Ahmet UÇAR

   Ülkemizin kendi ayakları üzerinde durması ve gelişim göstermesi noktasında üretim mekanizması büyük önem taşırken, zeytin ürünlerine yönelik atılan adımlar umut aşılıyor.

   Yeşil Hat Tüzüğü üzerinden dünya ülkelerine de ihraç edilmeye başlanan zeytin ve zeytin ürünlerinin üretimini gerçekleştiren işletmelerin denetlenmesini, kayıt altına alınmasını ve uluslararası standartlara ulaşmasını sağlamak adına hazırlanan “Zeytin ve Zeytin Ürünlerinin Resmi Kontrolleri ile Kayıt ve Onayına İlişkin Tüzük" Bakanlar Kurulu’nda onaylandı.

   BAĞIMSIZ GAZETE, bu tüzüğün ülkemizdeki üretime etkisi noktasında Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Cem Karaca ile Esnaf Zanaatkarlar ve Üreticileri Pazarlama Kooperatifi Başkanı Hürrem Tulga’nın görüşlerine başvurdu.

   Cem Karaca, bu tüzükle birlikte işletmelerin denetleneceğini, gıda güvenliğinin uluslararası standartlarda olup olmadığının ve markalaşmanın da kontrol edileceğini dile getirerek, kurulacak olan laboratuvar ile zeytinyağlarının ülkemizde analiz edilebileceğini söyledi.

   Hürrem Tulga ise bu tüzükle birlikte kayıt dışılığın ortadan kalkacağını, gıda güvenliğinin ve kalitenin sağlanacağını ifade ederek, denetimlerin başladığını açıkladı.

Karaca: Zeytinyağı üretimi uluslararası standartlarda olacak

   Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Cem Karaca, “Zeytin ve Zeytin Ürünlerinin Resmi Kontrolleri ile Kayıt ve Onayına İlişkin Tüzük" ile ilk olarak zeytin işletmelerinin kayıt altına alınmasının, denetimlerinin yapılmasının sağlanacağını belirterek, ürünlerin gıda güvenliği açısından uluslararası standartlara uygun olup olmadığının kontrollerinin de yapılacağını kaydetti.

   Tarımsal Araştırma Enstitüsü olarak zeytin ürünlerinin analizlerinin yapılacağı bir laboratuvar kurmayı hedeflediklerini dile getiren Karaca, dünyada olduğu gibi ülkemizde de zeytin rekoltesinin düşük olmasından dolayı zeytin ürünlerinde tağşişin artacağını ifade etti.

   Karaca, bu nedenle zeytinyağlarında tağşiş olup olmadığına yönelik denetimlerin büyük önem taşıdığına işaret ederek, laboratuvarın bina kısmının TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı) tarafından tamamlanacağını söyledi.

   Birçok kişinin birden çok markayla zeytin ve zeytin ürünlerinin satışını yaptığını anlatan Karaca, bu tüzükle birlikte bunun da önüne geçilmiş olacağını açıkladı.

   Karaca, işletmelerin artık Tarım Dairesi’ne gelip kayıt yaptırmak zorunda olduğuna dikkat çekerek, prina (yağ sıkılırken çıkan çamurlu atık) yağının kullanılmasının yasak olmasına rağmen bazen tağşiş olarak kullanılabildiğini bildirdi.

   Zeytinyağlarının kalitelerinin uluslararası standartlarda olacağını ve denetimlerin de yapılacağını belirten Karaca, yerli zeytinin yağ kalitesinin zaten çok yüksek olduğunu kaydetti.

   Karaca, Tarım Dairesi’nin müfettişler aracılığıyla geçen hafta bazı işletmelerden numuneler almaya başladığını dile getirerek, bunların Türkiye’deki laboratuvara gönderilerek analizden geçirileceğini ifade etti.

