediyor her türlü şeyi satın alıyor, onları dört gözle bekliyoruz, “Aman Rumlar gelsin ekonomimiz güçlensin” diyoruz.

    Kıbrıslı Türkler, kuzeyde pahalı olup, Euro’ya rağmen güneyde ucuz olan mesela et ve et ürünlerini gidip satın alıyor.

    Yani halklar karşılıklı avantajlarını kullanıyor, her iki tarafta da alan memnun, satan memnun ama piyangocuları Rum bileti satmış diye tutuklayacaksınız.

    Bu hem işgüzarlıktır hem ikiyüzlülüktür hem de çıkarcılıktır.

    Büyük resimde bin bir türlü yolsuzluk, adaletsizlik varken, küçük resimdeki masumlarla uğraşıyorsunuz siz… Hep öyle olmuyor mu? Namussuzlar muteber, gariban vatandaş suçlu, bravo size…