Birçok kez yazılı ve sözlü basında gözünüze çarptığı veya işittiğiniz üzere KKTC’de batık kredilerin giderek arttığı iddia edilmektedir.  Batık krediler üzerinden amaçlı veya amaçsız yaratılan algı ise halkın giderek fakirleştiği; esnafın işlerinin kötüleştiği ve ekonominin olumsuz etkilendiğidir.

Batık veya tahsili gecikmiş kredilerdeki nominal veya mutlak artışlar üzerinden yapılan değerlendirmelerin teknik açıdan doğruyu yansıtmadığının ifade edilmesi gerekiyor.

Özellikle enflasyonist ortamlarda brüt krediler artarken doğal olarak nominal batık krediler de artacaktır. Ancak bunu felaket senaryosuna çevirmek için batık veya tahsili gecikmiş kredilerin brüt kredilere oranının önemli derecede artması gerekmektedir.

Ekonomik kriz dönemlerinde batık krediler oranının da arttığı gözlemlenmektedir. Türk bankacılık sektöründe sorunlu kredilerin toplam kredilere oranı özellikle kriz dönemlerinde önemli ölçüde artmış ve hem bankacılık sektörünü hem de reel sektörü olumsuz yönde etkilemiştir. Bu yönde nedensellik ilişkisi olduğu yapılan bilimsel çalışmalarla ortaya konmuştur (https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/202153).

Ancak, KKTC’de öne sürüldüğü gibi batık krediler oranını artıracak bir ekonomik kriz olduğu iddiası olgularla örtüşmemektedir.

Tabloda 2010-2023 arası TL bazında brüt krediler ile Tahsili Gecikmiş Alacaklar (TGA) /Brüt Krediler Oranları  (%) görülmektedir.

 

BRÜT KREDİLER

(MİLYON TL)

TGA/BRÜT KREDİLER ORANI (%)

2010 Aralık

4,630.7

9.53

2011 Aralık

5,868.5

7.94

2012 Aralık

6,778,1

7.23

2013 Aralık

8,405.8

6.37

2014 Aralık

9,557.9

6.46

2015 Aralık

11,168.1

6.88

2016 Aralık

12,763.1

6.60

2017 Aralık

15,306.2

5.72

2018 Aralık

18.906,1

5.53

2019 Aralık

22.573,4

5.61

2020 Aralık

28.758,3

5.41

2021 Aralık

42.006,0

3,77

2022 Aralık

56.587,2

4,66

2023 Eylül

80.891,6

3,41

Kaynak: http://www.kktcmerkezbankasi.org/tr/yayinlar/bulten

Mutlak (Nominal) olarak kredi miktarı arttığı zaman batık krediler veya tahsili gecikmiş alacaklar da artacaktır.  Ancak, bunun bankalar açısından risk oluşturması veya ekonomideki kötü gidişatın göstergesi olarak yorumlanması için batık kredi oranının toplam krediler içerisinde artması gerektiği kabul edilmektedir.

Bir kasadaki çürük patates örneğini verecek olursak. Bir kasadaki çürük patates miktarını ve oranını düşünün. Her yeni kasada çürük miktarı ve oranı artmıyorsa bu patatesi satan ve alan için öngörülebilir olduğundan sorun olmaz. Ancak, kasalar artarken çürük oranı da artıyorsa bu hem alıcı hem de satıcı için sorun yaratacaktır.

Benzer şekilde kredi miktarı artarken batık kredi oranı artmıyorsa bu kredi riskinin artmadığı anlamına gelmektedir.  Kredi miktarı artarken batık kredi oranı düşüyorsa bu kredi riskinin azaldığını ve  verilen kredilerin daha büyük bir oranda başarıyla tahsil edildiğini göstermektedir. Başka bir ifade ile alınan kredilerde olumlu karşılanacak şekilde ödeme güçlüğüne düşenlerin oranı azalmaktadır.

Tablodan da görüleceği gibi; 2010-2023 yılları arası incelendiğinde, batık kredi oranı giderek düşmüş ve 2023 Eylül’ünde en düşük seviye olan %3.41’e gerilemiştir. Daha iyi anlaşılacak şekilde; 2010 yılında verilen 100 TL’lik kredinin 9.53 TL’si sorunlu veya batık iken bu rakam KKTC Merkez Bankası’nın etkin denetimi ve ticari bankaların daha güçlü kurumsal yapısı ile 2023 Eylül’ünde 3.41 TL’ye gerilemiştir.