Tulga: Kayıt dışılık ortadan kalkacak

   Esnaf Zanaatkarlar ve Üreticileri Pazarlama Kooperatifi Başkanı Hürrem Tulga, "Zeytin ve Zeytin Ürünlerinin Resmi Kontrolleri ile Kayıt ve Onayına İlişkin Tüzük" başlığını taşıyan tüzüğün gayet demokratik bir şekilde hazırlandığını belirterek, değirmen ve zeytinyağı üreticilerinin de katılımıyla oluştuğunu kaydetti.

   Tulga, tüzüğe bağlı olarak Zeytin Konseyi’nin kurulduğunu dile getirerek, Tarım Dairesi’nin denetimlerinin yanı sıra bu Konseyin de süreci yöneteceğini ifade etti.

   Tulga, bütün kararların zeytin üreticilerinin de katılımıyla Zeytin Konseyi’nde alındığına işaret etti.

   Bu tüzükle birlikte üretimin izlenebilir ve takip edilebilir olabilmesi nedeniyle yol haritası oluşturulduğuna dikkat çeken Tulga, bunun için öncelikle bu işi yapanların kaydının yapılması gerektiği üzerinde durdu.

   Tulga,  “Bundan sonra ‘Bu ürünü ben ürettim, paketledim, ambalajladım’ devri bitiyor” şeklinde konuşarak, kayıt dışılığın ortadan kalkacağının altını çizdi.

   Kaydını yaptırmayan ve gerekli koşulları yerine getirmeyen kişilerin ticarî anlamda zeytin üretimi yapamayacağını belirten Tulga, satış yapılmak istendiğinde zeytinlerin nerede üretildiğinin, paketlenip ambalajlandığının gösterilmesi zorunluluğunun bulunduğunu kaydetti.

   Tulga, değirmenlerin de ne kadar zeytin alımı yapıp bunları sıkmaya soktuklarını kaydetmek zorunda olduğunu dile getirerek, her üreticinin kayıt altına gireceğini ve ne kadar zeytin varlığının olduğuyla ilgili kayıtların tutulacağını vurguladı.

   Bu kişilerin kayıt altına alınmasıyla gerçek üreticilerin belirginleşeceğine işaret eden Tulga, böylelikle devlet desteğinden kimlerin yararlanacağının da belli olacağını açıkladı.

“Halk sağlığı korunacak, güven sağlanacak”

   Tulga, bu tüzükten önce ülkede baştan savma bir işleyişin olduğunu savunarak, halkın ne yediğinin belli olmadığını söyledi.

   Herkesin zeytin ve zeytin ürünlerini istediği gibi satabildiğine dikkat çeken Tulga, şöyle devam etti:

“Karışım, sıcak sıkım, sofralık zeytinden yapılmış zeytinyağları, sıkılmış zeytinden zeytinyağları, kanserojen etkisi olan yağlar… Bunlar her taraftaydı.”

   Bu tüzükle birlikte halk sağlığının da koruma altına alındığı değerlendirmesinde bulunan Tulga, bu sağlık ve güven olmadan üretimle ilgili hiçbir şeyin olmayacağını anlattı.

   Tulga, dışarıdan gelen alıcılarda da ve ülkedeki tüketicilerde de zeytin ve zeytin ürünlerine yönelik bir güven oluşturulacağını belirterek, insanların artık seçmeye ve sorgulamaya başladığını, içeriğini bilmediği hiçbir şeyi almak istemediğini kaydetti.

   Ülkedeki zeytin üretiminin kayıt altında olmaması nedeniyle zeytin rekoltesinin de sadece tahminden ibaret olduğunu dile getiren Tulga, üretimin kayıt altına alınmasıyla planlama da yapılabileceğini ifade etti.

   Tulga, denetimlerin yapılmaya başladığını dile getirerek, numunelerin alındığını ve analizlerinin de yapılacağını bildirdi.

   Tulga, zeytinyağı üretimi yapan herkesin Tarım Dairesi’ne kayıt yaptırmaları yönünde çağrıda bulundu.