Çiçeği burnunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu’nun geçtiğimiz hafta yaptığı açıklama, kamuoyu adına beni fevkalade üzdü ve bir o kadar da endişelendirdi.
Devletin bir bakanından beklenmeyecek ölçüde Sayın Gardiyanoğlu’nun açıklamaları maalesef gaflarla doluydu. Gardiyanoğlu, “bazı ekonomistlere göre kayıt dışı ekonominin yüzde 75’lere varan bir seviyede olduğunu ve bunun birçok nedeni olduğu ifade edilse de KKTC’nin bazı bölgelerinde sadece 1 müfettiş bulunduğunu” ifade etti.
Öncelikle bazı ekonomistlere göre kayıt dışı ekonominin yüzde 75’lere vardığı şeklindeki ifade hem devleti hem de ekonomistleri aşağılama anlamına gelmektedir.
Öncelikle bir devletin bakanı kayıt dışı ekonomi oranını kendi resmi rakamlarıyla açıklamalıdır. Sayın Bakan bir taraftan devletin istatistik üretme acizliğini dellal ederken öte yandan bu konuda kafa yoran ekonomist ve akademisyenleri de hakir görmekten geri durmamaktadır.
Yapılan açıklamalardan ayrıca Sayın Bakanın ülkemizde birçok uzman ve akademisyenin katılımıyla Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) tarafından yaptırılan ve kitaplaştırılan çalışmadan da bihaber olduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, ülkemizde kayıt dışı ekonomi oranıyla ilgili açıklama yapan ekonomistlerden ziyade KTTO’dur. Şöyle ki, KTTO Başkanı Turgay Deniz 2023 Mayıs’ında yaptığı açıklamada; kayıt dışı ekonomi oranının yüzde 80 olduğunu iddia etti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın yaptığı diğer bir büyük gaf ise kayıt dışı ekonomiyi kaçak işçiden ibaret görüp peşinen başarısızlığına gerekçe olarak bazı bölgelerde sadece 1 müfettiş olduğunu ifade etmesidir.
Mevcut cehaletin cüreti karşısında ben de haddimi aşarak kayıt dışı ekonomi kavramı hakkında bilgi vermek istiyorum.
Literatürde kayıt dışı ekonomiyle ilgili farklı adlandırmalar ve tanımlamalar bulunmaktadır. Yer altı ekonomisi, resmi olmayan ekonomi, vergilendirilmeyen ekonomi, kayıp ekonomi, marjinal ekonomi, gizli ekonomi, örtülü ekonomi, enformel ekonomi, kara ekonomi şeklinde de ifade edilebilen kayıt dışı ekonomi; resmi kayıtlara girmeyen, kanuni belgelerle belgelendirilmeyen, yetkili kamu organınca normal kurallar içinde kontrol edilemeyen, milli gelir hesaplarında dikkate alınmayan ve doğru şekilde hesaplanamayan ekonomik işlem ve faaliyetlerin tümü olarak ifade edilmektedir.
Kayıt dışı ekonomi: Yarı kayıtlı ekonomi, kayıtlara hiç girmeyen ekonomi ve yer altı ekonomisi olmak üzere üç farklı unsurun toplamından oluşmaktadır.
Yarı Kayıtlı Ekonomi: Faturasız mal ya da hizmet satışı yapılması gibi yasal olmakla beraber beyan dışı bırakılan gelirlerden oluşur.
Kayıtlara Hiç Girmeyen Ekonomi: Formel olarak kayda geçmeyen ve formel ekonomik üretim ve değişim süreçlerine sahne olmayan bu tür faaliyetlere örnek olarak; öz tüketim, seyyar satıcılık, çocuk bakıcılığı, ev temizliği, hamallık, boş buldukları yerleri otopark yapıp gelir elde edenler gösterilebilir.
Yer Altı Ekonomisi: Faaliyetleri toplum tarafından zararlı ve ahlak dışı olarak nitelendirilen, kanunen yasaklanmış kriminal faaliyetler; uyuşturucu üretimi, tarihi eser kaçakçılığı, kalpazanlık, çek senet tahsilatı, tefecilik, kadın ticareti gibi fiillerden oluşur.
Sonuç olarak: Atanan bakanların esas görevi bakanlığı etkin ve verimli olacak şekilde koordine etmektir. İhtiyaç duydukları konuda teknokrat ve bürokratlardan (eğer varsa) bilgi alabilirler.
Ancak, bakan atanır atanmaz vahiy gelmiş gibi kendilerini konunun uzmanı zannederek devletin ve milletin ilgili birimlerini/kuruluşlarını ve konunun uzmanlarını aşağılamaya ne haddeleri ne de hakları vardır.